|

Dİjital veri altın kadar kıymetli

Hepimiz internet başındayız peki internette kullandığımız veriler salgın sonrasında dünyayı şekillendirmede etkili olacak mı? İletişim uzmanı Murat Dağıtmaç, bir ülkenin geleceğini değiştirecek olan bu verilerin ilerde altın kadar kıymetli olacağını dile getiriyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 3/05/2020 Pazar
Güncelleme: 21:10 - 2/05/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Pandemi ciddiyeti bütün dünyada devam ediyor. Korona virüsünün yayılmasını engellemek için dersler ve işler evden yapılıyor. Kurumlar iletişimin bir kısmını mail ve whatsapp üzerinden sağlarke n bu dönemde öne çıkan Zoom, video konferans imkânı sağlıyor. Uygulamanın kişisel veriler konusunda güvenliği sağlayamadığına dair haberler, evden iletişimin sürdürülebilirliğini sorgulatmaya başladı. Dijital iletişim uzmanı Murat Dağıtmaç ile Zoom’u, dijital verilerin kıymetini ve geleceği konuştuk.


DİJİTAL YERLİLER VE GÖÇMENLER ÇAĞI
Üniversiteler, işyerleri, belediyeler toplantı ve ders için farklı uygulamalar kullanıyor. Bu yeni bir uygulama değil ama genele yayılması, çocukların tanışması açısından farklı bir iletişim dili doğuyor diyebilir miyiz?

Evet, dijital dünyayı bilen insanların kullandığı bir teknolojiydi. Ancak tabi burada özeleştiri yapmak gerekirse böyle bir durumuna hazır olmadığımızı gördük, okulların kapalı kaldığı ilk 1 hafta herkeste belirsizlik hissi vardı. Sosyal medyanın çok kullanılmasıyla birlikte aslında yeni bir iletişim aracı oluşmaya başlamıştı. İlişkiler, arkadaşlıklar ve aile bağları sosyal medyaya taşınmaya başladı. Yani 2020’ye geldiğimizde boş zamanımızın büyük bir kısmını sosyal medyada geçirip insanlarla yeni bir mecrada sosyalleşmeye başladık. Bu dünya iletişim dilini ve kültürünü de oluşturmaya başladı. O mecradan vakit geçiren yeni nesil artık iletişim ihtiyacını sanal dünyada karşılamaya başladı ve bu yeni iletişim aracı kültürel etkisini de göstermeye başladı.

Etkileri nasıl olacak?

Bu etkileşimin sonucunda çocuklar ve yetişkinler arasında uçurum artmaya başladı ve artık Dijital Yerli ve Dijital Göçmen olarak adlandırılmaya başlandık. Dijital göçmenler bu dünyaya sonradan dahil olan kişiler dijital yerliler ise bu dünyanın içinde doğup büyüyen, iletişimini bu ortamdan sağlayan kişilere deniyor.

Dijital verilerin kıymeti nedir?
  • İnternet kullanıcılarının şunu bilmesi gerekir: İnternette her girdiğinizde, hangi sitelere girdiğinizi, ne yazdığınızı, ne izlediğinizi, whatsapp’ta kiminle ne konuştuğunuz, gönderdiğiniz fotoğrafların hepsi kayıt altına alınıyor. Bu bilgiden sonra, bu verilerin nasıl ve hangi amaçla kullanılacağını sormak gerekir. En bilineni ticari amaç. Yani bir arama motorunda, herhangi bir ürün aradığınız zaman o ürün veya muadili size gösterilir. İkincisi facebook, instagram gibi sosyal medya uygulamalarını açıp kapatın sonra “bu yaz tatilinde gideceğiniz yerleri” konuşmaya başlayın. Tekrar uygulamayı açtığınızda bununla ilgili reklamlar görülmeye başlanacaktır. Bu bahsettiğimiz işin en masum tarafı. Sizin vermiş olduğunuz bilgilere göre size ürün satmaya çalışıyor. Ya peki sizin vermediğiniz ve sizden alınan bilgiler? Instagram’da bir fotoğrafa kaç saniye baktınız, Facebook’ta hangi tarz paylaşımları beğendiniz, takip ettiğiniz kişilerin paylaştığı içerikler vb. sizin ve bağlantılarınızın bilgileri depolanıp bunlar sizin bilgilerinizle karşılaştırılıyor.
Bu bilgiler ne için ve nasıl kullanılıyor?

Analizi yapılıyor, yapıldıktan sonra sizin psikolojik portreniz çıkarıyorlar. Hangi siyasi partiye oy veriyorsunuz, cinsel eğiliminiz, sosyo ekonomik statünüze varana kadar detaylandırılıyor. Daha sonra istedikleri gibi algımızı yönetmeye başlıyorlar. ABD seçimlerini beklenmedik şekilde Trump’ın kazanması buna örnek. Hakeza kimse İngiltere’nin AB’den çıkacağını düşünmüyordu. Bir ülkenin geleceğini değiştirecek olan bu dijital veriler belki de dünyanın en değerli madeninden bile daha kıymetlidir. 5G teknolojisi ve yapay zeka teknolojisi birleşince işte o zaman iyi yönetemezsek sıkıntılı bir sürece girdiğimizin göstergesidir.

KARARI SİZ VERECEKSİNİZ
Evdeki insanların çoğu günü sosyal medyada geçiriyor. Bu durumun gerçek iletişime etkileri ne olacak?

Sosyal medya kullanımında Türkiye ortalaması yaklaşık 3 saat. Gençlere baktığımız zaman bu süre 4-5 saat diliminde oluyor ki bugünlerde dikkat edilmezse 6-7 saatin üstüne çıkabilir. Günde 4-5 saatini geçirdikleri bir ortamın etkisi altında kalmaması imkansız diyebiliriz. Ailelere bu konuda ciddi görev düşüyor. Bu süreci iyi değerlendirirlerse aile içi iletişim iyi bir noktaya gelir fakat herkes telefonunu alıp veya odasına çekilip bilgisayar başına geçerlerse fiziki olarak çok yakın olsalar da fikri ve manevi olarak bir o kadar uzak olacaklardır. Bu kararı verecek olanlar ebeveynler ve çocuklardır.

YENİ DOLARLA HER
ŞEY DEĞİŞECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyledi. Türkiye ve dünyanın geleceğini kendi uzmanlığınız açısından nasıl değerlendirirsiniz?

Cumhurbaşkanımız çok güzel bir noktaya değindi. İnşallah devlet kademesindeki herkes bu bilince sahip olur. Değişim noktasında şöyle ifade edeyim, 2010 yılında doktora tezine başladım, sosyal medya ile alakalı tez yapmaya karar verdiğimde “sosyal medya çoluk çocuğun kullandığı bir yer, akademik kariyerin başlangıcı olan doktora tezini bununla heba etme” diye birçok uyarı aldım. Ancak gezi süreciyle beraber sosyal medyanın masum bir yer olmadığı ortaya çıkmaya başladı. Bugün neredeyse dünyanın tamamı karantinada. Dünyadaki dijitalleşme hızlı yıllık yüzde 15-20’ydi. Korona sonrası yüzde 70’lere varabilir. Eğitimde, sağlık sektöründe, ticarette, üretimde birçok alanda dijitalin ağırlığını göreceğiz. ABD, 2021 tarihinden itibaren dijital dolara geçeceğini ilan etti. Sürecin en son ayağı olarak, ekonomi yönetimi de dijital dönüşümünü gerçekleştirdikten sonra geri dönüşü olmayan bir yola gireceğiz.

Öneriniz nedir?

Artık ülke olarak ve birey olarak karar vermemiz lazım; ya dijital köle ya da dijital lider olacağız. Emin olun artık bunun ortası olmayacak, gelecekte dijitalin çöplüğünde yer almamak için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Eğitimden sağlığa, din görevlisinden ekonomiste, şoförden kabzımala kadar tüm meslek gruplarını etkileyecek. Bu yeniliğe ülke olarak hazırlıklı olmamız gerekiyor.

ABD ve Çin arasındaki rekabet


  • Toplantılarda genelde zoom adlı uygulama tercih edildi. Bu uygulamanın verileri paylaştığını öğrendik. Bu ne anlama geliyor?
  • Zoom ilk popüler olmaya başladığı zaman, konuyla alakalı çıkan makalelerde ve Zoom’un gizlilik politikasında “kullanıcılarımızın verilerini ticari amaçla kullanabiliriz” diye bir ibare vardı. Daha sonra bunu kaldırmak zorunda kaldılar. ABD’nin yapmış olduğu ters PR sonucunda geri adım atmak zorunda kaldı. Peki ABD neden Amerikalı bir firmaya böyle ters algı operasyonu yapıyor? Çünkü kurucusu Çin doğumlu Amerikan vatandaşı olan Eric Yuan. İlk başta belirttiğimiz gibi internetteki verilerin kopyalanıp kullanıldığını düşündüğümüzde Zoom’dan gelen verilerin Çin tarafından kullanılacak olması Amerika için büyük bir risk taşımaktadır.
  • Nasıl bir risk?
  • Bugüne kadar dijital dünyadaki verilerin sahibi olan (Facebook, Twitter, Google, Instagram vb. Amerikalı firmalar sayesinde) ABD’nin bu unvanı kolay bırakacağını kimse düşünmüyordu zaten. Yapay zeka ve 5G teknolojisindeki önceliği elinde bulunduran Çin, dijital verilerin sahibi de olduğu zaman artık istediği ülkenin hükümetlerini belirlemede ve dünyanın gelecek planlarında belirleyici bir rol alacaktır. Bu arada bu teknolojik savaş daha yeni başladı diyebiliriz. Covid 19 süreciyle bunu daha net gördük.
#Dijital
#Veri
#İnternet
#Murat Dağıtmaç
4 yıl önce