|
Rabia’nın annesini, Pınar’ın babasını ikna edin de görelim!
Köpek saldırıları… Geride bıraktığımız aralık ayında iki yazı yazmıştım, bu üçüncüsü. Umarım son olur.
Çünkü saldırılar seri vahşete dönüştü artık
. Sokaklar hiç tekin değil. İnsanların canı yanıyor.
Anneler,
babalar evlat acısı yaşıyor.
Ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm olanlar var. Ya 4 yaşındaki Asiye’ye olduğu gibi ısırılarak parçalanma vakaları yaşanıyor ya da insanlar köpek saldırılarından kaçarken araçların, kamyonların altında kalıyorlar.
Isparta’da 20 yaşındaki
üniversite
öğrencisi Rabia Kallı’ya arkadaşıyla yürürken sokak köpeği
saldırdı.
Köpekten kaçmaya çalışan Rabia’ya otomobil çarptı. Ağır yaralanan ve altı gün boyunca yaşam savaşı veren
genç kız 11 Mart günü hayatını kaybetti.
Antalya’nın Serik ilçesinde ise
köpekten kaçarken yola çıkan
10 yaşındaki Mahra Pelin Pınar’a kamyon çarptı.
Ağır yaralanan Pınar’ın sağ bacağı hastanede kesildi. Pınar günlerdir yoğun bakımda ve makine yardımı olmadan nefes alamıyor.
Bir ana kuzusu hayatının baharında soldu, bir diğer ana kuzusu yaşam savaşı veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan üç ya önce hayvanseverlere ve belediyelere çağrı yapıp
‘tedbir alın’
demişti. Tehlikeli ırklarla ilgili yasal düzenleme de yürürlüğe girdi. Ancak
sokaklar vahşi köpeklerle dolu.
2022 yılının şubat ve mart ayının ilk on gününde medyaya yansıyan köpek saldırılarını taradım.
Birkaç vakayı sizlere aktarmak istiyorum. Yaşananlar korkunç.
13
Şubat:
Bingöl’de imamlık yapan Mehmet Çakar, sabah namazının ardından evine dönerken sokak köpeklerinin saldırısına uğradı. Bacağından yaralanan Çakar, kendi imkanlarıyla köpeklerden kurtularak Bingöl Devlet Hastanesi’ne gitti. Sokak köpeklerinin aynı saatlerde aynı mahallede bir hastane personeli ile bir kadına daha saldırdığı öğrenildi.
16
Şubat:
İstanbul Beyoğlu’nda ağızlıksız gezdirilen Pitbull cinsi köpek sokakta yürüyen Muzaffer Akçayır’a saldırdı. Ayağından, ellerinden ve sırtından ısırılan Akçayır’ı kurtarmak için gelen iki kişi daha köpek tarafından ısırıldı.
16 Şubat:
Mardin’in Derik ilçesinde okuldan dönen 4 öğrenci ile yoldan geçen 3 kişiye sokak köpekleri saldırdı. Köpeklere mahalle halkı müdahale etti. Çeşitli yerlerinden ısırılan yedi kişi de hastaneye kaldırıldı.
18 Şubat:
Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde sabah okula gittiği sırada başıboş köpek sürüsünün saldırısına uğrayan 11 yaşındaki Ali Yağmur’u o esnada arabasıyla yoldan geçen bir kişi kurtardı.
19
Şubat:
Tokat’ın Sulusaray ilçesinde ekmek almak için fırına giden 12 yaşındaki Berat Sunar sokak köpeğinin saldırısına uğradı. Yüzü kanlar içinde kalan çocuk kuzeninin köpeğe müdahalesi ile kurtuldu.
Oturup liste yapsam sayfa yetmez.
Haber merkezimize hemen her gün en az bir köpek
saldırısı haberi düşüyor.
Vahşet anlarının görüntüleri yayınlanıyor.
Türkiye’de son 6 ayda 100’e yakın köpek
saldırısı yaşanmış.
İnsanlar canlarından olmuşlar. Hayatlarının geri kalanlarını engelli bir şekilde devam edecek olanlar var.
Tablo ortada ve nedense kimseler oralı olmuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan en yüksek perdeden söyledi. Belediyelere talimat verdi lakin görülüyor ki
uygulamada sorunlar var.
Nedeni ise baskı ortamı.
Hayvansever dernekleri sokak köpeklerine yönelik
tedbirler alan yetkilileri hedef gösteriyor.
Bana da yazılarımdan sonra onlarca mesaj gönderdiler.
‘Cani’ ilan
ettiler.
Görseniz ne beddualar yazıyorlar.
İnsan hayatının
her şeyin üzerinde olduğunu anlatmaya çalışanı hayvan düşmanı
ilan ediyorlar.
İstanbul’da sokak köpeklerini barınağa götürmek için toplayan bir ilçenin
belediye başkan
yardımcısını hazırladıkları ‘katil’ yazılı afişlerle
tehdit ettiler.
Akıl almaz bir baskı var. Belediyeler sosyal medyaya düşmekten çekiniyorlar. Bu lobinin taarruzlarıyla uğraşmak istemiyorlar. Diğer taraftan “bu kadar saldırı var neden kamuoyu oluşmuyor” deniliyor. Oluşmaz tabi.
Aksine
kamuoyu, baskı altına alınmış vaziyette.
Öyle bir sindirme ki bu, yetkisi olanlar bile “
sokak köpeklerini toplarsak hayvan
hakları savunucularının hedefi oluruz” korkusundan adım
atamıyorlar.
Genç kızlar köpek saldırı yüzünden ölüyorlar. Çocuklar ağır yaralanıyorlar.
Travmayı, şoku,
dehşeti, vahşeti herkes izliyor.
Ajanslara düşen haberler ve sosyal medyada birkaç tepki paylaşımı dışında gündeme gelmiyor köpek saldırıları. Televizyon programlarına çıkan
hayvan hakları savunucuları, insanların köpek saldırılarından
kaynaklı ölümlerini konuşmak bile istemiyorlar.
O konulara hiç girmiyorlar ve aksine
‘sokak köpekleriyle neden yaşamamız
gerektiğini’ güzel güzel anlatıp, vicdan satıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde
da yazmıştı. Sokak köpekleri meselesine sadece hayvansever hassasiyetiyle bakmamalıyız.
Bu köpekler bir yandan da sektöre
dönüştürüldü.
Çıkarılan yaygaranın altında
ekonomik
rant
var.
‘Mama lobisi’
denilen mekanizma
sokaklara,
vicdanlara ve hatta belediyelere çökmüş
vaziyette. Bu mesele kontrolden çıkmaya başladı. Sosyal medyada linç edilmeyi göze alarak yazıyorum; Türkiye kamuoyu ve yerel yöneticileri sokakları yaşanmaz hale getiren sokak köpeği lobilerine teslim olmuş durumda.
O önlenemez, bastırılamaz, insandan yüce tuttukları
köpek sevgilerini; Rabia’nın yüreği kor ateş gibi yanan
annesine, Pınar’ın bir nefes sıhhat bekleyen babasına
anlatsınlar, acılarını dindirsinler de görelim.
Maalesef umurlarında bile değil. Bu ülkede bir genç kız sokak köpeklerinden kaçarken hayatını kaybetti. Birileri çıkıp ‘artık yeter, bu vahşetler son bulsun’ demeli.
#Köpek
#Gaziantep
#Rabia Kallı
#Antalya
#Recep Tayyip Erdoğan
#İsmail Kılıçarslan
2 yıl önce
Rabia’nın annesini, Pınar’ın babasını ikna edin de görelim!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset