|
Yalçın Küçük, Allah Büyük

İşçi Partisi''nin gizli lideri Hüsamettin Cindoruk mudur, yoksa Süleyman Demirel mi? Soruyu şöyle de sorabilirim: ''Demirel ve Cindoruk Aydınlıkçı Yalçın Küçük''ün nesi oluyor?

*

Cevabı, Yalçın Küçük''ün kendisine bırakalım:

''Henüz üniversitede değildim, meraklıydım, bir gazetede okudum, bir genç ''Demokrat olmayan Demokrat Partiden istifa ediyorum'' demişti…

Üniversiteye girdim, buldum…

Genç avukat Hüsamettin Cindoruk''tu, kardeşi Şadi ile çok yakındık. Ailesi Hüsam derdi, ben bir süre Hüsam Cindoruk''a çırak oldum. (…)

Abant''ta aynı yerdeyiz, bazen karşılaşırız…

Eşinin yanında, ona ustam olduğunu söylerim. Nasıl utangaçtır, ''söyleme'' der, utanır…

Çok hoş, Süleyman Demirel duymuş, bana haber gönderdi ''Asıl ustan Hüsam değil, benim'' dedi…

Çok seviniyorum, ustalarım çoktur. Ustam Hüsam 1993''te Cumhurbaşkanlığını Demirel''e hediye etmişti

Şimdi daha zor bir yerdedir…'' (Aydınlık, 3.5.2013)

*

Hüsamettin Cindoruk, şimdi nerede midir?

İşçi Partisi''nin başını çektiği, 23 Nisan''da ilan edilen sözde ''Milli Merkez''in başrol oyuncusu olarak yeniden sahne almıştır.

Süleyman Bey de, işbu ulusalcı kamuflajlı ''Gayrı Milli'' cephenin akıl babasıdır!

*

''Milli Merkez''in ilan edilmesi, mapustaki Yalçın Küçük''ü pek heyecanlandırmış, ''Bugünler geçmişten çok daha yobaz, çok daha geri ve ölçüsüz uzun bir 31 Mart''tır! 31 Mart, bir iç savaşta yenilmiştir.'' diyor ve ekliyor:

''Hareket Ordusu''nun zaferinden sonra ayan ve mebuslar Yeşilköy''e gelenler -tıpkı 23 Nisan''dır- bir araya geldiler ve kendilerine ''Milli Meclis'' dediler. İktidarın başını Sultan''ı, Abdülhamit''i indirme kararı aldılar. İndirdiler…''

*

Aynı Yalçın Küçük, iki yıl önce Aydınlık''ta ne yazmıştı, unutmuyoruz:

''Sabetaylarımız olmasa, biz bu Cumhuriyet''i kuramazdık!'' (11 Ekim 2011)

*

Tekrar, Yalçın Küçük''ün Demirel ve Cindoruk''lu yazısına dönüyorum…

27 Mayıs''ın öncesini anlatırken şöyle diyor:

''Bizimki Türkiye Milli Talebe Federasyonu idi. Yekta Güngör buradan gelmedir. Yekta Güngör''ün TMTF''nin ilk yıllarında emeği büyüktür…

Bana ''Can Kıraç''la beraberdik, seni hatırladık'' demesini hiç unutmam…

Yekta ve Can başlarındaydı ve bir de ben olup…

28 Nisan, 29 Nisan ile 27 Mayıs Devrimi''ne götüren ekiptenim. Hep heyecan duyuyorum. Gençlik örgütleri okullarımızdır. Hep oradan çıkıyoruz''

*

Yekta Güngör Özden ve Yalçın Küçük…

Can Kıraç''la birlikte nereden koşuyorlarmış?

*

Can Kıraç dediğimizde, ''otomatik'' olarak…

İnan Kıraç, Aydın Doğan ve Rahmi Koç demiş oluyoruz!

Can Kıraç, Vehbi Koç''un damadı İnan Kıraç''ın ağabeyidir. TÜSİAD''ın kuruluş hazırlıklarını yürüten komitede görev yapmıştı. Vaktiyle Koç Holding''in tepe isimleri arasındaydı.

Mehmet Ali Ağca, Abdi İpekçi Suikastı''nın tetikçisi olarak 25 Haziran 1979''da yakalandığı vakit üzerinden çıkan kâğıtta üç ayrı ismin baş harfleri ve karşılarında da bu kişilerin adresleri vardı…

Bu isimler Can Kıraç, Şahap Kocatopçu ve Necati Zincirkıran''dı.

O kâğıtta bu isimlerin neden yer aldığı hiç ama hiç merak edilmedi…

Bu üç kişiyle ilgili hiçbir soruşturma yapılmadı.

Polis araştırmadı, mahkemede bile tartışılmadı.

*

Şimdi de Yalçın Küçük''ün bir başka yazısından bir bölümü birlikte okuyalım:

''Doğan Avcıoğlu, 27 Mayıs''ta Kurucu Meclis''te görev aldı. 27 Mayıs Anayasası''nın; Mümtaz Soysal, İlhami Soysal, Coşkun Kırca ve Altan Öymen''le birlikte beyni ve motoru oldular. Aynı zamanda CHP araştırma bürosunu yönetiyordu. İsmet Paşa dördüncü kata çıkar, Doğan ile iktisat çalışırdı…

Ben çıraktım salonda beklerdim, hoşuma giderdi''

(Aydınlık, 6 Aralık 2011)

*

Coşkun Kırca mı, 1961-69 arasında iki dönem CHP vekilliği yapmıştı; 1991 genel seçimlerinde ise Süleyman Demirel''in genel başkanı olduğu DYP''den vekil seçilmişti. 1995''te Tansu Çiller''in kabinesinde bakandı…

Hep ''üst perdeden'' seslenen bir sima idi…

Aslında Demirel onun vekili imiş gibi konuşurdu!

Neden böyle olduğunu…

Aradan yıllar geçtikten sonra öğrenecektim:

Diplomat ve siyasetçi Coşkun Kırca''nın ''rütbesi'' generallerden bile daha ''yukarda'' idi!

Kırca''nın (1927-2005) ''irtica''dan bahsetmediği bir konuşmayı bulabilmek zordur…

İnan Kıraç''la birlikte Galatasaray Üniversitesi''nin iki önde gelen kurucusundan birisiydi.

11 yıl önce
Yalçın Küçük, Allah Büyük
Rabbine hasım kesilen insan!
Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti
Belirsizlik ‘algılamayı’ öldürür
Reisi’nin manidar ölümü
İran bu sancılı günleri nasıl atlatacak?