|
Dedim niçin korkmazsın? Dedi Tanrım var

Dedim zincir var, dedi boynumda

Dedim ölüm var, dedi yolumda

Dedim ya bilezik? Dedi kolumda

Dedim korkar mısın? O dedi yok yok.

Dedim niçin korkmazsın? Dedi Tanrım var

Dedim ya başka? Dedi halkım var

Dedim daha yok mu? Dedi ruhum var

Dedim memnun musun? O dedi yok yok.

Dedim istek nedir? Dedi gülümdür

Dedim ya mücadele? Dedi yolumdur

Dedim Ötkür neyindir? Dedi kulumdur

Dedim satar mısın? O dedi yok yok.

Şiir, vatansever bir Uygur şairine, Abdukerim Ötkür"e ait. Şiirin yazıldığı kızın adı ise Doğu Türkistan. Yani, bir kıza yazılmış gibi okuyorsunuz şiiri, fakat aslında şair Doğu Türkistan"dan bahsediyor.

Bu, burada bir dursun.

O can acıtıcı haberi okuyanlarınız vardır. Çileleri bir türlü dolmayan Doğu Türkistan Müslümanlarının oruç tutması, geçen sene olduğu gibi bu sene de yasaklandı Çin hükümeti tarafından. Yasak, devlet memurlarını ve öğrencileri kapsıyor. Aşağılık Çin hükümetinin yasağa dayanak olarak öne sürdükleri mazeret "orucun insan sağlığını olumsuz etkileyerek verimliliği düşürmesi." (Gerçi Türkiye"de bazı kuruluşlar da geçmişte benzer gerekçelerle... Neyse, şimdi durduk yerde Kemalizm"e şey yapmayalım.)

Aslına bakarsanız, 1949 yılında işgal ettiği Doğu Türkistan"da sistematik şekilde asimilasyon politikası uygulayan Çin, yasaklarda sınır tanımıyor. Seyahat özgürlükleri olmadıkları için Doğu Türkistanlıların hacca gitmesi imkansıza yakın. 18 yaşından küçüklerin, kadınların, devlet memurlarının, işçilerin ve kadınların camide namaz kılmaları yasak.

Çin, 1949 yılından bu yana, milyonlarca Müslüman şehit ederek "katliamda istikrar" sağlamış bir canavar. Sadece 1952 yılında çoğu din alimi olmak üzere 120 bin kişi idam edilmiş. 25 milyon Müslüman"ın yaşadığı Doğu Türkistan"da şehit haberi alınmayan gün, hafta, ay yok.

Çin hapishanelerinde on binlerce siyasi Müslüman mahkum var. Bu mahkumların pek çoğu içerde "kayboluyor."

2013 yılında "internet propagandası" suçlamasıyla 600"ü aşkın, "Mücahit" oldukları gerekçesiyle de 139 kişi hapse atıldı.

1949 yılından bu yana alfabeleri dört kez değişmiş Doğu Türkistan"ın. Temel amaç, nesiller arasındaki bağlantıyı kesmek.

Tabii, Çin"in haber karartma politikaları Doğu Türkistan"dan sağlıklı bilgiler almamıza engel oluyor. Üstüne bir de coğrafi uzaklık eklenince, 30 milyon Müslüman"ın zulüm altında inlediği bu ülke gündemimize yeteri kadar giremiyor. Ancak gene de, başta İHH olmak üzere Türkiye"nin kahraman sivil toplum kuruluşları Doğu Türkistan için ellerinden gelen her şeyi yapmaya gayret ediyorlar. Bu konuda özellikle Yusuf Kaplan hocamızın pazar günü Yeni Şafak"ta yayınlanan "Sen bir devsin, yükü ağırdır devin" başlıklı tüyler ürperten yazısını okumakta büyük fayda var.

Yeri gelmişken söyleyeyim. Sosyal medyada terör estirmeyi "duyarlılık göstermek" zanneden bir güruh var. Bu güruh, siz ne zaman Suriye"den, Mısır"dan, Irak"tan, Afganistan"dan bahsetseniz "ama Doğu Türkistan" diyorlar.

"Ama Doğu Türkistan" diye bir şey yok canım kardeşim. Dünyada mazlumlar var, mağdurlar var. Doğu Türkistan"ı Rojava"dan, Suriye"yi Afganistan"dan, Irak"ı Myanmar"dan ayıramam ki ben. Hepsi bir benim gözümde. Zira mazluma ve mağdura ırkını, dilini, mezhebini ve dinini sormam, soramam.

O yüzden gözyaşım Doğu Türkistan için akarken Rojava için de akar. Elim cebime Suriye için giderken Afganistan için de gider. Ellerim gökyüzüne Irak için kalkarken Mısır için de kalkar.

Ne diyordu Balzac: "Ben senin gibi sadece ırkını düşünen bir az gelişmiş değilim ki mazlumları tasnif edeyim hacı abi."

10 yıl önce
Dedim niçin korkmazsın? Dedi Tanrım var
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?