|
Yalancı gözler!
Netanyahu’nun 2001’de Batı Şeria’daki Siyonist yerleşimcilere hitaben yaptığı konuşmaya ait bir ses kaydı sızdırılmıştı. Netanyahu işgalci yerleşimcilerden Filistin devletinin kurulması konusunda endişelenmemelerini istiyor,
“Amerika’nın ne olduğunu biliyorum. Amerika çok kolay hareket ettirebileceğiniz bir şeydir”
diyordu. Netanyahu İsrail ve “
Filistin Kurtuluş Örgütü(FKÖ)
arasındaki “
Oslo Görüşmeleri
”nin sonuç doğurmayacağını taahhüt ediyordu.
137 ülkenin tanımasına rağmen Filistin BM’de “
tam üye
” statüsü kazanamıyor. Sözde iki devletli çözümü savunmasına rağmen Filistin’in BM üyeliğini “
veto
” silahıyla sekteye uğratan ABD’dir. Filistin devleti “
yavaş
ölüm”e terkedilirken İsrail ABD’nin gücünü kullanarak Filistinlileri de ortadan kaldırmaya çalışıyor. Sözde kurallara dayanan uluslararası sistemse işgal altındaki Batı Şeria’daki Siyonist yerleşimleri engelleyemiyor, Gazze’nin prangalarını çözemiyor, çocukların, kadınların ve diğer masum sivillerin katledilmesini önleyemiyor
“Uluslararası Adalet Divanı”
İsrail’in soykırım yürüttüğüne ilişkin başvuruyu yerinde bulmasına rağmen Netanyahu engelsiz şekilde soykırımı devam ettiriyor. ABD ve İngiltere başta gelmek üzere Batı yönetimleriyse İsrail’e silah göndermeye devam ediyorlar. İsrail’in soykırım yapmasının müeyyidesi yok. Çöle dönüştürülen Gazze’ye ise sayısız müeyyide var.
“İslam İşbirliği teşkilatı”(İİT)
1969’da
Mescidi Aksa
’nın kundaklanmasına tepki olarak kurulmuştu. 57 ülkenin üye olduğu “İslam İşbirliği Teşkilatı”nın bir üyesi de, Filistin. 2012’de Teşkilat’ın bünyesinde merkezi Cidde olan
“Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu”
oluşturulmuştu. Ne bu komisyon, ne de bir bütün olarak “Teşkilat” Filistinlilerin can güvenliklerini koruyamadığı gibi Gazze’ye insanî yardımların girmesini de temin edemiyor.

“İİT” ne İsrail’i caydırabiliyor, ne de İsrail’i destekleyen ülkeleri İsrail’i desteklemekten alıkoyabiliyor. Müeyyidesi olmayan söylemlerse İsrail’i zerre miskal caydırmıyor. İsrail’in pervasızlığının bir sebebi de bu. Daha da acısı, istisnalar hariç, “İİT” üyesi ülkelerin İsrail’le gizli-açık ticaretleri devam ediyor. İsrail soykırım yaparken, açlığı silah olarak kullanırken, bu ülkelerin yönetimleri canavara dönüşmüş bu rejimle ticarete devam edemezler, etmemeliler.

“İTT”nin neden etkisiz kaldığıysa dört başı mamur şekilde kritik edilmelidir. Tek tek bireylerin gücü her şeye yetmiyor. Yönetimlerinse bir şeyleri yerinden oynatabilecek güçleri, araçları vardır. Bu gücü sonuç alacak şekilde kullanmaları gerekiyor. Yönetimler temsil ettikleri halkların fertlerini daha fazla utandırmamalılar, başlarını daha fazla yere eğdirmemelidirler.

İsrail’in kayıtsız şartsız destekçileriyse tıynetlerine yakışanı yapıyorlar. Mesela, ABD Savunma Bakanı
Lloyd Austin “Temsilciler Meclisi”
nin Silahlı Hizmetler Komitesi’nin bir oturumunda
“Gazze’de soykırım suçu işlendiğine dair herhangi bir delilimiz yok”
diyebiliyor. Netanyahu Gazze’de hareket eden her canlının öldürülebileceğine dair
Tevrat
’tan alıntılar paylaşmış, diğerleriyse Gazze’nin un ufak edilmesini, gerekirse nükleer silah kullanabileceklerini bile söylemiştiler. En üst düzeylerden gelen bu açıklamalar başlı başına soykırımın bir itirafıdır.
İsrail Gazze’de 15 bine yakını çocuk, 10 bine yakını kadın 33 binden fazla insanı göz göre katletti. Daha başka ne yapsa İsrail soykırım suçu işlemiş olur? Başka bir devlet söz konusu olduğunda çok kolay “
soykırım
” ithamı yapan ABD, mevzu İsrail’e geldiğindeyse, kör-sağır.
Film yapımcısı ve Brown Üniversitesi Profesörü
Ariella Aisha Azoulay
büyük emperyal güçlerin finansmanı ve silahları olmasaydı Gazze’deki soykırımın devam edemeyeceğini söylüyor. New York merkezli “
Jacobin
” dergisine konuşan Yahudi profesör
Azoulay
, “İsrail rejiminin soykırımcı doğası açığa çıkmıştır ve artık kimseden gizlenemez” diyordu. Austin ise İsrail’e silah sevkiyatının kesintisiz devam edebilmesi için Soykırımın üzerini örtüyor.
Amerika’da yayınlanmış bir çizgi romanda kasabanın şerifi gece vakti el feneriyle sığır hırsızlarını suçüstü yakalıyordu. Hırsızlar ise hırsızlık yaptıklarını inkâr ederek, “Şimdi Şerif,
sen bize mi inanacaksın, yoksa o yalancı gözlerine mi!”
diyerek üste çıkıyorlardı. Biden Yönetimi de İsrail’in soykırım suçu işlediğini gören gözlerin
“yalancı gözler”
olduğunu savunarak dünyayla alay ediyor.
‘Amerikan düzeni’
nin tefessüh ettiğinin bir ilâmıdır bu.
#Gazze
#Batı Şeria
#İsrail
#Netanyahu
16 gün önce
Yalancı gözler!
Kaleydoskop’un aynaları…
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim