|

Bayramlık fotoğraflar bunlar

Albümlerinde ‘en güzel gün’ olarak saklanan fotoğraflar üzerinden ünlü simalarla eski bayramları konuştuk. Betül Mardin, bayram günleri çekildikleri aile fotoğraflarını anlatırken hala bayramda aile boyu buluşmalarının devam ettiğini söylüyor. Yedi Güzel Adam’dan Nuri Pakdil, bayramlarda çocuklarla vakit geçirmeyi sevdiğini anlatırken, Rasim Özdenören “Her bayram kahvaltı sofraları bizim evde kurulur” diyor. Oyuncu Selda Akkor ise küçük yaşta anne babasını kaybettiğini ve onlardan sonra bayramın tadının kaçtığını dile getiriyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/09/2016 Pazar
Güncelleme: 19:50 - 10/09/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Özlemle beklediğimiz bir bayram daha geldi. Arefe gününden itibaren dilimizde diğer bayrama erişme duası varken bir yandan da sevdiklerimizle bayramı en güzel şekilde geçirebilmek için planlar yapmaya başladık. Ancak geleceği olduğu kadar geçmişi de düşünüyoruz. Kimileri kaybettiği yakınıyla bayramlaşmayı kimileriyse sadece bayramda gidilen özel mekanları özlüyor. Geçmiş bayramların özlem duygusu anılarda ve fotoğraflarda yaşamaya devam ediyor. Biz de bu hafta duayen sanatçılarımızla birlikte zaman tünelinde yolculuğa çıkıyoruz. Usta sanatçılar Ayla Algan, Selda Alkor, Betül Mardin, Rasim Özdenören ve Nuri Pakdil'in aile fotoğraflarını görüp bayram hikayelerini dinledik. Mardin, büyükannesinin bayram hediyesi olan tatlı takımının en kıymetli ev eşyası olarak tanımlarken, Alkor küçük yaşta kaybettiği ailesiyle geçirdiği bayramları çok özlediğini söylüyor. Usta yazar ve şair Pakdil ise, her bayram önceliğinin çocuklar olduğu ifade ediyor.





Çocuklar labuluşmayı önemsiyor


Yedi Güzel Adam'dan biri olan usta yazar ve şair Nuri Pakdil, her bayramını memleketi Kahramanmaraş'da geçirdiğini söylüyor. Bayramın kendisi için ziyaret, yakınlaşma ve paylaşmadan ibaret olduğunu belirten Pakdil, ailelerin bayramları birarada geçirmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Pakdil, bir bayram sabahını şöyle anlatıyor: "Bayram sabahı önce Şeyhadil Mezarlığındaki babamı ve abimi ziyaret ederim. Sonra doğduğum evi ziyaret ederim, dostlarımla buluşurum. Yıllardır her bayram çocukların kapıyı çalıp şeker toplamalarını bekliyorum ,ancak bu duruma artık pek rastlanmıyor. Çocuklar büyük şehirlerde kapı kapı dolaşıp şeker istemeye utanır hale geldi. Bu yüzden bayram ziyareti için gittiğimiz her evde özellikle çocuklarla sohbet etmeye özen gösteriyorum. Önceliğim her zaman onlar olmuştur. Bu fotoğraf geçen yılın Ramazan Bayramı'na ait. Afşin'de bir dostumuza uğramıştık, çocuklarla sohbet etmiştim."





Pakdil ailesiyle ve dostlarıyla geçirdiği bayramlardan paylaştığı anı fotoğrafların hikayesini şöyle anlatıyor: "Bir Ramazan Bayramı için Kahramanmaraş'a gitmiştim. Bu fotoğraf 2 yıl önce Saraçhane Meydanı'nda dostlarımla sohbet ediyoruz. Bu buluşma saatler süren muhabbetlere de dönüştü. Sonra birkaç akrabamı evinde ziyaret ettim. Fotoğrafta ise amcazademin oğlu rahmetli Fatih Pakdil, kadim arkadaşım rahmetli Ertuğrul Güven, Maraşlı şair Mehmet Gemci, kitapçı arkadaşım Fatih Yurdakul ve Necip Evlice var. Diğer fotoğraf da ise 2015 yılında Maraş'da geçirdiğimiz bir Kurban Bayramı'nda dostumuz İhsan Solmaz'ın evinde kurbanımızın kesilip hazırlanmasını bekliyoruz. "



Torunumla köyümüzde kutlayacağız




Türk tiyatrosunun duayenlerinden Ayla Algan, her bayramı kızı ve damadıyla Asos'daki evlerinde geçirdiğini söylüyor. Bu Kurban Bayramı'nı da yine kızı Sevi, damadı Erol Babaoğlu ve dünürleriyle geçireceğini belirten Algan, yeni doğan torunuyla çekildikleri bayram fotoğrafını ilk kez bizimle paylaştı. "Bu zamana kadar geçirdiğim bütün bayramlarda büyüklerimizi ziyaret ederdik. Artık büyüklerimizde aramızdan birer birer gitti. Şimdi ise her bayramı köyümüzde geçiriyoruz. Yaşlılar ve gençler buluşması yapıyoruz. Günümüzde herkes bayramları tatil olarak değerlendirirken ben buna müsade etmiyorum. Ailece birlikte bayram yapıyoruz. Şimdi aramıza torunum Alya'da eklendi. Onu da alıp köyümüze geldik" diyen Algan, eski bayramları ise şöyle anlatıyor: "Küçükken hep para verirlerdi, biz de ayakkabımızın içine saklardık. Eski bayramlar daha birleştiriciydi. Eskiden ailemizden biri Amerika'da dahi olsa bayram zamanı muhakkak gelirdi."



Kırmızı ayakkabılarımı unutamıyorum




Türk sinemasının efsanevi isimlerinden oyuncu Selda Alkor, 3 yaşındayken annesiyle birlikte bir bayram günü çekildiği fotoğrafı bizimle paylaştı. 12 yaşında babasını, 14 yaşında da annesini kaybettiğini söyleyen Alkor en güzel bayramların onlar hayattayken geçtiğini söylüyor.





Ailesiyle geçirdiği bayramları ise şöyle anlatıyor: "Bayram sabahları annemin ilk işi benim güzel kıyafetlerimi giydirmek olurdu. Bu fotoğrafı çekindiğimiz gün de annem ve ben bayram için hazırlanmıştık. Babamın bayram namazından gelmesini kapıda beklerdim. O da hemen para verirdi. Çok sevinirdim. Her bayram annem muhakkak bir ayakkabı alıp yastığımın altına koyardı. Aldıkları kırmızı rugan ayakkabımı hiç unutamıyorum. Babam bayram hediyesi olarak İstanbul'dan bana gözü açılıp kapanan bebek almıştı. Tam bayram çocuğuydum. Ben bayram sevincimi annem ve babam hayatta olduğu sürece yaşadım. Şimdi ise bayramları hiç sevmiyorum. Ailemden kimse yok. Ailemle sadece mezarlığa gittiğim zaman bayramlaşabiliyorum."



Kahvaltı sofrasında biraradayız




Son yıllarda bayram ziyaretlerinden ziyade bayramı evde geçirdiğini söyleyen usta yazar Rasim Özdenören, akrabalarına iade-i ziyaret yapamadığını, bayramdan sonra sadece telefonla arayabildiğini dile getiriyor. Özdenören güzel bir bayram günü anısı olarak eşi, eşinin kız kardeşi ve bacanağıyla bir kahvaltı sofrasında buluştukları fotoğrafı bizimle paylaştı. Özdenören kahvaltıların özel günlerde kendi evinde verildiğini belirtiyor ve ekliyor: “Her bayram kahvaltı sofraları bizim evde kurulur. Küçük salonda her yere biri oturur. Bu fotoğrafta da baldızım ve bacanağım bize kahvaltıya gelmişlerdi. Her bayramı bu şekilde geçiriyoruz. Kapımız gelen herkese açık. Eğer misafir gelmezde bereketsizlik başlar. Bu bayramı da çocuklarım ve torunlarımla geçireceğim.” Aynı zamanda Özdenören, Kurban Bayramı'nın Avrupa'nın festivalleri gibi algılanmaması gerektiğine de vurgu yapıyor.



BÜTÜN AİLE SOFRADA BULUŞUR




Türkiye'de iletişim alanında ilklere imza atmış ünlü halkla ilişkiler uzmanı Betül Mardin, bu hafta bizi Teşvikiye'de ki evine konuk etti. Yıllarca özenle sakladığı fotoğraf albümlerini kütüphanesinden çıkardı ve bizi geçmiş bayramlara götürdü. Mardin, annesi, babası ve ablasıyla bir bayram sabahı çekildikleri fotoğraftan başlayarak çocukluk günlerindeki bayramları anlatmaya başlıyor:





"Bu fotoğraf 1931 yılına ait. Ben daha 4 yaşındayım. Teşvikiye'deki evimizde çekilmiştik. Bir bayram sabahıydı. Annem bizim güzel elbiselerimizi giydirmişti. Ellerini öptükten sonra para vermişlerdi. En güzel bayram fotoğrafımız bu oldu." Mardin, yine bir bayram sabahı Sarıyer'deki evlerinin bahçesinde teyzesi ve ablasıyla çekildikleri fotoğrafın hikayesini anlatıyor: "1932 yılının bayramında çekilmiş bir fotoğraf bu da. Teyzemin misafiri vardı o gün. Bize temiz elbiselerimizi giydirip gezmeye götüreceklerdi. Ablamla hep aynı giyinirdik. Şapkalarımızı takmadan evden çıkmazdık." Yıllar sonra usta tiyatrocu Haldun Dormen ile evlenen Mardin, ailesini yavaş yavaş büyüttüğünü ve birbirinden değerli torunları olduğunu söylüyor. Her bayram ailece öğle yemeğinde buluştuklarını belirten Mardin, 10 yıl önce bir bayram yemeğinde ailece çekildikleri fotoğrafı gösteriyor ve ekliyor: "Biz her bayram içimizden birinin evinde öğle yemeği için buluşuruz. Sonra da herkes gitmek istediği yere gider. Bu fotoğrafta da Haldun'un evindeyiz. Fotoğrafta, Haldun Dormen, oğlum Ömer Dormen, kızım ve ilk eşi Ahmet, torunum Yasemin, gelinim Ayşe Arman ve torunum Alya var. Bu bayram yine Haldun'un kız kardeşi Güler'in evinde buluşacağız."





BÜYÜKANNEMDEN YADİGAR TATLI TAKIMI


14 yaşındayken büyükannesinin bayramda kendisine tatlı takımı hediye ettiğini söyleyen Mardin, hikayesini şöyle anlatıyor: "Cihangir'de ki evimizde otururken büyükannem beni yanına çağırdı. 'Sana bayram hediyesi olarak bunu vermek istiyorum' dedi. Utandım ve 'Sana büyüdüğünde çok misafir gelir. Bu en çok sana yakışır' dedi. Bu takımın ortasındaki tabağa reçel, soluna ise su konuyor. Bayramlarda gelen misafirlere reçeller bununla ikram edilirdi. En değerli eşyam oldu."






#Yedi Güzel Adam
#Nuri Pakdil
#Selda Akkor
8 yıl önce