|
Ayşe Banu’nun hatırlattığı…

Hindistan Müslümanları, ramazan ayına, evliliklerin kolaylaştırılması konulu geniş çaplı bir kampanyayla merhaba diyor. Tüm Hindistan Müslüman Şahsî Hukuk Kurulu (AIMPLB) tarafından geçtiğimiz hafta başlatılan 10 günlük kampanyayla ülke çapında farkındalık oluşturulması ve evliliklerin her yönden İslâm’a uygun hale getirilmesi hedefleniyor. AIMPLB uzun yıllardır bu yönde çalışmalar yürütmesine rağmen, konunun şimdi özel bir kampanyaya dönüştürülmesinin arkasında ise acıklı bir hikâye var:

Hindistan’ın Gucerat eyaletindeki Ahmedabad kentinde, Ayşe Banu Makrani adlı genç bir kadın, 28 Şubat 2021 günü cep telefonuyla kaydettiği görüntülü mesajı ailesine yolladıktan sonra Sabarmati nehrine atlayarak hayatına son verdi. Aile mesajı alır almaz polise başvurduysa da, 23 yaşındaki Makrani’nin ancak cesedine ulaşılabildi. Mesajında çevresinin kendisine karşı anlayışsızlıklarından söz eden Ayşe Banu, özellikle evlendikten sonra eşi Arif Han ve ailesinden gördüğü fizikî baskı ve sözlü tacizlerden şikâyet ediyordu. Polisin ayrıntılı soruşturması, Ayşe Banu Makrani’nin gelin gittiği evde, daha fazla çeyiz getirmesi için zorlandığını, kocasının kendisini bu yüzden dövdüğünü ve hatta “öç almak için” başka bir kızla aldattığını ortaya koydu. Kadıncağızın intihar etmeyi düşündüğünü telefonda kocasına söylediği halde, ondan “Ne yaparsan yap!” cevabını aldığı da bilahare belirlendi.

İslâm dışı gelenek ve uygulamaların Müslüman gençlerin hayatını ne kadar zorlaştırdığını bir kez daha gözler önüne seren bu trajik vaka üzerine harekete geçen AIMPLB, başlattığı kampanyayla Hint Müslümanlarına çağrıda bulunarak, özellikle şu noktaların altını çiziyor: 1) Gelinlerin kocalarının evine çok pahalı çeyizlerle ve takatin üstünde mal-mülkle gitme mecburiyetine son verin, 2) Düğünlere harcadığınız astronomik paraları azaltın, basit merasimleri tercih edin, 3) Peygamberimizin sünneti olan “velîme” yemeği dışında, düğünde insanları ağırlamak için israfa kaçmayın, 4) Velîme yemeklerinde fakir-fukaranın gözetilmesine bilhassa dikkat edin, 5) Kadın-erkek karışık dans, havaî fişek gösterileri, lüks araçlarla düğün konvoyları gibi bizim kültürümüzde yeri olmayan şeyleri terk edin… AIMPLB’den yapılan açıklamalarda da, müsrif düğün törenlerinin ve büyük bütçeler gerektiren çeyiz mecburiyetinin Müslüman gençleri evlenmekten alıkoyduğu, hasbelkader evlenebilenlerin ise sonraki yıllar boyunca düğünden kalan borçları ödemekle meşgul olduğu, birçok ailenin bu yüzden dağıldığı kaydedildi. Kurul ayrıca, Müslümanları düğün törenlerini camilerde icra etmeye de çağırarak, daha mütevazı ve uygulanabilir örneklikler sunmanın önemini hatırlattı.

AIMPLB’nin 10 günlük kampanyası boyunca, Hindistan’ın bütün şehirlerindeki camilerde konuyla ilgili vaaz ve hutbeler veriliyor, muteber âlimler halkla buluşarak onlara nasihat ediyor, özellikle anne-babaların meseleye bakış açılarının değiştirilmesine çalışılıyor. Gelinlerin kocalarının evine pahalı çeyizlerle gitme zorunluluğunun, İslâm’ın damadın geline mehir vermesi yönündeki uygulamasıyla taban tabana zıt olduğu da Müslümanlara hatırlatılan noktalar arasında. Ancak kampanyayla ilgili basın-yayına açıklamalarda bulunan Hint âlimlerinin de altını çizdiği üzere, kökleri yüzyılların ötesine uzanan, İslâm’ın ruhundan uzak ve insanların ekonomik anlayışları çerçevesinde şekillenen bu tür uygulamaların vaaz ve hutbelerle hemen ortadan kalkacağını beklemek de gerçekçi değil. AIMPLB, “Biz bu konuyu zaten gündemimizde tutuyorduk, şimdi ülke çapında seferberlik ilân ettik” diyor.

Hindistan Müslümanlarının bu acil ve önemli gündemine göz atarken, çoğu gereksiz addedilebilecek gelenekler veya toplumsal zorlamalar yüzünden evlenme masraflarının fahiş seviyelere fırlamasının, bizde de aslında çok önemli bir mesele haline gelmiş olduğunu düşünmeden edemedim. Hali-vakti yerinde olanların “norm”ları gittikçe yukarılara çekmesi yüzünden, ekonomik açıdan daha alt seviyelerde olanlar birçok gereksiz külfetlere sürükleniyor. Adeta “mahalle baskısı”na dönüşen bazı uygulamalar “vazgeçilmez” hale gelirken, gençler evliliği ertelemek durumunda kalıyor veya evlenseler bile seneler boyunca bellerini bükecek bir borç bataklığına saplanıyor.

Keşke bizde de “basit evlilik” temalı kampanyalar başlatılsa. Bu noktada güzel örneklikler yapan zenginlerimiz -hamd olsun yok değiller- daha da çoğalsa. Bir yandan modern dönemde ailenin dinamitlendiğinden dem vururken, ailenin temellerinin sağlamlaşmamasına bizzat bizim bazı lüzumsuz adetlerimiz sebep olabiliyor çünkü.

#Ayşe Banu
#Hindistan
#Müslüman
3 yıl önce
Ayşe Banu’nun hatırlattığı…
Ramazan Medeniyeti-5: Oruç, insanı tutar ve putları kırar
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir