|
Laz Hoca'nın hutbesi
Söz "Dolara karşı Türk Parası" hutbesinden açılınca, Laz Hoca'nın gözünden de memleket meselelerine dair bir hutbe hazırlamamak olmaz. Hoş hutbe Diyanet'in tekelindedir ama memleket meseleleri böylesine yoğunlaşınca Laz Hoca için tekelin anlamı mı olur? Laz Hoca, "Bizim de bir nevi katkımız olsun" temennisiyle bir hutbe hazırlar. Şöyle ki:

"Ey cemaat! Dinleyin ve kendinize gelin. Memleket için göreve çağırıyorum sizi. İş başa düştü ey cemaat! Milli Mücadele günleri gibi seferber olmanın zamanı... Bayrağını koru, paranı koru ey cemaat. Bu ikisi vatanı-namusu korumak gibidir.

"Dolar-mark kullanmayın ey cemaat! Siyasetçilerin yanlış ekonomi-politikalarla itibarını sıfıra indirdiği Türk Lirası'nın daha da değer yitirmemesi, üstelik değer kazanması için seferber olun. Bir ay sonra tasarruf ettiğiniz paranın dolar karşısında yüzde bilmem kaç nisbetinde düşeceğini bilseniz bile siz siz olun tasarruflarınızda Türk Lirası'ndan vaz geçmeyin. Bakmayın, dünyaca ünlü ekonomi bakanlarımızın dolardaki ısrarına, siz bu ülkenin en kahraman, en memleketsever insanlarısınız, siz memleketin selametini düşünürseniz her şey güllük gülistanlık olur.

"Ey cemaat, ekonomiyi asla ve asla küçültmeyin. Yüzde 11.8 küçülme felaket olur bir memleket için aziz cemaat. İçimizdeki yaşlılar bilir, hatırlar, İkinci Cihan Harbi yıllarında buğday bulamayan ya da ellerinden alınıp tarlalarda depo edildiği için yağmur altında buğdayları küflenen insanlarımız çocuklarına arpa ekmeği yedirebildiyse bayram etmiş. Çeltik darısı yiyip kabızlıktan can verenler olmuş. O zaman da bugünküne yakın küçülmüş memleket ekonomisi. Felaket bu aziz cemaat felaket. 2001 yılında savaş mavaş da yokken ortada, olur mu bu? Az gittik uz gittik bir arpa boyu yol gidemedik. Bizimle birlikte yola çıkanlar uzaya ulaştılar aziz cemaat. Olur mu bu? Bakın bütçenize, kesenize, küçülme olduysa bilin ki, memleket ekonomisinin küçülmesinde sizin de tesiriniz var. Hemen kendinize çeki düzen verin. Bir seferberlik ilan edin memleket ekonomisini büyütmek için. Soğan ekmeği azaltın, bulgur aşında tasarruf yapın, asgari ücretin yarısını biriktirin. Ak akça kara gün içindir aziz cemaat, bugünlerden daha kara günler gelirse ne yapacaksınız? Memleketi yönetenlerin morali çok bozuluyor bu gibi durumlarda aziz cemaat, 'asgari ücretlerimizden şu kadarını tasarruf ettik, gerekirse Hazinemiz'e bağışlayabiliriz' gibi sözlerle sevindirici haberler vermemiz lazım onlara.

Ey cemaat, asla ve asla yolsuzluk yapmayın. Yolsuzluğa bulaşan siyasetçi, bürokrat gibi devlet büyükleri, medya patronları, bankacılar, 'baba' aileler, sizin moralinizi ve niyetinizi bozmasın. Etrafınızda hızla türeyen hortum zenginlerine de aldırmayın. Siz temiz olun, temiz kalın. Memleket ekonomisinin kurtuluşu sizin yolsuzluğa bulaşmamanıza bağlı. Şeytan sizi 'Devlet malı deniz...' felsefesi ile kandırmasın.

Ey cemaat, ayrımcılık yapmayın. Türk-Kürt, Laz-Çerkez, Alevi-Sünni ayrımcılığı yapmayın. Kadın-erkek, Doğulu-Batılı ayrımcılığı yapmayın. Başörtülü-Başörtüsüz ayrımcılığı yapmayın. Yeşil-yeşil olmayan sermaye ayrımcılığı yapmayın. Ey cemaat, devlet gücünü ayrımcı zihniyetle kullanmayın. Ey cemaat devlet kredisi verirken insanları inançlarına, siyasi görüşlerine göre ayırmayın. Kılık kıyafeti sizin kafa standardınıza aykırı diye kız çocuklarının okumasına mani olmayın, okul kapılarına polis dikip gelenleri çevirmeyin aziz cemaat. Memleketin okumuş, yetişmiş insanlara ihtiyacı var. Aziz cemaat, size ne kadar haksızlık yapıldığına inanırsanız inanın, asla devlete küsmeyin. Devlet, baba gibidir, döver de sever de... Bu sözlerimi işitip 'biz devlet miyiz?' diye içinizden konuşmayın aziz cemaat... İçten konuşmaya izin yok.

Ey cemaat, devlet imkanlarıyla resepsiyon vereceğiniz zaman insanları, grupları subjektif kriterlerle akredite-akredite olmayan ayrımına tâbi tutmayın. Herkesi eşit bilin. Siz yargılayıcı konumda değilsiniz ey cemaat. İnsanları yargılamayı bir başka zamana ve bir başka makama bırakın. Bu sözlerimde resepsiyon, subjektif, kriter, akredite kelimelerini duyup, 'Hoca bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' dediğinizi duyar gibi oluyorum. Doğru, hem 'Dolar değil Türk Lirası" diyorum, hem de bu Frenkçe kelimeleri söylüyorum. Oldu mu bu? Olmadı ama, ne yapalım ki memleketin hali hepimizin dilini bozuyor. Hoş sizin görünüşte anlamasanız da gönül gözüyle anladığınızdan eminim bu kelimeleri.

Ey cemaat, başbakansanız memleketi iyi yönetin. Memleketin yükünü taşımak için bedeni ve ruhi her türlü sıhhatiniz yerinde değilse kenara çekilmesini bilin. Ey cemaat zor iştir memleketi yönetmek. Ateşten gömlektir derler devlet idaresine. İçinizde başbakan varsa ey cemaat, kendisine baksın şöyle bir, kendisini vazgeçilmez saymasın. Ben gidersem memleketin hali nic'olur mantığı da pek matah bir mantık değil aziz cemaat. Şeşi beş anlayacak derecede zayıfladığımız zamana kadar gitmemek lazım bu işlerde...

Aziz cemaat, bilirsiniz ki ben böyle siyasi hutbe okumam. Ayeti, hadisi yerli yerince kullanırım. Daha doğrusu 'Din üzerinden siyaset yapmam.' Üstelik ne siyaseti dine, ne de dini siyasete alet etmenin, üstüne basarak söylüyorum, alet etmenin doğru olmadığını bilirim. Üstelik sözümün ölçüsünü de bilirim. Ayrıca, 'Eşeğini dövemeyen semerini döver' misali, yönetenlere söylenecek olanları yönetilenlere söylemenin bir söz hüneri değilse, bir mantık zaafı olduğunu herkes bilir.

Ama Diyanet huyumuzu bozuyor. Belki onun da huyunu bozanlar var. Belki bu külli huy bozukluğu, içinde bulunulan perişan halin, yukardan aşağıya herkesin zihnini perişan etmesindendir. Huyumuzu düzeltelim aziz cemaat!

Bana göre, yapabiliyorsa Diyanet aklını başına toplamalı. Diyanet bu hutbeyi Çankaya'da, Bakanlıklar semtindeki camilerde ya da Meclis Camii'nde okutsaydı anlardım. Bir hikmeti olurdu. Hikmetli söz de tesirini icra ederdi. Camilerde de hikmetli söz gerekir değil mi?

Neyse sözü uzatmaya gerek yok aziz cemaat. Ben de hikmetsizlik yapmak istemem. Benim buradaki sözlerim 'Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla' cümlesindendir. Gelin hanım anlarsa ne ala, anlamazsa memleket olarak halimiz perişandır. O zaman size başka bir hutbe okurum. Sandık hutbesi... Sandık hutbesinde size demeyeceğim şey yok bilmiş olun...

"Ela inne ahsene'l kelaam...."
#Dolar
#Türk Lirası
#Laz Hoca
#Hutbe
23 yıl önce
Laz Hoca'nın hutbesi
Orta gelirli konut kampanyasından yararlanabilir mi?
Son Hezarfen: Necmeddin Okyay
Kara dinlilerle milletin savaşı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!