|
Bir Şener var, bir Kılıçdaroğlu!

İşleri zor!

Şu mübarek bayramda bile harıl harıl çalışıp, ürettiler.

Senaryoya yeni bölümler eklediler.

367 tutmamış, e- muhtıra havada kalmış, Cumhurbaşkanı Köşk''e yollanmış, AKPARTİ yine yeniden gelmiş, ''kapatma davası'' hüsranla sonuçlanmış olabilir.

Olsun…

Yeter ki hevesler kursakta kalmasın!

Kılıçlar kınına sokulmasın!

Tutmadıysa…

Tiz vakit senaryoya yeni isimler, yeni bölümler eklensin!

Misal…

Abdüllatif Şener''den, o sarısıcak günlerde, murad edilen ikbal çıkmadı mı?

Varsın ''bölen'' etkisi yeniden devreye sokulsun!

Şener kendisine uzatılan her mikrofona konuşsun.

Bıraksın geçmişi veya gerçekleri…

Bulandırılan suya bir parmak da o atsın!

Veya Kılıçdaroğlu…

İrtica mavalıyla mesafe alınamıyor mu?

O zaman eksik ya da sahte fark etmez, belgelerden kule, polemiklerden kale inşa edilsin!

Baykal bezginleri için, Kılıçdaroğlu''ndan bir ''imdat'' üretilsin!

Olmuyor mu?

İstanbul''a başkan yapılsın…

Memur memur duruşuna biraz cila, halim selim tavrına bir tutam cerbeze, sesine birkaç volum, omuzlarına bi parça yaldız…

Olsun bitsin!

Hem liderlik koltuğuna yapışık Baykal''ın, hem de Hilton''la başı ağrıyan Doğan grubunun gönlü hoş tutulsun!

Çıkmayan candan, tutmasa da senaryolardan ümit kesilmez,

unutulmasın!

Ama…

Madalyonun bir diğer yüzü de var.

Hatırlansın!

Mesela Mumcu…

O da çok çok yakın geçmişte, o derin ellerin yazdığı senaryonun önemli bir parçası olmuştu.

367''li oylama günü kameralar karşısına geçip, demokratik normalin tekerine taş koymuştu.

''Seçtirmeyeceğiz'' demişti.

Repliğini kapalı kapılar ardında ezberleyip, rolünden dirhem taviz vermemişti.

Ama n''oldu?

22 Temmuz''da bir ''ikbal'' lokması hayal ederken, vatandaştan hakikatli bir tokat yedi.

''Seçtirmeyeceğiz'' dediği kişi seçildi.

O dönem yoldaşı olan Ağar için de son değişmedi.

Her ikisi de siyaset sahnesinden temelli silindi.

Senaryonun, medya ayağına gelince...

Anayasa Mahkemesi''nin 367 kararıyla 27 Nisan muhtırasına destekçi, Ergenekon''a sağır, darbe girişimlerine dilsiz malum medya da muradına eremedi.

Tuttuğu dal elinde kaldı, güvendiği dağlara karlar yağdı.

Durum budur.

Netice…

Bugün Pazar…

Bayram geçti, tatil bitti…

Yarın yeni bir hafta, taze bir dönem başlayacak.

Bakalım bu kez önümüze hangi senaryolar konacak?

Hangi şapkalardan tavşan çıkacak?

Hangi başlıklar krize malzeme yapılıp, hangi isimler hedef tahtasında olacak?

Ama…

Endişeye mahal yok!

Giriş gelişme onlardan olsa da senaryonun sonunu bugüne kadar hep vatandaş yazdı!

Yine o yazacak…

16 yıl önce
Bir Şener var, bir Kılıçdaroğlu!
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?