Burç, teberruc, burjuva ve burç falı

00:0020/10/2013, Pazar
G: 9/09/2019, Pazartesi
Faruk Beşer

Burç, gökyüzünde Zodyak denen kuşak üzerinde sıralanan ve aralarında 30''ar derece açı bulunan on iki takımyıldızından her birine verilen addır. Yani burçların sayısı on ikidir. Güneş, burçlar yörüngesinde her iki burç arasını bir ayda kat eder.Bu yıldız kümeleri çeşitli hayvanlara benzedikleri için oğlak, boğa aslan gibi hayvan isimleriyle anılır.Burçlar Babil''den, Sümerlerden, kadim Mısır''dan beri bilinen bir gerçekliktir. O halde burçlarla ilgili ilk bilgiler vahiy kökenli olmalıdır.Yüksek

Burç, gökyüzünde Zodyak denen kuşak üzerinde sıralanan ve aralarında 30''ar derece açı bulunan on iki takımyıldızından her birine verilen addır. Yani burçların sayısı on ikidir. Güneş, burçlar yörüngesinde her iki burç arasını bir ayda kat eder.

Bu yıldız kümeleri çeşitli hayvanlara benzedikleri için oğlak, boğa aslan gibi hayvan isimleriyle anılır.

Burçlar Babil''den, Sümerlerden, kadim Mısır''dan beri bilinen bir gerçekliktir. O halde burçlarla ilgili ilk bilgiler vahiy kökenli olmalıdır.

Yüksek ve görünür olmalarıyla burçlara benzedikleri için kale duvarlarının üzerindeki yuvarlak ya da küp şeklindeki çıkıntılara da burç denmiştir.

Aynı benzerlik ile eskiden beri Arapça''da yüksek binalara ve bu gün de gökdelenlere burç denir. Burcu''l-Arap, ya da Burcu Halife gibi.

Yani kelimenin aslı Arapça''dır. Fransız İhtilali''nden sonra meşhur olan burjuva da buradan gelir. Surlarda yaşayan şehirli ya da proletarya karşısında zenginlikleri sebebiyle şatovari yüksek binalarda oturma imkânı bulabilenler demektir. Süleyman Sudi''nin Defter-i Muktesid''inde okumuştum.

Teberruc ise burçlaşma demektir. Bu tefe''ul kalıbı Arapça''da özenme ve çabalama anlamı içerir. Teberruc, yani görünür olmaya çabalama, buna özenme demektir.

Allah mümin kadınların cahiliye kadınları gibi teberruc yapmalarını yasaklar. O halde teberruc, toplum içinde dikkat çekme ve görünür olma için yapılan her şeydir. Süslenme, kokulanma, ayağını yere vurma, saçını topuz yapma, endamlı yürüme gibi.

Burç kelimesi Kur''an-ı Kerim''de hem muhkem şatolar, hem de gökyüzündeki burçlar anlamında birkaç yerde geçer. Burçlar Sûresi diye müstakil bir sure dahi vardır.

Burçlar kozmolojik bir vakıadır, gerçekliktir ve astronomi biliminin ilgi alanıdır.

Bütün cisimler öyle ya da böyle birbirlerini etkilediği gibi burçlar da dünya ile etkileşirler. Ay''ın gel-git olayına sebep olması da böyle bir etkileşimdir. Bu açıdan bakıldığında, bilimsel olarak ispatlanmış mıdır bilmiyorum ama, doğdukları zaman itibariyle insanların burçlarının, fizikleri ve karakterleri üzerinde etkili olabilmesi imkansız bir şey değildir. Bu durum tamamen maddi bir olaydır.

Burçların hayali güç kaynakları olarak görülüp, bizatihi bir etkiye sahip olduklarını vehmetme ise batıl bir inançtır. Burçlardan ya da yıldızlardan özellikle geleceğe dair bilgiler alınabileceğini sanmak, şayet bu bilgiler astronomik olarak hava tahmini gibi hesabi bir bilgi değilse, şirktir ve sapıklıktır. Yıldız falı, Yıldızname gibi sözler işte bu şirkin tam ortasındadır. Bu yolla insanlara bilgi verdiklerini iddia edenler şarlatan, arrâf ya da kâhinlerdir.

Arrâf, çalıntı ve kayıpları bildiğini, kâhin ise gelecekten haber verdiğini iddia eden kimselerdir. Allah Rasulü diyor ki: ''Kim bir kâhine ya da arrâfa gider ve onun dediğine inanırsa Muhammed''e indirileni inkâr etmiş olur''.

Hal böyle iken kimse bu konularda, ''Ama efendim, filancanın dediği doğru çıktı'' gibi sözlerle kendisini aldatmamalıdır. Bunlar için Efendimiz, ''Yüz yalan içinde bir doğru'' ifadesini kullanıyor.

Burçların bu yönüyle ilgilenen illüzyona ise Astroloji denir. Astroloji bilim değildir, ya şarlatanlık ya da batıl inançtır. Tarih boyunca Müslümanlar astronomi ile ilgilenmişler hatta bu bilimin kurucuları sayılmışlardır. Astrolojiyi ise şirk ve batıl saymışlardır.

Şu gerçeği de görmek gerekir: Tarih boyunca dini düşünce ile falcılık, büyücülük ve müneccimlik hep ters orantılı olarak gelmiştir. Sağlam dini düşünce ve dindarlık arttıkça diğerleri zayıflamış, bu azaldıkça da diğeri güçlenmiştir.

Dikkat edilirse okuyucularına ve izleyicilerine burç falı hizmeti (!) veren gazete ve televizyonlar aslında dinin pekçok emir ve yasağına karşı olan medya organlarıdır.

Demek ki insanda sadece dinin doyurabildiği bir alan vardır ve sahih din algısı bulunmadığında o alan batıl inançlarla dolmak zorundadır.