Esad’ın güvenlik güçleri, protestocuları ve bu protestolarda ölenlerin cenazesine katılanları otomatik silahlarla tarıyor. Suriye kentlerine tanklarla giren Esad ordusu, açtığı rastgele ateşlerle sivilleri katlediyor. Aynı yıl Esad’ın askerleri İdlib’e giriş yapıyor. Suriye’de 1000’e yakın sivil öldürüldükten sonra Suriye halkı, Türkiye’ye sığınmaya başlıyor. O yıl Türkiye sığınan mülteci sayısı 10 binden fazla…
İdlib’e bağlı Derkuş kasabasındaki gönüllü tek doktor, “Özgür Suriye Ordusu haricinde Esad askerlerine de yardımcı olup tedavilerini yapıyoruz. Çünkü onlar da bizim kardeşimiz, oğlumuz” diyor. Aynı yıllarda Osmanlı mirası Halep, enkaz kente dönüyor. Türkiye sığınan Suriyeli mülteci ise sayısı 7 kat artarak 70 bine çıkıyor…
İdlib, acil tıbbi malzemelerinin eksikliği ile yaralılarını tedavi edemez hale geliyor. Medyaya, zehirli gazlardan etkilenmiş ancak oksijen maskesi olmadığı için yerde çırpınan sivillerin görüntüleri düşüyor. Suriye İç Savaşı’nın artan şiddeti ile Türkiye topraklarına sığınan mülteci sayısı o yıl 500 bin olarak resmi kayıtlara geçiyor…
Irak ordusu tüm cephanelerini adeta DAEŞ’e teslim ederek, Musul’dan ayrılıyor. İdlib’teki kritik bölgeler Esad güçleri, muhalifler ve diğer gruplar arasında sürekli el değiştiriyor. Bir zamanlar iğne atsan yere düşmeyen İdlib sokakları, harabe evlere ve mühimmat stoklamış silahlı güçlerin çatışma alanına dönüyor.
Bir günde 40’tan fazla çocuğun öldürüldüğü İdlib’te kimyasal katliamlar, bombalı saldırılar, bedenleri delip geçen kurşunlar rutine dönüyor. 135 bin Suriyelinin öldüğü, 3 milyonunun ise mülteci konumuna düştüğü yıllarda, Türkiye 1,5 milyon Suriyeliyi topraklarında ağırlıyor.
Suriye'de 13,5 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğunu ve yaklaşık 9 milyon kişinin de açlık tehlikesi bulunduğunu belirten BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Direktörü John Ging, "İdlib'in daha şiddetli saldırıların odağı olacağı ve Halep'in kaderini yaşayacağına ilişkin endişeler var" açıklamasına imza atıyor. Son 5 yılda Suriye'deki iç savaştan kaçan 4,8 milyon kişinin % 57'sinin Türkiye'ye sığındığı ve Türkiye'deki Suriyeli mülteci sayısının 2 milyon 801 bin olduğu resmi kayıtlara yansıyor.
Türkiye’nin askeri birlikleri, 100 yıl önce başkalarının çizdiği haritalarla topraklarından koparılan soydaşları adına başlattığı Fırat Kalkanı’nın ikinci ayağı için İdlib’e giriş yapıyor. İstiklal Savaşı’nda cephelerimizde savaşan, Çanakkale Şehitliği’nde isimlerinin karşısında doğum yeri İdlib yeri yazan atalarımızı hatırlama vakti geliyor. Güney sınırımızda PKK ve 2. İsrail devleti kurmak için ağzının suyu akan düşmanlar için ise “Bir gece ansızın gelebiliriz” nağmesi çalıyor…