Geçen hafta ilkini yayımladığımız “Büyük yalanlar” serisinde tarım konusunu işlemiştik. Oldukça güzel geri bildirimler aldığımız yazımızın ikincisini yazmak bir nevi farz oldu. Bu nedenle bir diğer büyük yalana geçiyoruz bu hafta; “Sanayi bitti!”.
İdeolojik saplantılı, bir kısmı belki de sipariş ile yazan kesimin dilinden düşürmediği bir diğer yalan olan sanayi hakkında gerçekleri irdelerken hayretlere düşmemek elde değil.
En büyük dış ticaret ortağımız AB başta olmak üzere dünyada yaşanan talep daralmasına rağmen sanayi hasılamız ilk çeyrekte yüzde 8,2, ikinci çeyrekte de yüzde 7,8 büyüyerek gelişimini sürdürdü.
Türkiye bugün;
Yeşil dünya hedefine uygun şekilde stratejiler üreten Türkiye bu yolda;
Sadece bu yılın ilk 10 ayında 14 bin 214 yeni işletme sanayi sicil sistemine kaydolarak üretime başladı.
Bu sene; sağlık teknolojileri, yenilenebilir enerji, savunma sanayii, elektrikli araçlar ve batarya üretimi gibi kritik alanlarda yapılacak 10 yeni yatırım için proje bazlı destek kararı verilmiş.
Üretimde yerlileşmeyi artırıp cari açığı azaltan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programımız başarıyla devam ediyor.
Makine sektöründen sonra; Mobilite, Üretimde Yapısal Dönüşüm, Sağlık ve Kimya alanlarında ithalat bağımlılığımızı azaltacak yatırımlara öncülük ediliyor.
Bugüne kadar 119 proje için 1,5 milyar lirası Ar-Ge olmak üzere 21 milyar liralık destek sağlanmış.
Mobilite Çağrısı ile ileri sürüş destek sistemlerinden lider teknolojilerine, Üretimde Yapısal Dönüşüm Çağrısı ile soğutma cihazı kompresörlerinden sınai robotlara, sağlık ve kimya sektöründe ise biyoteknolojik ilaçlardan eklem protezleri ve tanı kitlerine kadar onlarca kritik ürünü yerlileştiriyoruz. Bu ürünlerin hepsi ithal artık yerli oluyor!
Sanayi yatırımları eski Türkiye gibi Batı ve Marmara merkezli değil. Doğu-Batı fark etmeksizin Türkiye’nin dört bir yanında yeni yatırımlar yapılıyor. Güncellenen Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi sayesinde daha fazla destekten yararlanan ilçe sayısı 267’den 337’ye yükseldi.
Türkiye on yıllardır süre gelen fasit döngüsünü Erdoğan’la birlikte yıktı. Bu kadar curcunanın, Erdoğan’ı hedef almanın sebebi budur.
Türkiye kendisine biçilen üçüncü dünya ülkesi gömleğini yırtıp attı. Havalimanı, karayolu, tüneli yani ulaşımı olamayan memlekete yatırım gider mi? Gitmezdi elbet!
Ya elektriği, dağıtım şebekesi, barajı olamayan memlekette üretim olur mu? Yine olmazdı!
Erdoğan bunları ve sayısız hizmeti top yekûn var etti. İşte kalkınma bu şekilde oluyor ve olacak. Daha girizgâhtayız, Erdoğan ile şahlanış yılları 2023’ten sonra başlayacak.