|

Azerbaycan’da erken Cumhurbaşkanlığı seçimleri

Seçime girecek diğer altı adayın da dış politika vaatleri İlham Aliyev'in seçim vaatleriyle aynıdır ve Karabağ Zaferi sonrası dönemin gerçeklerine göre şekillenmektedir. Genellikle, Türkiye ve Türk dünyası ile iş birliği öncelik oluşturmaktadır. Fakat unutulmamalıdır ki böylesi cesur dış politika vaatlerinin ortaya çıkmasının nedeni de İlham Aliyev döneminde Türkiye ile gelişen ilişkiler ve Karabağ Zaferi sonrası Türk Devletleri Teşkilatı'nın artan etkinliğidir.

04:00 - 26/01/2024 Cuma
Güncelleme: 07:11 - 26/01/2024 Cuma
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Dr. Cavid Veliyev - Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi, BAKÜ

Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi Güney Kafkasya bölgesinde birçok gerçekliği değiştirdi. Bu durum son üç yılda bölge ülkelerinde yapılan seçimlerin sonuçlarını da etkiledi. İlginç bir şekilde 2021 Haziran ayında Ermenistan'da yapılan seçimleri, savaşı kaybeden başbakan Nikol Paşinyan kazandı. Aynı tarihte İran'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Karabağ zaferinden sonra Güney Kafkasya'daki yeni jeopolitik gerçeklikten rahatsız olan ve bu gerçekliği değiştirmeye çalışan ekip kazandı. 2023'te Türkiye'de yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin kazananı ise Karabağ Zaferi'nin mimarı, Azerbaycan'ın müttefikleri Cumhur ittifakı oldu.


CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ

Azerbaycan başkanlık sistemi ile yönetildiği için seçilecek cumhurbaşkanının izlediği politikalar ülke geleceği açısından belirleyici olmuştur. 2017 yılında ülkede yapılan anayasa değişikliği ile bir kişi iki defa cumhurbaşkanı adayı olabilir. Azerbaycan anayasasına göre, cumhurbaşkanının Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi’nin onayıyla Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakanını, bakanlar kurulu üyelerini atama ve görevden alma; gerekirse Azerbaycan Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık etme; Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi, Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi ve Azerbaycan Cumhuriyeti istinaf mahkemelerinin yargıçlarının atanması konusunda Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi'ne teklifte bulunma; Azerbaycan Cumhuriyetinin diğer mahkemelerinin hakimlerini atama; Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi'nin onayıyla Azerbaycan Cumhuriyeti Başsavcısını atama ve görevden alma; Azerbaycan Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri'nin yüksek komuta personelini atama ve görevden alma; Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclis'in onayıyla savaş ilan etme ve barışı sağlama gibi bazı önemli yetkileri vardır.


İŞGALDEN KURTARILAN BÖLGELERDE İLK OYLAMA

Erken seçimlerin en önemli özelliği 30 yıl sonra işgalden kurtarılan bölgelerde seçimlerin yapılmasıdır. Zorunlu göçmenlerin geri döndükleri Zengilan, Fuzuli veya devlet görevlilerinin bulunduğu Hankendi'nde de seçimler için hazırlık yapılmıştır. Burada halkın iradesinin sandıklara yansıması doğal olarak bu bölgelerin yasal ve siyasal açıdan Azerbaycan'ın geri kalanına eklemlenmesi sonucunu doğuracaktır.

Azerbaycan seçimleri sadece bölgesel değil, küresel dönüşüm süreci açısından da önemli bir dönemde yapılmaktadır. Sahip olduğu jeopolitik önemi ve bölgesel ve küresel ilişkiler ağı nedeniyle Azerbaycan'ın gelecek cumhurbaşkanının dış politika ve güvenlik vaatleri oldukça önemlidir.

