Yıllardır sadece kültür ve sanatla alakalı yazılar yazmaya gayret gösteriyorum. Diğer birçok alanda fikrim olsa da onları çoğunlukla kendime saklamayı tercih ediyorum. Bu yazıları kaleme alırken de önceliğim hep kendi gündemimde olan konular. Fanusun içinde veya fildişi kulemde yaşamadığım için, bulunduğumuz coğrafyada yaşananlara da kayıtsız kalmıyorum. Aksi halde gazetece köşe yazısı yazmanın bir manası olmayacağını düşünüyorum. Kendi gündemimde olanlar da zaten biraz bu minval üzerine şekilleniyor.
Yıllardır sadece kültür ve sanatla alakalı yazılar yazmaya gayret gösteriyorum. Diğer birçok alanda fikrim olsa da onları çoğunlukla kendime saklamayı tercih ediyorum. Bu yazıları kaleme alırken de önceliğim hep kendi gündemimde olan konular. Fanusun içinde veya fildişi kulemde yaşamadığım için, bulunduğumuz coğrafyada yaşananlara da kayıtsız kalmıyorum. Aksi halde gazetece köşe yazısı yazmanın bir manası olmayacağını düşünüyorum. Kendi gündemimde olanlar da zaten biraz bu minval üzerine şekilleniyor.
Şu an dünya tarihinin en acımasız katliamıyla karşı karşıyayız. İsrail, bebek, kadın, çocuk, hasta, sakat, gazeteci, doktor vs vs vs hiçbir şey göz etmeksizin Filistinlileri vahşice öldürüyor, soykırım uyguluyor. Vicdan sahibi olan herkes de bu duruma kendi gücü yettiğince ses çıkartıyor. Ben de kültür ve sanat alanında faaliyet gösterdiğim için köşe yazılarımda 7 Ekim’den bu yana hep Filistin’e dair bir şeyler yazmaya gayret ediyorum. Bu konuda Türkiye adeta bir çöl. Dünyanın her yerinde Filistin’e dair yoğun bir şekilde sergiler düzenleniyor, film gösterimleri yapılıyor, söyleşiler düzenleniyor. Türkiye ise bu konuda dünyanın en gerisinde diyebilirim. İsrail’de bile sanatla alakalı Filistin lehine yapılan etkinlik sayısı Türkiye’den fazladır.
Sanat dünyamızın Filistin meselesine bu kadar sağır ve kör olmasının nedeni tamamen ideolojik. Tayyip Erdoğan düşmanlığı gözlerini o kadar karartmış, kulaklarını o kadar sağır kılmış ki Tayyip Erdoğan’ın itiraz ettiği bir durumun hemen karşısında kendilerini konumlamaları gerektiğini düşünüyorlar. Burada İsrail’i eleştirirlerse “Tayyipçi” veya “AKPli” olmaktan korkuyorlar. Halbuki yaşanan bu durumun ideolojilerden, siyasi görüşlerden çok daha üstte tamamen insani bir durum olduğunun farkına varamıyorlar. Ya da daha kötüsü, bunun gayet farkındalar ama Filistinlileri insandan saymıyorlar. Filistinlilerin tamamının terörist olduğuna inanmaları da mümkün. Ne de olsa bazı “Batılı” devlet başkanları bunun söyleyebiliyorlar.
Ben şahsen yaşanan bu duruma karşı sessiz kalamıyorum. Bunun için dönüp dolaşıp Filistin’e dair yazılar yazıyorum, Filistinli sanatçıları, sergileri (görememiş olsam bile) bu köşeye taşıyorum.
Şartlar ne olursa olsun Filistin hakkında konuşmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
#Filistin
#İsrail
#Samed Karagöz
