|

Umut hikayesi emeğe dönüştü

Mimycri bir çanta markası. Onu diğerlerinden farklı kılan ise göçmenleri taşıyan lastik botlardan, yine göçmenler tarafından üretilmesi. Aktivist Nora Azzaoui 2015 yılında Kos adasında iken bu fikri bulmuş. Şimdi Berlin’de arkadaşıyla kurduğu atölyede mülteciler için çantalar üretiyor. Çok güçlü bir hikayesi olan bu atık malzemeleri yeniden üretmenin önemine dikkat çeken Nora Azzaoui, “Bu atık malzemeyi çanta biçiminde toplumumuza katınca aslında tarihi somutlaştırıyoruz” diyor.

Hatice Saka
04:00 - 11/11/2018 Pazar
Güncelleme: 14:50 - 10/11/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Berlin'de kurulan atölyede mülteciler için  çanta üretiliyor.
Berlin'de kurulan atölyede mülteciler için çanta üretiliyor.

Son birkaç yıl içinde on binlerce mülteci Avrupa’ya ulaşma umuduyla çok tehlikeli yolculuklar yapmak zorunda kaldı. Birçoğu Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerin kıyılarına ulaşmayı başarırken, pek çok kişi Akdeniz’in tehlikeli sularında hayatını kaybetti. 2015 yılında artan mülteci krizinden bu yana çoğumuz onları taşıyan lastik botları haber bültenlerinde ve gazetelerin manşetlerinde gördük. Binlerce göçmen bu lastik botlarla ölüme doğru yola çıktı. Ancak bu kötü hatıralardan bir umut hikayesi çıktı. Almanya’da kurulan Mimycri adlı işletme, Yunanistan sahillerine ulaşabilen sığınmacıların plastik bot ve can yeleklerinden çanta üretiyor. Bu fikrin sahibi Nora Azzaoui. Genç girişimci, fikrini 2015 yılında Sakız Adası’ndaki sığınmacılara yardım ettiği sırada geliştirmiş. Mültecilerin dahil edildiği bu işletme ile hem Yunanistan sahillerinde çöp olarak yakılan malzemeler geri dönüşümde kullanılıyor hem de mültecilerin yeniden normal yaşama dönmelerine katkı sağlanıyor. Çok güçlü bir hikayesi olan bu atık malzemeleri yeniden üretmenin önemine dikkat çeken Nora Azzaoui, “Ortaya çıkan tasarımlarla da göç ve entegrasyon konusuna farklı ve özgün bir yolla dikkat çekmek istiyoruz. Aynı zamanda mültecilerin yetenek ve becerilere sahip olduğunu ve toplumumuza katkıda bulunabileceğini göstermek istiyoruz. Bu atık malzemeyi çanta biçiminde toplumumuza katınca aslında tarihi somutlaştırıyoruz” diyor.

Göçmenleri taşıyan botlardan çanta yapma fikri ilk olarak nasıl ortaya çıktı?

Vera ve ben Yunanistan Sakız adasında 2015 ve 2016’da birkaç hafta gönüllü olduk. Mülteci kamplarında, depolarda ve insanların geldiği kıyılarda çalışıyorduk. Ayrıca plajları can yeleği, kirli kıyafetler ve kırık teknelerden temizliyorduk. Bir noktadan sonra kirli kıyafetleri atıp bağış paralarından yenilerini almanın para kaybı olduğunu düşündük. Bu yüzden çamaşırları tekrar kullanmak için çamaşır makineleri aldık. Daha sonra da bize, atık malzemeden daha güçlü bir kaynak gibi görünen kırık botları düşünmeye başladık. Almanya’da, entegrasyon ile yerel düzeyde katkıda bulunmak istedik ve Berlin’de Mimycri’yi başlattık.

Ama bu markanın kurucusu sizsiniz?

Evet, ben “Mimycri” markasının kurucusuyum. Bu sosyal orginazasyonu kurucu ortağım Vera Günther ile birlikte başlattık.”Mimycri” mültecilerle birlikte atık lastik botları Berlin’de yepyeni tasarımlara dönüştüren bir organizasyon.


Öncelikle neyi amaçladınız ?

İlk olarak çok güçlü bir hikayesi olan bu atık malzemeleri yeniden üretmek. Ortaya çıkan tasarımlarla da göç ve entegrasyon konusuna farklı bir ve özgün bir yolla dikkat çekmek istiyoruz. Aynı zamanda mültecilerin yetenek ve becerilere sahip olduğunu ve toplumumuza katkıda bulunabileceğini göstermek istiyoruz. Bu atık malzemeyi çanta biçiminde toplumumuza katınca aslında tarihi somutlaştırıyoruz.

Botları toplamak, onları temizlemek işlemek ve satmak çok zor oldu mu?

Başlangıçta sadece iyi bir fikrimiz vardı. Ancak bir ekibimiz, tasarımımız, mekanımız ve paramız yoktu. Ekibimizi bulmak en önemli şeylerden biriydi. Başlangıçta ekibi kurmak oldukça zordu çünkü o zamanlar başka işlerde tam zamanlı çalışıyorduk.

Peki daha önce nerede çalışıyordunuz ?

Daha önce özel sektörde iş ve strateji danışmanı olarak çalıştım. Vera ise çevre ekonomisti olarak görev yapıyordu.

Sonra tüm işleri bırakıp ekip ve fon için mi çalıştınız ?

Evet. Ekibimizle birlikte bir piyasa testi olarak işlev gören bir kitle fonlaması kampanyası başlattık ve projeye için bazı fonlar sağladık. Berlin’de geniş bir ağa sahip olmamız ve diğer gönüllülerden büyük destek almamız, hayalimizi gerçeğe dönüştürmek için çok yardımcı oldu.


HÜKÜMETTEN DESTEK ALMIYORUZ
Alman hükümetinden herhangi bir destek alıyor musunuz ?

Şimdiye kadar herhangi bir devlet kuruluşundan yardım almadık.

Peki çanta satışları nasıl gidiyor ?

Bizim organizasyonumuz çok genç, sadece bir yaşında ve kar amacı gütmeyen bir kuruluşuz. Çantalar el yapımı, bizim için hiçbir kazanç yok. Satışların da iyi gittiğini söyleyebilirim. Gelirimizle maliyetlerimizi karşılamaya ve ekibimiz için maaş vermeye çalışıyoruz.

Göçmenlerle ilgili başka projeleriniz var mı?

Okulları, üniversiteleri ziyaret ediyoruz ve göç, entegrasyon ve kalkınma konuları hakkında farkındalık yaratmak için konferanslar ve paneller düzenliyoruz.

Geleceğe yönelik hedefleriniz ne?

Dünyanın diğer bölgelerinde aktif olmayı ve daha fazla göçmenle çalışmayı çok isteriz. Ama daha yolun başındayız ve zamanla hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyorum.

Hayata başlamak
için yeni
bir fırsat
Atölyede göçmenlerle çalışıyorsunuz. Onlardan bahseder misiniz?

Kar amacı gütmeyen Mimycri’de çalışan üç terzi de göçmen. Atölyede çalışan Pakistanlı Abid Ali çanta haline getirdiği botlardan biriyle Kos Adası’na gelmiş. Mimycri, tam anlamıyla çeşitliliği kucaklayan ve zamanımızın en büyük anlatılarından biri hakkındaki algıları değiştirmek için bir araya gelen insanlardan oluşuyor. Berlin’e göç edenler arasında özellikle kendi ülkelerinde terzilik konusunda deneyim sahibi olan kişilerle birlikte çalışıyoruz Hayatlarına yeni bir başlangıç fırsatları verebilmek için ekibi genişletme sürecindeyiz.

#nora
#atölye
#çanta
5 yıl önce