Azerbaycan dışında, 2024 yılında Güney Kafkasya'da iki seçim daha yapılacak. Rusya'da Mart ayında, Gürcistan'da ise Ekim ayında sandıklara gidilecek. Tabii bütün bunların içinde zafer kazanan ülke olarak Azerbaycan'da 7 Şubat 2024'te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri oldukça önemlidir. Karabağ zaferi Türk ve İslam dünyasının ve mazlum halkların geleceği açısından önemli bir zafer oldu. Bu zafer bölgedeki emperyalist devletlerin hegemon ve dominant rolünü yıktığı için sadece bir askeri zafer olarak görülemez. Bu bağlamda Azerbaycan'da yapılacak seçimlerde yedi adayın seçim vaatleri özellikle dış ve güvenlik politikalarına ilişkin vaatleri dikkat çekici ve önemlidir.


ALİYEV’İN DIŞ POLİTİKA VAATLERİ

İlham Aliyev'in dış politika vaatleri arasında öncelikli madde Azerbaycan'ın önerdiği beş madde çerçevesinde Ermenistan'la barış anlaşmasının imzalanmasıdır. Azerbaycan'ın 2020'de Karabağ Zaferi ile Ermenistan işgaline son verilmiş, 2021'in Haziran ayında bizzat Cumhurbaşkanı Aliyev Ermenistan'a barış anlaşması imzalanmasını teklif etmiş, daha sonra ise Azerbaycan dışişleri bakanlığı beş maddelik barış teklifini yapmıştır. Üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen hala barış anlaşması imzalanamaması bunun bir seçim vaadi olmasına neden olmaktadır.

Diğer önemli bir seçim vaadi, Güney Kafkasya’da sürdürülebilir barışın tesisi ve bölgenin sürdürülebilir kalkınma bölgesine dönüştürülmesi ile ilgili çabaların devam ettirilmesidir. Bununla ilgili olarak önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesi gereken önemli projeler bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, Zengezur Koridoru'nun açılmasıdır. Bu yönde Azerbaycan ve Türkiye'nin ısrarlı tekliflerine rağmen hala projeyi engelleyen güçler vardır. Fakat Ermenistan'ın nihayetinde Zengezur koridorunu gerçekleştirmekten başka şansı bulunmamaktadır. Nitekim Cumhurbaşkanı Aliyev geçen günlerde Azerbaycan basınına verdiği röportajda, Zengezur Koridoru açılmazsa Ermenistan'la sınırlarımız açılmayacaktır, diyerek net tutumunu ortaya koydu. Türkiye'nin de politikasının bu yönde olduğu bilinmektedir. Bölgesel iş birliği açısından önemli bir diğer proje de bölgenin büyük devletleri ve aynı zamanda Güney Kafkasya devletlerinin dahil olduğu 3+3 platformudur. Diğer bölgesel platform ise, sadece Güney Kafkasya devletlerinin dahil olduğu Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan üçlü platformudur. Tabii bunlara Azerbaycan ve Türkiye'nin üçüncü ülkelerle kurduğu üçlü iş birliği platformları da dahil edilebilir.

Azerbaycan sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel meselelerin çözümünde de etkili bir devlet oldu. Özellikle Kovid-19 pandemi döneminde Bağlantısızlar Harekatı başkanlığı döneminde etkili bir politika sergileyerek mesele ile ilgili BM'de Bağlantısızlar adına özel bir oturum düzenledi. Bunun da ötesinde yoksul ülkelere yardımlarda bulundu. Öte yandan, küresel iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir platform olan ve BM çerçevesinde düzenlenen Cop29 zirvesi 2024 yılında Azerbaycan'da düzenlenecektir. Geçen yıl BAE'de düzenlenen bu toplantıya 100 bin civarında konuk iştirak etmişti. Bu sene Bakü’deki ki zirveye yabancı devlet ve hükümet başkanlarının da dahil olduğu 80 bin kişinin katılması bekleniyor.


HİBRİT TEHDİTLERLE MÜCADELE

Üçüncü önemli vaat Azerbaycan’ın jeopolitik tehditlerden ve hibrit tehditlerden korunmasıdır. Azerbaycan iki yüz yıl yabancı işgali altında kalan, zengin enerji kaynaklarına ve önemli jeopolitik konuma sahip olan bir ülke olarak hâlâ dış tehditler hissetmektedir. Nitekim komşu coğrafyalarda devam eden sert rekabetin etkisi Azerbaycan coğrafyasını da etkilemektedir. Karabağ Zaferinden sonra hala Ermenistan'da revizyonist gruplar varlığını korumakta; Fransa, Hindistan ve Rusya gibi devletler işgalci Ermenistan'ı silahlandırmaya devam etmektedir. Karabağ zaferinden sonra komşu İran, üç defa sınırda askeri tatbikat yaparak Azerbaycan'ı tehdit etti. Askeri anlamda Azerbaycan'a baskı yapamayan devletler hibrit tehditler yoluyla Azerbaycan içinde boşluk aramaktadır. Azerbaycan'ın elde ettiği başarıları elinden almak ve baskı yaparak kendi tarafına çekmek için bu tehditler bundan sonraki dönemde de devam edecektir. İşte bu nedenle İlham Aliyev onlarla mücadeleyi dış politika vaatleri arasına dahil etmiştir.

İlham Aliyev'in dış politika vaatlerinde komşu ülkelerle ilişkileri geliştirmek de bulunmaktadır. Özellikle burada Gürcistan, Rusya ve İran kast edilmektedir. Çünkü bu ülkelerle Azerbaycan arasında hem ticaret, hem enerji-taşımacılık ve hem bölgesel jeopolitik güç mücadelesi açısından önemli ilişkiler bulunmaktadır. Bazı bölge dışı devletler Azerbaycan'ı komşu devletlere özellikle Rusya ve İran'a karşı platform olarak kullanmaya çalışsa da İlham Aliyev'in son 20 yılda izlediği politika buna izin vermemiştir ve bundan sonraki dış politika vaatleri arasında bu da bulunmaktadır.


TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI

İlham Aliyev'in dış politika vaatleri arasında Türkiye ve Türk dünyası ile ilişkileri daha da kuvvetlendirmek vardır. İlham Aliyev'in iktidarı döneminde Azerbaycan- Türkiye arasında üç stratejik anlaşma imzalanmıştır. 2010 yılında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardımlaşma Hakkında Anlaşma, 2011 yılında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulmasına ilişkin Anlaşma ve Müttefiklik Hakkında Şuşa Beyannamesi. Aslında Şuşa Beyannamesi iki devletin tek bir vücut olarak hareket etmesini öngören bir beyannamedir ve bu yönde yapılacak daha çok iş vardır.

İlham Aliyev'in dış politika vaatleri arasında yer alan yegane uluslararası örgüt Türk Devletleri Teşkilatı'dır (TDT). TDT'nın kurucu anlaşması 2009 yılında Nahçıvan'da imzalanmıştır. Son yıllara kadar Konsey'in kurumsallaşması ve bütünleşmesi için birçok gelişme yaşanmıştır. Fakat bunlar içinde en önemlileri, 2021 yılında İstanbul'da yapılan zirvede Türkdilli Ülkeler Konseyi'nin Türk Devletleri Teşkilatına dönüşmesi, Türk Dünyası 2040 Vizyon Senedi'nin oluşturulması, kabulü ve en son olarak Astana zirvesinde İlham Aliyev'in, TDT çerçevesinde askeri, savunma ve savunma sanayii alanında iş birliği yapmasını teklif etmesidir. Cumhurbaşkanı Aliyev Bakü'de yapılan uluslararası bir toplantıda bu konudaki görüşünün detaylarını daha da açarak Astana açıklamasının tesadüf bir açıklama olmadığını gösterdi. Dolayısıyla yeni dönemde bu yönde çalışmalar hızlanacaktır.

İlham Aliyev'in seçim vaatlerinden biri de Azerbaycan'ın dış politikada İslamofobi ve sömürgecilikle mücadeledir. Bu konuda özellikle Karabağ'ın işgalden kurtarılmasından sonra Azerbaycan'ın daha aktif olduğu söylenebilir. Çünkü Karabağ'ı işgalden kurtaran Azerbaycan'a karşı yürütülen kirli diplomasinin nedeninin İslam karşıtlığı ve sömürgecilik zihniyetinin bir devamı olduğu düşünülmektedir. Özellikle bu husus Fransa gibi sömürge geçmişine sahip devletlerin politikalarında kendini açık bir şekilde göstermektedir. Bu devletler Azerbaycan'ın zaferinin İslam devletleri ve üçüncü dünya devletleri açısından büyük devletlerin sömürü politikalarına karşı bir başkaldırı yaratacağından endişe etmektedir.


DİĞER ADAYLAR NE VADEDİYOR?

Diğer altı adayın da dış politika vaatleri İlham Aliyev'in seçim vaatlerinin aynısını oluşturmakta ve Karabağ Zaferi sonrası dönemin gerçeklerine göre şekillenmektedir. Genellikle, Türkiye ve Türk dünyası ile iş birliği öncelik oluşturmaktadır. Fakat böylesi cesur dış politika vaatlerinin ortaya çıkmasının nedeni de İlham Aliyev döneminde Türkiye ile gelişen ilişkiler ve Karabağ Zaferi sonrası Türk Devletleri Teşkilatı'nın artan etkinliğidir.

Büyük Azerbaycan Partisi lideri Elşad Musayev'in dış politika vaatleri Cumhurbaşkanı Aliyev'in platformunun aynısı olduğu söylenebilir. Bütöv Azerbaycan Halk Cephesi Partisi adayı Kudret Hasanguliyev'in vaatleri arasında Güney Azerbaycan Türklerinin kendi dillerinde eğitim alması ve kültürel haklarının sağlanması, Batı merkezli değerlerin benimsenilmesi, Azerbaycan'ın Dünya Ticaret Örgütü'ne üyeliği, Türk-Slavyan Cumhuriyetleri İttifakının kurulması ve İran'ın da buraya dahil edilmesi, Azerbaycan'ın Rusya ile ilişkilerinin ve Türkiye, Rusya, İsrail ve Pakistan ile güvenlik alanındaki ilişkilerin geliştirilmesi vardır. Bağımsız aday Fuad Aliyev'in vaatleri arasında NATO ve KGÖA'ya karşı tarafsız politika izlenmesi, Şangay İşbirliği Örgütü ve Avrasya Ekonomik Birliği'ne üyelik için aktif politika, Azerbaycan'ın GUAM'dan çıkması ve 1988-1990 yıllarında Ermenistan'dan kovulan Azerbaycanlıların kendi topraklarına geri dönmesinin temin edilmesi vardır. Diğer iki aday Milli Cephe Partisi adayı Razi Nurullayev ve Büyük Kurtuluş Partisi adayı Fazil Mustafa ve bağımsız aday Zahid Oruc’un ise seçim platformunda dış politika vaatleri bulunmamaktadır.

Sonuçta, tabii ki 30 yıllık işgale son veren bir aday olan İlham Aliyev'e karşı yarışmak veya seçim vaatleri ortaya koymak diğer adaylar açısından hiç kolay değildir. Özellikle başarılı bir stratejist olan İlham Aliyev'e karşı dış politikada meydan okumak imkansız görünüyor. Nitekim, seçimlerin rakipsiz adayının Cumhurbaşkanı İlham Aliyev olduğu herkesçe kabul edilmektedir ve bu nedenle onun dış politika vaatleri önem taşımaktadır. Dolayısıyla, Azerbaycan'da 7 Şubat'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden Türkiye ve Türk dünyası için daha kuvvetli bir Azerbaycan sonucu çıkacağı söylenebilir.


#Azerbaycan
#seçim
#Karabağ
4 ay önce