|
“Gerçeğin, laikçi bir öyküyü bozmasına izin verme!”

Yok, bu kez saldıranlar Ticaniler değildi; çünkü onların “Son Kullanılma Tarihi” geçeli uzun yıllar oldu.

Bu defakiler, iki ayyaştı.

Provokasyon sırasında dahi alkollüydüler.

Samsun’daki Atatürk heykelini “halatlarla” alaşağı etmek isteyen ikilinin kasten yaralama, uyuşturucu ve alkollü araç kullanma dâhil otuz sekiz adet suç kaydı var!

*

Hal böyleyken; Samsun Atakum Belediyesi sosyal medyada paylaştığı karikatürle heykele “takunyalı” birinin saldırdığını ilan etti!

Yani, “Gerçeğin iyi bir öyküyü bozmasına izin verme!” diyen İngiliz tabloid basınının izinden gidiyorlar.

Buradaki ise “doldur, boşalt” garantili laikçi bir öyküdür.

*

Cumhuriyet ve Sözcü denilen paçavralar, zaten ilk günden itibaren dört dörtlük provokatif saldırıyı ihtimamla iktidarın hesabına yazdılar ve de mütedeyyin kesimin üzerine yıktılar…

Yetmiş senedir pek konforlu bir ters manyel yöntemdir, bu Atatürk heykellerine saldırı olayı…

Her defasında, laikçi hassasiyeti kabartır!

“ZEMİN HAZIRLAMA” GÖREVİ

Cumhuriyet tarihimizde Atatürk heykellerine “kontra” saldırılar, 1951’de ‘Ticaniler’ ile sahne almıştı.

Mesela, bir gecede tam 17 heykele birden “çekiçli ve tahta kılıçlı” saldırı yapılmıştı!

Demokrat Parti iktidarının ilk zamanlarında gerçekleştirilen heykellere saldırılar, Atatürk’ü Koruma Kanunu’na zemin hazırlamıştı…

Sonra? 25 Temmuz 1951 tarihinde 5816 sayılı kanun Meclis’te kabul edilmişti.

TİCANİ’LERİN
CHP İLE DANSI

Kemal Pilavoğlu liderliğindeki Ticani tarikatı 1950 öncesinden itibaren “kontra” eylemlerle faaliyette idiler…

Genel seçimin öncesinde, 11 Nisan 1950 tarihli Zafer gazetesi “Ankara’da CHP’nin yeni propagandacısı Pilavoğlu” başlığını atmıştı…

Haberde “Kemal Pilavoğlu ile birlikte bazı Ticani tarikatı sanıklarının CHP’ye üye oldukları” yazılıydı!

*

Derin görev tamamlanmış; Kemal Pilavoğlu ve 74 arkadaşı 5 Mart 1952’deki yargılamada mahkûm olmuşlardı!

TAŞ PLAK’TAN “CUMHURİYET” DİNLETİSİ

28 Nisan 1951 tarihli Cumhuriyet’te Nadir Nadi şöyle yazdı:

“Yurt köşelerinde çember sakallı, karanlık suratlı adamlar rastladıkları Atatürk büstlerine saldırıyorlar. Resmi ağızlar ise memlekette irtica tehlikesi olmadığına dair demeçler veriyorlar…”

*

Şimdi de 5 Şubat 2022 tarihli Cumhuriyet’in manşetinde yazılanları okuyalım:

“Ülkenin 20 yıldır geldiği durum ve iktidarın kindar nesil projesi Samsun’daki Atatürk anıtına yapılan saldırıyla çirkin yüzünü gösterdi…”

*

Nedir?

Laikçi Yobazlar Topluluğu “Cumhuriyet” adlı sözde gazete, yetmiş bir yıl sonra aynı gözbağcı taş plağı çalıyor!

1951’de DP, 2022’de ise Ak Parti iktidarı “Atatürk karşıtı saldırıları kışkırtmakla” itham ediliyor…

Böylelikle heykellere saldırıları yaptırtan asıl güç odağının üzeri itina ile örtülmüş oluyor.

HEYKEL SİYASETİ

Dünden bugüne görevli elemanlarını Atatürk heykellerine saldırtan aynı derin karargâhtır.

“Saldırt: Kitleleri doldur, boşalt” yöntemiyle siyaseti kontrol etmek istiyorlar.

Bunlar için, Samsun’daki Atatürk heykeline saldırttıkları “Suç Koleksiyoncusu” Sinek İkilisi Ayyaşı “parayla tutup kontra eylem yaptırtmak” işten bile değildir.

*

Eskimeyen yöntemleridir: Hep yapıyorlar…

Geçen yıl (28 Mart ‘21) Tekirdağ’da Atatürk heykelleri ve büstlerine hakaret içerikli yazılar yazdığı tespit edilen ve IŞİD üyesi olduğu öne sürülen…

Eski Fizik öğretmeni G.D. adlı şahıs, –dikkat buyurunuz– Fetullahçı çıkmıştı!

Yetmiş yıl önce Ticani idi; yetmiş sene sonra FETÖ mensupları derin göreve hazır ve nazırdır!

Yetmediği vakit…

Ayyaş, serseri, sabıkalı takımından birileri de pek kullanışlıdır!

YİNE ŞAHANE “TESADÜF”

İki aded görevli ayyaşın Samsun’daki Atatürk heykeline saldırısından –iki gün evvel– Atatürkçü Düşünce Derneği’nin “ödül töreni” vardı…

Uğur Dündar’a “Yılın Atatürkçüsü” ödülünü Eski Cumhurbaşkanı Sezer vermişti, hani…

ADD Başkanı da, 2017’de “Referandumda Evet çıkarsa, Samsun’dan çıkarız yedi sülalenizi İzmir’de denize dökeriz” diyen CHP’li eski vekil Hüsnü Bey’di, ya…

–Hepsi “şahane tesadüf” elbette!

#Ticani
#Sözcü
#Cumhuriyet
#CHQ
2 yıl önce
“Gerçeğin, laikçi bir öyküyü bozmasına izin verme!”
Orta yol doğru istikameti gerektirir
Korksak mı?!
Londra izlenimlerim, beklentiler ve riskler
Türkiye’nin enerjisi
Komprador entelektüel ve siyasi işlevi