İlk adımının Tunus'ta atıldığı 'Arap baharı' şeklinde adlandırılan halk hareketlerinin ikinci durağı Mısır oldu. 'Öfke Günü' diye anılan 25 Ocak 2011'de başlayan olaylar Mısır'ın en büyük meydanlarından biri olan Tahrir ile tanınmaya başlandı. “Özgürlük, Onur" sloganları atan halk gösteriler ile Mısır'daki baskıcı yönetim ve ekonomik bunalımlardan kurtulmayı hedefledi. Arap halkları adalet ve demokrasi için ayaklandı.
2011'in Ocak ayında 30 yıl boyu yönetimi bırakmayan Hüsnü Mübarek yönetimine karşı devrim yapıldı. Ancak bu devrim ile başlayan değişim süreci, 3 Temmuz 2013 darbesi ile ciddi bir tıkanma sürecine girdi ve derinden yaralandı.
İlk olarak İhvan tarafından 2000 yılında parlamento seçimlerinde aday gösterilen ve 2000-2005 yılları arasında milletvekilliği yapan Muhammed Mursi, 2012'de Mısır'ın seçimle yönetime gelen ilk Cumhurbaşkanı oldu. Mursi, yönetimi ele almasıyla birlikte siyasi hayatı yargı ve bürokrasinin dışına çıkarmayı hedefledi. İktidarı süresince çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya kalan Mursi, devrik lider Mübarek'in kalıntılarını kaldırmak için mücadele ederek radikal kararlar aldı.
Daha fazla siyasi katılım ve işbirliği için tüm çevrelere diyalog çağrısında bulundu. Birçok konuda yargı engeline takılan Mursi için Mübarek taraftarları protesto gösterileri düzenledi. Başlarda bazı İslamcı gruplar ile laik, liberal sol kesimler arasında bir anlaşmazlık çıktı. Görevinin ilk yılından itibaren Mursi için itibarsızlaştırma çalışmaları başlatıldı. Tahrir Meydanı Mursi'yi istemeyen bazı grupların gösterilerine sahne oldu.
2013 yılında Mursi'ye karşı alınan tavır daha da keskinleşti. Mübarek'in devrilme sürecine ev sahipliği yapan Tahrir Meydanı bu kez Nisan 2013'de Mursi karşıtlarının gösteri alanı oldu. 30 Haziran 2013 tarihindeki muhaliflerin kitlesel protestoları darbeye ulaşan yolun son adımı oldu.
- 30 Haziran’daki protesto gösterileri ve ardından yaşanan siyasal çalkantı Mısır ordusunu harekete geçirmeye yönelik olarak planlanmıştı. Zaten planlı bir şekilde yürütülen bu kriz sürecinde ordunun rolü askeri müdahale ile Mursi’nin görevden uzaklaştırılmasıydı. Genelkurmay Başkanı El-Sisi’nin 1 Temmuz’da bir açıklama yayınlayarak taraflara uzlaşmaları için 48 saat mühletvermesi, darbeye zemin hazırlamak içindi.(Devrimden Darbeye: Mısır’da Askeri Vesayet Dönemi Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi)
Darbe sonrası yaptığı açıklamada Mursi, kesinlikle kararı kabul etmediğini ifade etti ve kendisini destekleyenlere direnmelerini söyledi. Mursi; "Şu anda Cumhurbaşkanıyım, aynı zamanda ordunun komutanıyım" dedi. Mursi, göreve geldiği ilk günden itibaren seçimle geldiğini ve ancak seçimle gideceğini ifade etmişti.Mursi'nin önce gözaltına alındığı ve ev hapsinde tutulacağı belirtildi. Ve gözaltında tutulduğu yer uzun süre kamuoyundan saklandı.
Askerin yönetime el koymasının ardından bazı televizyon kanallarının yayını durduruldu. Güvenlik güçleri, çeşitli yerlere düzenlediği operasyonlarda binlerce kişiyi gözaltına aldı. Mısır'ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı için kullanılan oylarına, özgürlüklerine ve geleceklerine sahip çıkmak isteyen Mısır halkı tarihe geçen sivil direniş için Rabia Meydanı'nı doldurdu.
Darbe karşıtları Giza'da Nahda Meydanı'nı doldururken Kahire'de Rabia Meydanı sivil direnişin sembolü haline geldi.Mısır ordusu 8 Temmuz'da Kahire Cumhuriyet Muhafızları binası önünde oturma eylemi yapan protestoculara açtığı ateş sırasında 50'den fazla kişi hayatını kaybetti. 27 Temmuz'da Rabia Camii önünde toplanan darbe karşıtların Baltacılar denilen eli satırlı grup ve asker saldırdı. Bu saldırıda da en az 80 kişi öldü. Art arda yaşanan saldırılarda çok sayıda muhabir ve gazeteci de hayatını kaybetti.
Ordu, 11 Ağustos'ta sivil direnişçilere ültimatom verdi ve bir an önce meydanları boşaltmalarını istedi. Protestocuların uyarıya rağmen dağılmaması üzerine 14 Ağustos günü asker, zor kullanmaya başladı. Mursi yanlısı göstericilerin çadırlarını yakan asker, yerleşimlerini de yıkıp geçti. Rabia Meydanı'nda birçok insanı katleden Mısır Ordusu, kefenlenmiş cesetleri de buldozerlerle ezip ateşe verdi.Ülke genelinde olağanüstü hal ilan edildi. Askerin 16 Ağustos'ta tüm ülkede gerçekleştirdiği müdahalelerde 173 kişi hayatını kaybetti. Mısır Ordusu tarafından sivillere karşı yapılan katliamda keskin nişancılar görev aldı. Gerçek mermiler, gaz bombaları, hava saldırılarıyla meydandaki insanlar öldürüldü. Meydanda kurulan seyyar hastaneler ateşe verildi. Hastane içerisinde bulunan doktor ve yaralılar da can verdi.
Darbe karşıtlarına ev sahipliği yapan Rabia Meydanı'nda bulunan Rabia Camii Mısır güvenlik güçleri tarafından ateşe verilerek kullanılamaz hale getirildi.17 Ağustos'ta çok daha acı bir olay yaşandı. Aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 700 gösterici yanlarında cesetlerle birlikte Kahire'deki Fetih Camii'nde mahsur kaldı. Cami askerler ve baltacılar tarafından 24 saat boyunca kuşatıldı. Müslüman Kardeşler mensupları teker teker tutuklanmaya başlandı.
- 25 Ocak 2011 günü büyük ümitlerle başlanan dönüşüm süreci 3 Temmuz 2013 günü gerçekleştirilen askeri darbe ile sona erdi. Darbe beraberinde, Mursi ve Müslüman Kardeşler yöneticilerine önce seyahat yasağı, daha sonra ise yargılanarak idam ve müebbet hapis cezaları getirdi.