|
Enerji fiyatları, ekonomik büyüme ve borçlar

Avrupa ülkelerinde kış
şartlarında hem ısıtmada kullanılan doğalgazın tedarik edilmesi zorunluluğu
hem de sanayi üretiminin doğalgaza yüksek oranda var olan bağımlılığı
nedeniyle öncellikli olarak enerji tedarikinin sağlanması zorunlu bir hal alıyor.

Durum bu olunca artan enerji fiyatlarına rağmen arz tedarikinin bir şekilde sağlanması gerekiyor. Bu zincirleme durum tekrar üretim-maliyet açısından önemli bir yük haline geliyor.

Bir yandan enerji fiyatlarında meydan gelen artışların Avrupa ülkelerinde üretim maliyetlerini yükseltmemesi, diğer yandan artan fiyatların kontrol altına alınması için
merkez bankaları tarafından alınan faiz artış kararlarının ekonomik büyüme üzerindeki yansımaları olumsuz olmaktadır.

Özellikle enflasyonun düşürülmesi için faiz artış kararları ile birlikte ekonomilerde öngörülen yavaşlama, özellikle de 2023 yılında ekonomik durgunluğun yaşanacağı konusunda güçlü beklentiler var.

FAİZ, BORÇ VE GSYH

Avrupa ülkelerinin enflasyonun kontrol altına alınması için merkez bankalarının kullandığı araç olan faiz artış kararlarının özellikle talep açısından ekonominin yavaşlatılması ile birlikte ekonomik büyüme üzerinde olumsuz yansımaları oluyor.

Avrupa ülkelerindeki yüksek enerji maliyetleri ve artan faizler nedeniyle oluşan düşük büyüme beklentilerinin özellikle
borç-GSYH oranı yüksek olan bir çok Avrupa ülkesinde işleri daha da karmaşık hale getirdiği açıktır.
Geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik krizlere bakıldığında, ülke borç-GSYH oranları ekonomik krizleri derinden tetiklemektedir. En son yaşanan
2008 küresel ekonomik krizinde de borç oranları, Avrupa ülkelerinde ciddi ekonomik ve sosyal sorunlara neden olmuştu.
MAASTRİCHT KRİTERİ VE AVRUPA ÜLKELERİNİN BORÇLARI
AB’ye üye ülkelerin kamu borçlarının GSYH’ye oranının yüzde 60’ı geçmemesi gerekiyor. Ancak, Avrupa Birliği ülkelerinin ‘Maastricht kriteri’ olarak kendileri için eşik oranlar olarak belirledikleri yüzde 60 olan
borç-GSYH oranının da aşıldığı ortada.
Bununla beraber,
Avrupa Birliği ülkelerinin ‘Maastricht kriteri’ olarak belirledikleri
ülke borç-GSYH oranı
olan yüzde 60’ı geçmemesi için hem üretimin artması hem de borcun düşmesi gerekiyor.
Ama şimdi bir çok ülkede başta da üretimin azalması nedeniyle borç-GSYH oranında artış
gerçekleşiyor. Bunun da iyiye işaret olmadığı açıktır.
Avrupa İstatistik Ofisi’ne göre, 2022 yılının ilk çeyreğinde Avrupa Bölgesi’nde borcun GSYH’ye oranı yüzde 100’e yaklaşırken
ülke borç-GSYH oranları da büyüyor.

En yüksek borç-GSYH oranına sahip olan ülkelere baktığımızda yüzde 193,3 ile Yunanistan olurken, Yunanistan’ı yüzde 150,8 oranıyla İtalya takip ediyor. Fransa’nın borç-GSYH oranı ise yüzde 112,9’a tekabül ediyor.

Bu oranlar gerçekten yüksek rakamlar. Özellikle de ekonomiler yavaşlarken bu borçların
sürdürülmeleri çok zor olacağı gibi
küresel ekonomik krizlerin de
yaşanmasını tetikleyebilir.

Bu durumun bir çok Avrupa ülkesi için ciddi sonuçları olacağı açıktır.

#Enerji krizi
#Avrupa
#Borçlar
1 yıl önce
Enerji fiyatları, ekonomik büyüme ve borçlar
İnsan bu, malum ve meçhul!
“Sayılı Gündü Geçti”
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti