|
Onurlar test edilirken
İnsan hayatında belki de en acı şey, kendisinin dikkate alınmaması ve görüş ve düşüncelerine değer verilmemesidir. Böyle bir olay, insan denilen varlığın onuruna yakışmayan, onun serbest düşünme ve hareket etme tutumlarına aykırı bir olaydır. Bundan dolayı tarihte hiçbir toplum, onuru ve düşünme hürriyeti elinden alınmış bir şekilde uzun süre yaşayamamıştır.

Olayı, toplumsal bazda ele aldığımızda; toplumların kendi varlığını koruma mücadelesi hiç kimsenin vazgeçemiyeceği önemli bir değer olarak, sistemleri ve onlara hükmedenleri zorlamaktadır.

Türkiye'de uzun yıllardır süregelen baskıcı ve yasakçı yönetim anlayışı; son yıllarda toplumu ile savaşma ve ona hayat hakkı tanımama noktasında ciddi bir çaba içerisinde girmiştir. Bu eğilim, klasik siyasi ve fikri sınıflama içerisinde ele alınamayacak kadar önemli ve farklı bir olaydır.

Gerçekten de Türkiye'de halkın üzerinde, yıllardır süren enteresan bir oyun oynanmaktadır. Bu oyun, halkın çeşitli bölümlerini birbirleri ile uğraştırma ve hatta çatışma içine sokup; sistemin sahip olduğu imkanları hortumlama operasyonudur. Özellikle bu hortumlama operasyonu, bazı kişi ve kavramları olduğundan fazla büyük göstererek, birilerini yaptıkları bazı tutumlar sebebiyle bu güya "kutsal alan" içerisine hapsedip, onları "cehennemlik" hale getirme çabalarıdır. Böyle, yasaklar sistemi içerisinde elbetteki insanların rahat konuşabilme, hareket edebilme ve hatta bazı kurumlaşma çalışmalarına girişebilmeleri oldukça zor hatta imkansız hale gelmektedir.

Sonuç olarak; enteresan bir oyun seyredilmektedir. Bu oyun, Bir yanıyla son derece gülünç özellikler taşırken; diğer yönüyle, acınacak sahnelere sahiptir. Hiçbir ciddi projesi olmayan ve toplumu sürekli geri götüren politikaların sahipleri; kendi komik anlayış ve proğramlarının farkında olmaksızın; ülkenin maddi ve manevi potansiyellerini eritmekte ve çok büyük imkanlarını, savurganlık veya kısıtlama yoluyla topluma vermemek yolunda inanılmaz zulüm ve haksızlıklara yol açmaktadırlar.

Böyle bir planı uygulama safhasına koyan kişiler; hiçbir dinin, felsefenin, ideolojinin adamı olamıyacak kadar; ölçüsüz ve ahlak dışı eylemlerin içindedirler. Onların, toplumun hiçbir kesimi, grubu veya partisi tarafından tutulması ve kollanması mümkün değildir. Bilineceği gibi, onlar her düşünceyi ve eylemi mahkum etme konusunda kararlılık içindedirler. Çünkü fikir ve düşünceye saygı göstermemektedirler. Her türlü sosyal oluşumdan ve kurumlaşmadan şüphe ve kaygı duymaktadırlar. Çünkü, kendilerine ait ve halka dayanan herhangi bir grup ve kurumları olmamıştır. Dolayısiyle, geriye bir tek ihtimal kalıyor: Bu kişiler, bu ülkenin düşmanları adına hareket eden "ihale grupları"dır. Onlar, bazı kişi veya grupların neyi, niçin yaptıklarına bakmazlar. Ellerinde bulunan "hazır şablonlara" uyup uymadığına bakıp; yaygara koparırlar. Maalesef, birçok kurum ve güç; onların istikametinde hareket etmekten kendisini kurtaramamaktadır.

Artık, toplumun bunlardan kurtulma zamanı gelmiştir. Yaygaracılık ve suçlama ile insanımızın birbirine güvenini yok eden bu "ne idüğü belirsiz" grubun ellerindeki suçlama borazanlarını susturup, birbirimize daha yaklaşmalı ve hangi gruptan olursa olsun; ülkeyi bataklığa sürükleyen ve halkımızı "zurnallayarak" birbirinden uzaklaştıran anlayıştan kurtulmamız gerekiyor.

Önce namuslu ve onurlu insanların bir araya gelmesi gerekiyor. Şu fikir, bu fikir; o parti bu parti konusunu şimdilik kapatmamız ve "namuslu ve dürüst olanlar ile olmayanları" birbirinden ayırmayı bilmemiz gerekiyor. Yoksa, yakında ayağımızın altındaki toprağın bile, kiracısı olacağımızı bilmemiz gerekiyor.

Halk olarak, her ferdimizin; onurumuzu muhafaza ederek, kendi gözümüzle görmediğimiz ve kulağımızla duymadığımız hiçbir şeye inanmadan; ayaklarımızın üzerinde doğrulmamızın zamanı gelmiştir. Belki de bu çabalarımız; ülkemizin fikri, siyasi ve ekonomik bağımsızlığını yeniden kazanmasına yol açabilir.
#namuslu ve onurlu insanlar
#Test
#Onur
23 yıl önce
Onurlar test edilirken
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi