|
Herrera ve Robben...

2010 Dünya Kupası"nda Van Marwijk yönetiminde finale çıkan Hollanda, 2012 Avrupa Şampiyonası"nda dibe vurmuştu. Bunun üstüne Hollandalılar özüne, yani kendi icatları olan total futbol dönerek, bu akımı temsil eden en tecrübeli isimlerden Van Gaal"e yönetimi teslim etmişlerdi. Elemelerde, kendinden güçsüz takımlara karşı ortaya koydukları istatistikleri göz önüne almadan, Dünya Kupası"nı baz alarak bir değerlendirme olursa; ilk maçtaki sonucun ve oyunun aldatıcı olduğu ortaya çıktı. Van Gaal"in Hollanda"sı da ülkenin futbol ekolünden izler taşımıyor.

Van Gaal genç kadrosundan azami fayda sağlamak istiyor olabilir ama bütün hücum sorumluluğunu Sneijder-Robben-Van Persie"ye yükleyerek kolay savunulabilir bir takım ortaya çıkardı. Hatta, dün bu anlayış Hollanda"yı aynı düzende oynayan fakat oyuncu kalitesi daha düşük Meksika"yla aynı seviyeye indirmiş gibiydi. Hollanda"nın hücum üçlüsünün benzeri, Meksika"nın Peralta, Dos Santos ve Guradado ya da Herrera"dan oluşan üçlüydü. Üstelik, Meksika"nın orta beşlisinin kenarları bu oyunu iyi oynarken, zorlama sol çizgi Kuyt ve diğer kanattaki Vernaegh"in işlemediği ortadaydı. Maçın başında defans üçlüsünün oyun kurucusu Blind, De Jong"un sakatlanmasıyla orta sahaya geçince zaten oturmamış taşlar iyice yerinden oynadı. Hal böyle olunca, düşük tempolu oyunda Meksika"nın daha etkili olması kaçınılmazdı.

İkinci yarının başındaki Meksika golü Van Gaal"i kulübedeki seçeneklerini hatırlamak zorunda bıraktı. Memphis"i oyuna alan Hollanda, gereğinden erken geri çekilen rakibinin yarı sahasına yerleşti. Kendi oyununu çok iyi oynayan Meksika"nın teknik direktörü Herrera bütün silahlarını oyundan alınca maç tek kaleye döndü. Van Gaal gol yiyene kadar hatalar içindeydi, Herrera da öne geçtikten sonra.

Van Gaal ve Hollanda, en az Scolari ve Brezilya kadar şanslıydı.

Artık eve dönecekleri düşünülürken, Robben"in sürüklediği takım, Meksika"nın teslim olmasıyla çeyrek finale uzandı.

10 yıl önce
Herrera ve Robben...
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık