Biz bu dünyaya niye geldik?

04:0015/04/2025, Salı
G: 15/04/2025, Salı
Yeni Şafak
Ahmet Özhan
Ahmet Özhan

Kendi hakikatini bulma yolundaki mürid hangi yüklerinden kurtulmalıdır, mürşit kimdir, bir talibe nasıl rehberlik eder? Gazeteci Ahmet Tezcan’ın meraklarına Cerrahi Tekkesi 22. Postnişini kıymetli Ahmet Özhan cevap veriyor. İki kadim dost, “Sen Bu Dünyaya Niye Geldin?” sorusuyla okura ayna tutuyor.

HİLAL ARSLAN

Çocukluğumuzdan itibaren pek çoğumuzun en aşina olduğu Yunus Emre ilahisinden hatırlarız o soruyu; “Yunus sen bu dünyaya niye geldin?” Üzerimize de alınmayız nedense. Halbuki ömür boyu bizi kıvrandıran bir meseledir de hep etrafında dolanır dururuz. Hak âşıklarının hayatı, menkıbeleri çok uzak bir zamana aitmiş gibi gelir. Zamanın baş döndüren bir hızla akıp geçtiği, modern hayatın türlü çeşit tuzaklarıyla elimizi, ayağımızı bağladığı, teknolojinin gözbağcıya dönüşüp dikkatimizi çaldığı günümüzde iyi birer Müslüman olma konusunda bile gevşeklik gösterirken dervişlik nasıl ola ki diye düşünenler için bir rehber kitap var önümüzde. Yılların tecrübeli gazetecisi Ahmet Tezcan’ın rehberim, mürşidi azizim dediği Cerrahi Tekkesi 22. Postnişini kıymetli Ahmet Özhan’a sorduğu sorular ve ortaya çıkan derviş sohbetleri “Sen Bu Dünyaya Niye Geldin?” adıyla kitaplaştı. Okura sorunun öznesi olarak kendi ismini koyması salık veriliyor yolun başında. Böylelikle sadece eski zamanlarda yaşanıldığı zannedilen dervişliğin, - Ömer Tuğrul İnançer’in ifadesiyle- ince Müslümanlığın bugün nasıl mümkün hale gelebileceğine dair nasihatleri üstüne alınması sağlanıyor.


MÜRİT OLMAK İÇİN NELERDEN VAZGEÇİLİR?

“Dervişlerin sohbetinden Muhammed kokusu gelir” diyerek açılıyor ilk bölüm. Tiryakiliklerden, şartlanmalardan, prangalardan kurtulmadan kulun kendi hakikatine ulaşmasının mümkün olmadığına dikkat çekiyor Özhan, dervişliğin besmelesine gelmeden.

“Prangalarından kurtulman gerekiyor, bunlar acı verir, nereye acı verir? Nefse. Hangi Nefse acı verir? İzafi nefse. Senin hakikatin olan nefse değil. Ona lezzet verir, buna acı.”

Tam bu noktada “Bir karar mı vereceksin, bîkarar mı kalacaksın?” diye soruyor. Zira, “Allah’a kul ve halife olarak yaratılmış ‘alleme’l esmâ’ olan dervişin neş’et etmesi, açığa çıkması için evvela günün şartlarının teşhisini yapmamız lâzım. Sonra tedaviyi tespit edeceğiz, ilaçları ve reçeteyi hazırlayacağız, sonra bunu istikrarla ve disiplinle uygulamamız lâzım ve netice itibariyla sağlıklı bir bünyeye kavuşup, sağlıklı bir muhit oluşturup Cenabıhakk’ın murad ettiği, kendinin yansıması olan halifeyi ortaya çıkarmamız lâzım.” dediği seyr-i süluk için Cenab-ı Hakkın sınırlarını bilerek hareket etmek gerekiyor.

Dünya geldikten sonra karşı karşıya kaldığımız şartlanmaların bize en başta yüklenen esmamızı örtüp, perdelediğine işaret eden Özhan, “Doğduktan sonra evdi, aileydi, akrabaydı, mahalleydi, okuldu, sosyal hayattı derken ‘kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayı’ türküsündeki gibi bir yaşam kuruyorsun ama o binanın temelinde bir hazinenin var olduğunu unutuyorsun”diyor. Bu yüzden adeta bir yapıbozuma uğratarak zihnimizi, algılarımızı temizleyip, özümüze dönmemiz gerektiğini, bunu yapabilmek için de bir mürşide ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Ki o mürşid yine Özhan’ın ifadesiyle “Eline bir tesbih, diline bir Esma verip o binayı kerpiç kerpiç üstüne nasıl kurduysan yine kerpiç kerpiç yıktıracak ve taa temele indirip sana kendi hakikatini gösterecek.” Bu yolculuğun seyri de kişinin kabiliyetine göre farklılaşıyor. Özhan’ın “Kiminin cevheri katmanlar altındadır, kimininki bir avuç tozla örtülüdür; bir nefeslik rüzgâr yeter o istidadı açığa çıkarmak için” deyişi de bu yüzden.


NEDEN BİR MÜRŞİDE İHTİYAÇ VAR?

İnsanoğlu bilgi çağı, teknoloji çağı diye diye kibrinin kurbanı oluyor. Kendi hakikatinden fersah fersah uzaklaşıyor. ‘Bilgi’ adı altında sahip olduğu malumatlar en temel meselesi olan anlam arayışında fayda etmiyor. Hakiki bir mürşit olmadan bir adım ilerleyemiyor. Neden ille de bir mürşidin rehberliğine ihtiyaç olduğunu ise şöyle özetliyor Ahmet Özhan; “Kendi kendine basiret sahibi olamazsın. Sen gidip birine danışmazsan, bir ustanın çırağı olmazsan, kendi başına bulamazsın onu; çünkü kendi başına kaldığın zaman kendini beğenirsin, ben dersin, seninle aynı vasıflara sahip diğer platformları itersin, ötelersin, ötekileştirirsin. Aslında kendini örselediğinin farkına varmazsın. Sıkıntı burada. Çünkü basiret; ötekisiz bakıştır. İşte orada sana gereken şey; mürşit! Olmazsa olmaz! Çünkü mürşit sana edebi yani kendini beğenmemeyi öğretiyor.” Ve devam ediyor: “Basiret dediğin kendi kendine var olmaz, oluşur, bir ustanın, bir mürşidin nezaretinde bir metodolojiye tabi tutularak oluşturulan bir sürecin mahsulüdür o. Basiret o sürecin hasılasıdır.”


GERÇEK MÜRŞİD KİMDİR?

Tarikat, cemaat adı altında çok canı yanmış bir toplum olarak mürşit arayan talipler için en zor meselelerden biri de gerçek mürşit kimdir sorusu. Biat etmenin, teslimiyetin esasından söz eden Özhan da bu yolun büyük tehlikeler barındırdığının altını çiziyor: “Mürşit arayışı ile yola çıkan bir yolcunun ne aradığını iyi bilmesi, dikkatli ve uyanık olması lâzımdır, yoksa mürşit arıyorum derken haramilerle burun buruna gelirsin! Çünkü yol ne kadar kıymetli ise haramisi de o kadar çok olur.” Peki kimdir mürşit sorusunun cevabını da çok net veriyor kıymetli Ahmet Özhan: “Mürşitlik uçmak kaçmak değildir. Mürşidin verdiği cevazlar, sözler, dersler Kitap ve Sünnet’e ait mi? Müridin önce bunun farkına varması lâzım.

Gerçek Mürşitlik; Cenabı Hakkın ‘Alîm’ sıfatında açığa çıkması olan varlık âlemindeki ilm-i ledünniye talip olan kişiyi öğrenci olarak alıp hazırlık sınıfından master seviyesine kadar getirecek, o ilimle âmil olan bir kâmil kişidir. Gerçek mürşidin yanına vardığında onun ağzından dünya ile alakalı hiçbir lakırdı duymazsın. /…/ O’nun işi Kitap ve Sünnet’ten milim ayrılmadan ve kıl kadar taviz vermeden talip olan kişide mündemiç olan ‘Ahlak-ı Hamide’yi açığa çıkarmak, masivadan ve malayaniden uzaklaştırıp arındırarak feyiz safhasına getirmektir. Gerçek mürşit evini başına yıkar senin. Yani nefsinin hoşuna giden ne varsa gönlünde hepsini bir bir terk ettirir sana.” Anlam arayışının da ötesinde anlam krizindeki insanlara kendi hakikatini bulmaları için işaret taşlarından söz eden bu leziz muhabbet zihnimizdeki pek çok kavramı ve kabulü de şöyle bir temelinden sarsıyor.


#hakikat
#dünya
#mürid