|
Aperatifler

Pırıl pırıl güneş ışıklarının bizi uyandırdığı her sabah içimizin soğuğunun kırılması için yeni bir fırsat...

İçeriye temiz hava girmesi için penceresini açan kişi... Bil ki hayat o pencerenin dışında seni hep aynı sabırsızlık ve heyecanla beklemeye devam ediyor.

Bizi bir sonraki güne kendinden bir şeyler katarak taşıyan güne şükrediyor muyuz? O aslında bunun için!

“Bu söylediğini ilk defa duyuyorum” dedi Büyük Sözlük. “Sen de mi?” diye sordu hayretle İmla Kılavuzu.

Kaç kelime ile konuştuğumuzdan çok daha önemli olan şey kaç kelime ile anlaştığımız...

Sabaha kadar konuşsalar birbirlerini asla anlamayacak olan, anlaşmaya yakın bile olamayan insanların aynı dili konuştuğu söylenebilir mi?

Bazen bir kelime gerinip bütün diğer kelimeleri bir anda yutabiliyor, buna hiç şahit oldunuz mu?

Bir kurşun kalemle bir cetvel, kağıdın üstündeki bir noktadan başlayıp bir başka noktaya doğru beraberce düz bir çizgi çizdiler. İkinci noktaya geldiklerinde kurşun kalem mahzun mahzun cetvele bakarak, “Burada yollarımız ayrılıyor!” dedi.

Sevgi sözcükleri insanlar arasında o kadar sık, o kadar kolay tekrar edilir hale geldi ki; bu acul gayretlere bakıp ayrılığın artık en büyük ihtimal haline geldiğini düşünmemek imkansız.

Dünya var olduğundan beri bulutlar gökyüzünde hiçbir gün aynı kompozisyonla sıralanmadılar, bunun nasıl bir şey olduğunu düşününce bile insanın aklı kamaşıyor.

“Bazen rüya görürken rüyada olduğumu biliyorum” dedi yanındakine. “Bazen bana da asıl rüyayı dünyada görüyormuşum gibi geliyor” dedi diğeri.

Bir sokağın bir ucu bir sokağa, diğer ucu bir başka sokağa çıkıyor. Kendi hikayesi dışında sokağın iki ucu iki başka hikayenin de parçası oluyor. İnsanlar da böyle, birbirlerine çok yakın oldukları halde birbirlerine yabancı başka hikayelerin, başka insanların, başka dünyaların parçası oluyorlar aynı zamanda. Aslında her şeyi birbirine bağlayan böyle bir çok irtibat noktası var. Ama bakınca bunları göremiyor, varlıklarını fark edemiyoruz.

“Ben dünyaya hep vermek için gelmişim” dedi su sebili. “Ben de içimde hiçbir şeyi uzun zaman tutamıyorum” dedi dertli plastik bardak.

Onca şeyin içinde bazı şeylerden dikkatimizi alamıyoruz ya, işte onlar duygusal güzergahımızın durak noktaları... Onlarda duruyoruz, inen oluyor, binen oluyor.

Bazı insanlar renk kataloğu gibi, onlarda renklerin daha önce hiç görmediğiniz tonlarıyla karşılaşabiliyorsunuz.

“Burada,” diyerek başladı sözlerine güleç yaşlı bilge, “size yükselmek için ne yapmak gerektiği sorulduğunda, asansör ya da merdivenleri aklınıza getirmemeyi öğreneceksiniz.”

Siz aklınızdan geçenleri fazla ciddiye alırsanız, aklınızdan geçenler sizi kuyruğuna takıp dolaştırır, hayat böyle!

#Hayat
#İletişim
#Dünya
1 yıl önce
Aperatifler
Kara dinlilerle milletin savaşı
Dolmabahçe"de konuşulanlar
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…