Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres New York'taki BM binasında İsrail-Filistin'deki gelişmelere ilişkin basına açıklamalarda bulundu. İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki "daha önce benzeri görülmemiş" gelişmeleri görüşmek için üst düzey BM liderleriyle bir araya geldiğini aktaran Guterres, Hamas'ın "tiksindirici" saldırılarını kınadı.
Guterres, çok sayıda can kaybı bulunduğunu belirterek, aralarında sivillerin de olduğu 100'de fazla İsraillinin de rehin alındığını kaydetti.
"İsrail, operasyonlarını uluslararası insani hukuka uygun gerçekleştirmeli"
Guterres, Hamas saldırılarının ardından "İsrail hava saldırılarının Gazze'yi topa tuttuğunu" vurgulayarak, "Gazze'de aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 500 Filistinlinin hayatını kaybettiğine ve 3 bin kişinin yaralandığına dair haberlerden derin endişe duyuyorum." diye konuştu.
İsrail operasyonlarının sürmesiyle birlikte ölü ve yaralı sayısının artacağını dile getiren Guterres, "İsrail'in meşru güvenlik kaygılarını anlamakla beraber İsrail'e, tüm askeri operasyonlarını çok titiz bir şekilde uluslararası insani hukuka uyarak gerçekleştirmesi gerektiğini hatırlatıyorum." dedi.
Guterres, siviller ve sivil altyapıların her zaman korunması gerektiğinin altını çizerek "Bunlar hiçbir zaman hedef olmamalı." ifadesini kullandı.
İsrail'in şimdiden sağlık tesisleri, yerleşim konutları ve bir camiyi vurduğuna ilişkin haberlerin bulunduğunu anlatan Guterres, aynı zamanda yerlerinden edilen kişilerin sığındığı BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) bağlı iki okulun da vurulduğunu duyurdu.
Çatışma 56 yıllık işgalden ötürü ortaya çıktı
Gazze'deki durumun çatışma öncesinde de çok sıkıntılı olduğunu, mevcut çatışmaların sadece durumu daha da kötüleştireceğini ifade eden Guterres, Gazze'ye insani yardım malzemelerinin girişine izin verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Guterres, uluslararası topluma yardım çağrısında bulunarak, çatışmanın daha geniş alana yayılmaması için çaba sarf ettiğini dile getirdi.
Guterres, artık kan dökülmesini, nefreti ve kutuplaşmayı sonlandırmanın zamanı geldiğini belirterek, sadece müzakere edilmiş bir barışın iki tarafın da meşru taleplerini yerine getireceğini söyledi.