|
Medeniyetin niyeti bozuk

Falih Rıfkı, Zeytindağı’nda vatanın küçülmesinden şöyle bahseder:

“Bizden Belgrad’ı aldıkları zaman, düşman delegeleri Niş kasabasını da istemişlerdi. Osmanlı delegesi ayağa kalkarak:

- Ne hacet, dedi, İstanbul’u da size verelim.

Babalarımız için Niş, İstanbul’a o kadar yakındı.

Biz eğer Vardar’ı, Trablus’u, Girit’i ve Medine’yi bırakırsak, Türk milleti yaşayamaz sanıyorduk.

Çocuklarımızın Avrupa’sı Marmara ve Meriç’te bitiyor.”

Kudüs, Filistin yakın zamana kadar bizimdi ve Müslümanı, Yahudisi, Hıristiyanı herkes orada barış içinde yaşardı.

Bugün o toprakların hâli ortada.

İnsanlık yok artık, kalmadı. Tükendi, bitti gitti. Gazze’deki zulüm dayanılmaz hâl aldı.

Açlıktan ölüm söz konusu ise hangi insanlıktan bahsedilebilir? Gönderilen gıda yardımlarının ulaşmasına engel olunuyor.

Ağaçlardan yaprak koparıp yemeye kadar çaresizlik haddi aştı.

Ve ABD, bu tabloya rağmen, ateşkes kararı alınmasına yine itiraz etti.

ABD “Bana ne!” diyor kısaca.

İsrail “Bu daha az bile” diyor, “Hele bir Ramazan gelsin, o zaman göreceksiniz!”

Refahmış, zenginlikmiş, gelişmişlikmiş… Yerin dibine batsın!

Mehmet Âkif’ten biliyoruz onlardaki medeniyetin ne demek olduğunu.


HER İHTİMALE KARŞI

Tramp’a 355 milyon dolar ceza kestiler.

ABD’de muhalefete para cezası veriliyor, Rusya’daki muhaliflerin ise defteri dürülüyor.

Son örnek Aleksey Navalni.

Adam hapisteydi. On beş yıl daha yatacaktı. Bir tehlike oluşturmuyordu. Niye öldürsünler? Yok etmeye gerek yoktu.

Bu da bir düşünce.

Ama önceki örneklerle birleştirince, Temel’in “Her ihtimale karşı furdum oni” demesi geliyor akla.

Günün birinde hapisten kurtulma ihtimalini sevmemiştir Putin.

Bir de Vladimir Karamurza var.

En yüksek hapis cezasına çarptırılan muhalif. İki yıl önce hapse girdi, 25 yıl ceza aldı.

Ukrayna savaşını eleştirdiği için vatana ihanetle suçlandı.

Karamurza’nın kardeşleri var mı bilmiyoruz ama karısı hayatından endişe duyuyor. Daha önce iki kere zehirlendiğini duymuştuk.


DÖRT VASIF

Meral Hanım sert sözler sarfetti. Onu kızdıranların dört vasfını öğrendik. “Siyaset başka ahlâk başka şey. Bunlar hem ahlâksız hem cahil hem geri zekâlı hem salak” dedikten sonra seçimlerden ümitli olduğunu söyledi.

“Seçime özü başımıza gireceğiz. Hür ve müstakil duruşumuzdan taviz vermedik.”

Elbette her parti lideri gibi kazanacaklarına inanıyor. Ya da öyle söylüyor.

İlkokula giden Ahmet’e matematik çalıştıran babası sorar: “Sende dört ceviz var. İkisini ben istedim. Sende kaç ceviz kalır?”

Ahmet “Dört ceviz” diye cevap verir.

“İkisini ben istedim ya…”

“Tamam, sen istedin ama ben vermedim ki.”

Meral Hanım ile İyi Partili seçmenlerin durumu biraz buna benziyor.

Genel Başkan’ın istediği oyu verecek mi seçmen?

Yoksa aman oylar bölünmesin diye başka türlü mü davranacak? Anketler yarı yarıya diyor.

#Politika
#Siyaset
#Mehmet Şeker
2 ay önce
Medeniyetin niyeti bozuk
Sekülerleştirme vebali
Geliyorum diyen felâket: “Kur’ân İslâm’ı” söylemi
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı