|
El elin eşeğini türkü çağırarak arar

TÜSİAD Genel Kurulu'nda konuşan büyük patronları dinliyorsun, hepsi allame-i cihan.



140 kelimelik dağarcığa sıkıştırılmaya çalışılan yeni nesil, “Bu ne ya!” demesin diye hemen sözcüğü açalım.



Allame-i cihan, dünyadaki en bilgili kişi demek oluyor.



İş dünyasında, siyasette kimi dinlesen haklı.


Herkes güzel konuşuyor.



Herkes sorunları tek tek tespit ediyor, yorumluyor ve güzel çözümler üretiyor.



Herkes birlik beraberlik çağrısı yapıyor.



Herkes kardeş olalım diyor.



Herkes paylaşalım diyor.



Çık dışarı orası da aynı.


Obama'yı dinliyorsun, hayran kalıyorsun.



Trump'u dinliyorsun, ya bu adam işi biliyor diyorsun.



Putin'i dinliyorsun, adam haklı diyorsun.



Sanki bütün dünya ağız birliği etmiş gibi.



Dinleye dinleye Nasreddin Hoca'ya döndük.



***



Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış. Sonra:



– Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim?



Hoca ne yapsın?



– Haklısın, demiş.


Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca'ya sormuş:



– Haklı değil miyim?



Hoca:



– Vallahi çok haklısın, demiş.



Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca'nın karısı bile bu işe şaşırmış kalmış.



– Senin kadılığın da bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu?



Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp:


– Hatun, demiş, sen de haklısın!



***



Ancak…


Güzel konuşmanın alkışlanacak tek alanı edebiyattır.


***



Herkes haklıysa ve çözümü biliyorsa, küresel ekonomik kriz neden var kardeşim?



Herkes haklıysa ve çözümü biliyorsa işsizlik neden çığ gibi artıyor?



Herkes haklıysa ve çözümü biliyorsa neden terör var?



Herkes haklıysa ve çözümü biliyorsa güçsüzler neden mağdur?


Herkes haklıysa ve çözümü biliyorsa çocuklar ve masumlar neden ölmeye devam ediyor?



***



Ağızlara bakarsak her şeyin çözümü çok kolay.



Eskiler böyle durumlar için “Hatice'ye değil neticeye bak” derler.


***



İş dünyasının temsilcilerinin de, siyasetçilerin de Erzurumlu vatandaştan hiç farkı yok.



Hani çatıdan kopan sivri buz parçasının karşı kaldırımda duran bir vatandaşın tepesine doğru düştüğünü gören Erzurumlu vatandaş güya yardım ediyor, başlamış bağırmaya;



Ole ole ole oleeeeeeeee.


Eskilerin entaç dediği netice:



El elin eşeğini türkü söyleyerek arıyor, hem de bayağı güzel söylüyor.


Dolar ve faizle oynayanlar kimler?

Cevap: Rantiye



Rantiye kim?



Üretimden değil paradan para kazanmaya alışmış bir grup çıkarcı.



Amaçları nedir?



Çok kazanmak.



Nasıl yapıyorlar?



Türkiye'nin negatif yanlarını köpürterek ekonomik krizden çıkamaz algısına dönüştürüyorlar.


Daha açık söylersek “Türkiye ekonomisi batıyor” diye bağırıyorlar.



Sonra dolar zıplıyor.



Sonra doları düşürmek için faizi artır diyorlar.



Sonra faiz artırımının ardından sıcak para yağıyor yani dolar.



Sonra yağan dolarlar yüksek fiyattan Türk Lirası'na dönüştürülüyor.



Sonra bu bozdurulan döviz yüksek faizle bankalara yatırılıyor.


Operasyon tamam.



TÜSİAD'ın yeni başkanı Erol Bilecik kimdir?

Index Grup'un kurucu ortağı ve CEO'su.



İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu (İTÜ).



İTÜ'lü üç bilgisayar ve bir makine mühendisi arkadaşıyla 1989 yılında Index'i kurdu.



Bugün 200'den fazla teknoloji devinin Türkiye distribütörlüğünü yürütüyor.



Dost meclislerinde gitar çalan bir adam.


Fenerbahçe fanatiği.



Doğduğu yer olan Hatay sevdalısı



20 yıldır resim biriktiriyor.



İTÜ Mezunları Derneği'nde çalışıyor ve bursiyer öğrencilere maddi ve manevi destek sağlıyor.



Hayırlı olsun.


#TÜSİAD
#Erol Bilecik
#Nasreddin Hoca
7 yıl önce
El elin eşeğini türkü çağırarak arar
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler