|

Yerli yazılımda formül markalaşmada

Kurumsal kaynak planması sunan ERP yazılımındaki yabancı hegamonyası, Türk yazılım şirketlerinin adilce rekabete girmesini engelliyor. Kamu iştirakleri dahil ülkenin %85’ine hizmet veren bu yabancılar, sundukları fahiş fiyatlarlarla özellikle KOBİ bazlı şirketlerin Sanayi 4.0 dönüşümünde ellerini zayıflatıyor. Türk yazılım şirketleri ise eşdeğer kaliteye rağmen %70’e varan oranda daha ucuza hizmet verse de, piyasada yabancı marka itibar gördüğü için daha az tercih ediliyor.

Erdi Yılmaz
04:00 - 28/11/2018 Çarşamba
Güncelleme: 01:06 - 28/11/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
ERP yazılımındaki yabancı hegamonyası, yerli yazılım şirketlerini rekabet etme konusunda zorluyor.
ERP yazılımındaki yabancı hegamonyası, yerli yazılım şirketlerini rekabet etme konusunda zorluyor.

Şirketlerin kurumsal kaynak planmasını yaptıkları ERP adı verilen yazılım sistemindeki yüzde 80'lere varan yabancı hegamonyası, Türk yazılım şirketlerinin adilce rekabete girmesine engel oluyor. Aralarında Microsoft Dynamics, SAP, Oracle gibi firmaların olduğu yabancı yazılım şirketleri, aldıkları yüksek ücretler nedeniyle Türk firmalara neredeyse her dört yılda bir, yeniden lisans parası ödeyecek kadar maliyet oluşturuyor. Yerli olarak geliştirilen ERP yazılımları ise ihraç edilecek seviyede yüksek bir kalitede olmasına rağmen, tanıtım ve markalaşma konusunda küresel rakipleriyle rekabette zayıf kalındığı için yüzde 50 ila 70'e varan fiyat avantajına rağmen daha az talep görüyor. Öyle ki Türkiye'deki kamu ve belediye idaresindeki işletmelerin çoğunluğu dahi söz konusu yabancı şirketlerin ürünlerini kullanıyor. Uzmanlara göre, kamusal iştiraklerin yabancılardan aldığı bu hizmetten geri dönüş ise, kısa vadede mali külfet oluşturacağı için zor.

ÜNİVERSİTEDE YERLİ YAZILIM DERSİ ŞART

Bu bağlamda Türk yazılım firmalarının devletten beklentisi ise yerli ürünlerin tanıtımı ve markalaşması adına yabancı rakiplerinden hiçbir eksik yanı olmayan Türk yazılım ürünlerinin kamu ve belediye şirketlerinde tercih edilmesi oldu. Bunun yanında sektörün diğer isteği, devletin kamu nezdinde büyük projeleri yerli şirketlere vererek sektörün önünü açması yönünde. Yerliliğin canlanması adına bir diğer talep de üniversitelerin sanayi için yetiştirdiği insan gücü için yerli yazılım sistemlerini öğreteceği dersleri vermesi. Zira SAP'ın Türkiye’ye ilk girdiğinde böyle bir strateji izlediği biliniyor. Hali hazırda şirketlerin yüzde 70'ine ulaşan SAP, yazılımını üniversite eğitimlerine entegre ettirerek piyasadaki yetişmiş insan gücü tarafından bilinirliğini artırdı. Türk firmaları da kurdukları akademilerle bu tür eğitimleri vermeye başlasa da üniversite-sanayi işbirlği çerçevesinde yerli yazılım sistemlerinin üniversitelerde ders olarak okutulmasının yerli ve millilik adına önemli olduğu uzmanlarca dile getiriliyor.

YABANCILARDAN AMBARGO TEHDİTİ

Pazarın yüzde 80-85'ini elinde bulunduran yabancı ERP yazılımı şirketlerinin tartışılan bir diğer durumu ise menşei oldukları ülkelerin yasalarına göre hareket etmeleri nedeniyle bağlı olduğu ülkelerin herhangi bir ambargo kararına uyma konusunda kayıtsız kalmamaları. Son örneği ise geçen yıl İran'a uygulanan ambargoda Alman SAP şirketinde yaşandı. Yabancı şirket, Türk firmalarının ambargo gereği İran'la ticaretini sürdürmesi halinde yazılım hizmetini çekeceği tehditinde bulunmuştu. Aynı konuda bütün yabancı yazılım şirketleri, ülkeler arası çıkar çatışmaları halinde oluşacak yaptırımlar nedeniyle hizmet sattığı şirketleri bilgilendiren birer sözleşme imzalatmayı halen sürdürüyor.

YERLİDE REKABET GÜCÜ VAR

Yeni Şafak'a konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türk yazılım sektörünün yöneticileri, yerli ürünlerin yabancılarla rahatlıkla rekabet edecek güçte olduğunun bilgisini verdi. Buna rağmen daha az tercih edilmelerinin nedenini ise tanıtım ve marka bilinirliklerinin az olmasına bağlayan yöneticiler, kamu iştiraki şirketleride bir alım seferberliğinin başlatılmasının yerli ürünlerin özel şirketlerin tercihinde de artışa katkı sağlayacağı belirtiyor. Aynı zamanda 400 milyon doların üzerinde bir döviz çıktısına sebebiyet veren ERP yazılım ithalatı yerine yerli ürünlerin tercihi hem bu alandaki döviz çıktısını biterecek hem de Türk şirketlerin hizmet üretim kalitesini geliştirip ihracata açılmasına katkı sağlayacak. Ancak, böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde, yerli ve milli ürün seferberliğine uygun harekete edilmiş olacağı dile getiriliyor. Nitekim Türk yazılım sektörünün gücünü gösteren en önemli örnek ise bankacılık sisteminde yer alıyor. Türk bankacılık sisteminin yerli iş yönetim sistemiyle baştan yapılanması sektörün tüm dünyaya örnek olan bir kurumsallığa kavuşmasına katkı sağladı.

DESTEK HAVADA KALIYOR

Sektördeki bir başka kafa karıştıran durum ise teşvik ve destekler konusunda yaşanıyor. Hali hazırda yazılım sektörüne yönelik KOSGEB, Turquality ve kamuya yüzde 15'lik fiyat avantajıyla alım gibi bir çok destek mevcut. Yetkililere buradaki sorunun teşviklerin muhatabına ulaşamaması olduğunu aktarıyor.


Yerli ürün tescili kolaylaşmalı

Esim Yazılım Başkanı Selahattin Esim ise, yazılım sektörünün sanayici kapsamına alındığına dikkati çekti. Buna rağmen yerli ürün tescili alabilen firmaların sayısının çok düşük olduğunu belirten Esim, bunun da yazılım sektöründeki yaklaşık 3 bin firmanın sadece yüzde 10’unda kaldığını kaydetti. “Bu sayının artması için gerekenler hızla yapılmalıdır” diyen Esim, şöyle devam etti: “Yerli yazılımın önündeki en büyük rekabet bürokrasi tarafında yapılıyor ve bu durum haksız bir rekabet anlamına geliyor. Devlet bünyesinde yazılım üretmekten vazgeçmeli ve sektöre kamu nezdinde büyük projeler verilerek önü açılmalıdır.”


Kamu tarafında tercih edilmeli

MÜSİAD Bilişim Sektör Kurulu Başkanı Fahrettin Oylum, yerli yazılımda kamu tarafında tercih edilebilirliğin artırılmasının önemine dikkat çekiyor. Oylum’un dikkat çektiği bir diğer unsur ise yabancı yazılım şirketlerine ülkenin en kritik şirketlerinin iş tecrübelerinin (know-how) emanet edilmesi oldu. Oylum, bunun kritik bilgilerin yurt içinde depolanması yönünde devletin aldığı karara da muhalif bir durum olduğunu dile getiriyor. Aynı zamanda Türk ERP yazılımı üreten şirketlerin çoğunlukla KOBİ’lerle iş yaptığını belirten Oylum, ancak son zamanlarda yabancı şirketlerin KOBİ’leri de yerli yazılımcıların elinden alacak satış ve pazarlama stratejilerine başladığını aktardı.


Yabancılardaki fiyat zorluyor

Türk yazılım şirketi Octopod’un kurucusu Şenol Balo, yerli şirketlerin ürün ve hizmet kalitesinde yabancı rakiplerinden hiçbir eksikleri olmadığından bahsett. Balo, ürünlerini birçok ülkeye ihraç ettiklerini ifade ederek, “Yüzde 100 yerli olarak geliştirdiğimiz ERP yazılım hizmeti Alman şirketler tarafından kullanılıyor” dedi. Balo, bunun yanında Türkiye’de ise yabancı markalara yönelik popüler olan algı yüzünden potansiyellerini tam olarak ortaya çıkaramadıklarını dile getirdi. Öte yandan Balo, ülkedeki şirketlerin yüzde 85’inde bulunan ithal yazılımların yüksek olan maliyetleri nedeniyle yerli firmalarda Sanayi 4.0 dönüşümünün gerçekleşmesinin zayıf kalındığını da aktardı.


Tanıtım, marka ve millilik esas

Yerli yazılım firmalarından Uyumsoft’un başkanı Mehmet Önder, Türk yazılım firmalarının özellikle ERP konusunda son 5 yıldır yabancı rakipleriyle arasında hiçbir kalite farkı bırakmadığını dile getirdi. Türk firmalarının yabancılarla rekabette geri kalmasının Önder’e göre öne çıkan nedeni ise yerli ürün ve hizmetlerin pazarı domine edememesinden kaynaklı neden olduğu düşük kar marjlarında yatırıyor. Bu durumun ürün ve hizmet kalitesinin artması konusunda yapılacak yatırımları olumsuz etkilediğini aktaran Önder, tanıtım, markalaşma ve yerli-millilik seferberliği konusunda farkındalığa ihtiyaçları olduğunu vurguladı.

#Yerli Yazılım
#EPS
#Yazılım
#Selahattin Esim
5 yıl önce