Sivas kent merkezi Osmanpaşa Caddesi’nde bulunan ve miladi takvime göre 1591 yılında yaptırılan Osmanpaşa Camii, kendi dönemi içerisinde yaklaşık 5 kez yıkılıp yeniden inşa edildi. Ancak bu onarımlarda minareye dokunulmadı.
Camiyi yıktılar, minareye dokunmadılar
"1958 yılında Osmanpaşa Camii yeniden yapılmış ve 1970 yılında üst örtüsü değiştirilmiştir. Ancak camide zamanın şartları içerisinde su alma, nem alma gibi sıkıntılar olmuş. Sivas eski milletvekillerimizden Orhan Taşbey’in müracaatıyla genel müdürlüğümüzün de müsaadesiyle caminin yeniden inşası mümkün olmuştur. Ancak tarihi caminin önemli olan kısmı minaresidir. Tescillidir, bundan dolayı minaresine dokunmadan caminin yapılmasına müsaade ettik. Güzel bir proje. Genel müdürlükte onay gördü. Şu an son aşamasındayız. Tamamlandı gibi."
"Caminin kendisi tarihi değil minaresi tarihidir"
Karaca, caminin kendisinin değil minaresinin tarihi olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cami kendi devri içerisinde birkaç defa yıkılmış yapılmıştır ama biz 1958 yılında yeniden yapıldığını görüyoruz. 1970 yılında üst örtüsünün değiştirildiğini ve bugünkü halini aldığını görüyoruz. Cami zaten betonarme bir yapı. Caminin kendisi tarihi değil minaresi tarihidir. Bir de zemini vakıflara ait, vakfiye olduğu için zamanında ilk yapılırken zemin taş olmakla beraber ahşap ağırlıklı ve kerpiçten yapılmış bir bina şekli. Zaman içerisinde bu şekildeki binalar çürüyor, deforme oluyor, aşınıyor. Biz de şimdi o betonarme yapıdaki sıkıntıyı giderdik. Güzel bir cami inşa edildi. Milletimize, Sivas’a hayırlar getirsin. Ben zannediyorum biz 4. derece bir deprem bölgesindeyiz. İkincisi bizim bu tür binalar biraz daha mükemmel yapılır. Örneğin Sivas Ulu Cami minaresine baktığınız zaman çift cidarlıdır. Yani içten içe çift duvar demek bu. Kalın örülür. Bizim Ulu Cami ve Osmanpaşa Camii minarelerinin örgüleri biraz daha farklı ustalık isteyen yapıya sahiptir. O zamanki statiğe de dikkat edilmiş ve günümüze kadar gelmiş."