|
Dicle ve Fırat"ın arasında Selefi-Şii çatışması

Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD), Irak"ın en büyük kenti olan Musul"u ele geçirmesinin ardından kentte uygulanacak kuralları açıkladı. Maliki yönetiminin mezhepçi zulmünden bıkmış olan, bu nedenle IŞİD"e sempatiyle yaklaşan Sünniler, karşılaştıkları katı kurallar karşısında hayal kırıklığına uğramışlarsa da yapabilecekleri pek bir şey yok. Eski Baas kadrolarını ve Sünni tasavvuf inancını benimsemiş Müslümanları da barındıran Nakşibendiyye Ordusu gibi yapılar ya da Sünni aşiretler, öte yanda hava saldırılarına başlayan Irak Ordusu ve Maliki"ye muhalif ya da taraf, mevcut tehdit karşısında birleşen Şii güçleri karşısında, tek başlarına, IŞİD"le ele geçirilen bölgelerin idaresi üzerinden bir çatışmaya girebilecek güçte değil.

Ele geçirdikleri yerleri yakıp yıkmaktan ziyade yönetmek gayreti içinde olan IŞİD"i artık terör örgütü gibi değil, paramiliter bir yapı, hatta bir ordu gibi değerlendirmek gerekiyor. Kendi mahkemelerini, okullarını kuran, fırınları ve restoranları denetleyen, hatta sağlık denetimleri yapan, santral, baraj ve havaalanlarını yok etmek yerine kontrol altına alan IŞİD"in, Perşembe günkü yazımda da belirttiğim gibi, plansız ve amaçsız hareket ettiğini söylemek imkânsız. Sembolik bir şekilde dozerlerle Suriye-Irak arasındaki sınırı yıkarak "Sykes-Picot bitti" tarzı şovlarla "tribünlere de oynayan" IŞİD"in, 1,5 yılda "fethettiği" alanlara dikkatlice bakıldığında, izlediği yol da net bir şekilde görülebiliyor.

Örgütün 2013 başında Suriye"ye girmesiyle beraber aldığı yeni adından da anlaşılabileceği gibi, IŞİD, Irak ve Şam (Şam"dan kasıt Biladü"ş Şam, yani Suriye, Lübnan, Filistin, İsrail"i içine alan Büyük Şam Diyarı) bölgesinde bir ülke kurmak istiyor. Benzer şekilde Irak ve Levant İslam Devleti tabiri de kullanılıyor. 15. ve 16. yy"da kullanılan bir coğrafi terim olan Levant, Biladü"ş Şam topraklarına Hatay, Ürdün ve hatta Kıbrıs"ın da dâhil olduğu alanı tarif ediyor.

2010"da örgüt tüm liderlerinin ölmesiyle çöküşe geçmişken Ebu Bekir El Bağdadi, vizyonu geniş yeni bir lider olarak bu yapıyı canlandırmayı başardı. Liderliğe geçmesiyle beraber, yapının zayıflıklarının üzerine giden, taktik, finans, saha becerisi gibi alanlarda çıtayı yükselten Bağdadi"nin, örgütün kurucusu Ebu Musab el Zerkavi"nin yolundan kopmadığını, aksine üstüne katarak ilerlediğini belirtmek gerek. Zerkavi Usame Bin Ladin"e bağlılığını ilan etmesinin ardından, ilk olarak kurmuş olduğu Cemaat el Tevhid vel Cihad adlı örgütün adını değiştirerek Tanzim Kaidet el Cihad fi Bilad el Rafizeyn, yani "İki Nehir Ülkesindeki Cihad Örgütü" olarak değiştirmişti. İki nehir ülkesi, bir diğer adıyla Mezopotamya… Bugün IŞİD"in zapt ettiği şehirlere bakınca, Fırat ve Dicle üzerinde ilerleyişini ve bu iki nehrin arasını kontrol etmeye başladığını gözlemleyebiliyoruz.

2013"ün başında Fırat Nehri"nin Suriye"den Irak"a geçtiği sınır boyundan Suriye"ye giren Bağdadi, birkaç ay içinde Fırat Nehri boyundaki Deyrezzur ve Rakka"yı ele geçirdi, ardından Halep"e doğru ilerleyerek nehrin Türkiye"den çıkışı dâhil tüm kritik noktalarını zapt etti. 2014"ün başında yönünü Irak"a çevirerek Anbar"da Haditha"dan Ramadi ve Felluce"ye Fırat Nehri üzerindeki tüm şehirleri aldı.

Musul"un ardından Samarra yönünde ilerleyerek yüzünü Bağdat"a çeviren IŞİD, aslında bu hafta Dicle Nehri üzerinde ilerlemeye başlamış oldu. Yani Bağdadi, Levant"tan önce Zerkavi"nin ilk hedefi olan Mezopotamya"yı zapt etmeyi amaçlıyor. Bağdat"a kolay giremez ancak oyun değiştirici türden bir engelle karşılaşmazsa sonunda bu da kaçınılmaz. Ancak Bağdat"ı kuşatıp paralelinde Fırat"ın güneyine ilerlerlerse Kerbela ve Necef gibi Şiiler için kutsal iki kenti almaları işten değil.

Bugün itibarıyla Irak"ta mutlak hâkimiyeti sağlamaya çalıştıkları alan, Irak Savaşı sırasında Sünni direnişçilerin ve Irak El Kaidesi"nin en yoğun çatıştıkları, Tikrit, Ramadi ve Bağdat arasındaki "Sünni Üçgeni" olarak bilinen bölge olarak görünüyor. İşte bu bölge içinde kalan Samarra"da neler olacağı Irak"ın geleceği ve IŞİD"in planları hakkında ipucu verebilir.

IŞİD Samarra"yı zapt ederse, ele geçirdiği diğer şehirlerde yaptığı gibi, tüm türbe ve mezarların yıkılmasını emretmesi Irak"taki mezhep savaşını yeni bir boyuta taşıyabilir. Zira Samarra"da Şiilerin 10. ve 11. İmamlarının ve "Gaybet-i Kübra"da olduğuna inandıkları 12. İmamları "Mehdi"nin annesinin türbesinin bulunduğu El-Askeri Camii yer alıyor. Yani Şiiler için Samarra en önemli şehirlerden biri. 2006 ve 2007 yıllarında buraya düzenlenen bombalı saldırıların verdiği zarar ve Şiiler arasında neden olduğu öfke ve kaosu da hatırladığımızda, Sistani"nin cihad ilan etmesi kadar normal bir şey yok.

Bir yanda Sünni, Şii ayırt etmeden tüm türbe ve mezarları yakıp yıkan, Selefi olmasına rağmen Sünni şemsiyesi altına girip tüm Sünnileri kötü gösteren bu Selefi-Vahhabi örgüt, öte yanda sırf bu yüzden bu örgütten fayda sağlayan, paralelinde mezhepçi zulmüne devam eden Esad ve Maliki yönetimleri… Bakalım Sufiler bir gün uyanıp Şii-Selefi kavgasında hiç kazanmayıp hep kullanıldıklarını ve hep kaybettiklerini anlayacak mı?

10 years ago
Dicle ve Fırat"ın arasında Selefi-Şii çatışması
Hadisler de eşcinselliğe izin vermiyor
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir