|

Elde ne kaldı

Suriye’de Mart 2011’de başlayan iç savaş 8. yılını doldurdu. Çatışmalarda resmi rakamlara göre 350 bin, gerçekte ise 1 milyondan fazla kişi yaşamını yitirdi. Tarihi şehirleri yerle bir eden savaşa dış aktörlerin de müdahil olmasıyla ülkedeki kaos şiddetlendi.

Talha Menteş
04:00 - 15/03/2019 Cuma
Güncelleme: 05:51 - 15/03/2019 Cuma
Yeni Şafak
‘Çatışmasızlık bölgesi’ olarak ilan edilmesine karşın İdlib, hükümet güçlerinin saldırısına hedef oluyor.
‘Çatışmasızlık bölgesi’ olarak ilan edilmesine karşın İdlib, hükümet güçlerinin saldırısına hedef oluyor.

qSavaşın 8 yılı geride kalırken, Esed rejimi, müttefikleri Rusya ve İran’ın yardımıyla ülkenin yaklaşık yüzde 60’ında hakimiyeti sağladı. Askeri muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrol ettiği alan, ülke topraklarının yaklaşık yüzde 10’una geriledi. ABD destekli terör örgütü YPG/PKK Suriye topraklarının yüzde 28’inde işgalini sürdürürken, DEAŞ’ın kontrol alanı yüzde 2’ye düştü.

Terör örgütü DEAŞ’ın doğuşu, ABD’nin DEAŞ ile mücadele bahanesiyle destek verdiği YPG/PKK’nın işgalleri, Rusya’nın savaşa dahil olması ve Esed rejiminin Rusya desteğiyle katliamlarını artırması hem savaşın seyrini değiştirdi hem de bölgede süren trajediyi daha da artırdı.

15 MART 2011’DE BAŞLADI

Halk ayaklanmalarının fitili, 15 Mart 2011’de Dera ilinde bir grup öğrencinin okul duvarına “Ey doktor (Beşşar Esed) şimdi sıra sende” yazmasıyla ateşlendi. Esed rejiminin ülke geneline yayılan protestoları şiddetle bastırması sonucu olaylar iç savaşa dönüştü. 2011’den bu yana geçen 8 yılda, 6 milyon 600 bin Suriyeli, ülke içinde evlerinden oldu; 5,6 milyon kişi de ülke dışına kaçtı. Resmi kayıtlara göre 56 bin 900 kişi kayıp. Öldürüldüğü kesin olarak bilinen 100 bin kişinin naaşlarının ise nerede olduğu meçhûl. Rejim kaynaklı kayıtlara göre iç savaş boyunca kayıtlara geçen sivil ölüm sayısı şöyle: 28 bin 486’sı çocuk, 15 bin 425’i kadın olmak üzere toplamda 223 bin 161 kişi...

130 BİNE YAKINI HAPİSTE

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), 11 Mart tarihli raporunda, Esed rejiminin Mart 2011-Mart 2019 arası alıkoyduğu kişilerden en az 127 bin 916’sını halen cezaevlerinde tuttuğunu açıkladı. Rapora göre, en az 13 bin 983 kişi rejimin işkencesi nedeniyle öldü. En az 216 kez kimyasal silah kullanan rejimin kuşatmasında açlık ve ilaç yetersizliği sonucu 398’i çocuk, 187’si kadın en az 921 sivil yaşamını yitirdi. Terör örgütü YPG/PKK ise en az 2 bin 705 kişiyi halen alıkoyarken, DEAŞ’ın alıkoyduğu en az 8 bin 143 kişinin akıbeti bilinmiyor.

  • Son sığınak Türkiye
  • Milyonlarca Suriyeliye kucak açan Türkiye, iç savaşın başından bu yana güney komşusunun toprak bütünlüğünü destekledi. Bu nedenle Ankara, Suriye’nin kuzeyinde, ülkeyi bölecek ve istikrarsızlaştıracak bir terör kuşağı oluşumuna karşı çıktı. Buna engel olmak için 2016’da Fırat Kalkanı ve 2018’de Zeytin Dalı Harekâtı’nı düzenleyen Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü DEAŞ varlığına son verirken, YPG/PKK’nın terör koridoru kurmasını engelledi. 8 yıllık savaş sürecinde ülkesinden kaçan Suriyelilerin yegane istikameti ise Türkiye oldu. Türkiye şimdi 3 milyon 644 bini aşan sayıda Suriyeliye tek başına ev sahipliği yapıyor. Bunun yanında Suriyelilerin 946 bini Lübnan’da, 670 bini Ürdün’de, 253 bini Irak’ta, 133 bini Mısır’da barınıyor.

Sadece yüzde 10’u muhaliflerde


Savaşın 8 yılı geride kalırken, Esed rejimi, müttefikleri Rusya ve İran’ın yardımıyla ülkenin yaklaşık yüzde 60’ında hakimiyeti sağladı. Askeri muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrol ettiği alan, ülke topraklarının yaklaşık yüzde 10’una geriledi. ABD destekli terör örgütü YPG/PKK Suriye topraklarının yüzde 28’inde işgalini sürdürürken, DEAŞ’ın kontrol alanı yüzde 2’ye düştü.

Anlaşmayı bitirir

Muhaliflerin elindeki en büyük bölge olan İdlib’de, yarıdan fazlası ülke içinde göç etmiş Suriyelilerden oluşan 4 milyonu aşkın kişi yaşıyor. ‘Çatışmasızlık bölgesi’ olarak ilan edilmesine karşın İdlib, hükümet güçlerinin saldırısına hedef oluyor. Bu durum, bölgede istikrarın sağlanmasına yönelik olarak Türkiye ile Rusya’nın anlaşmasına da gölge düşürüyor. Ankara, bombardımanın durması için rejime baskı yapmasını istediği Moskova’dan bu konuda henüz olumlu bir adım görmedi. Son iki haftada rejimin saldırılarında 4’ü çocuk, 23’ü kadın toplam 34 sivil öldü, 131 sivil yaralandı. Bölgede 4 milyon sivilin can güvenliği büyük tehdit altında. İdlib Sivil Savunma Müdürü Mustafa Hac Yusuf, yaşananları şu sözlerle özetliyor: “İdlib’de siyasi süreci, mutabakatı yerle yeksan edecek gelişmeler yaşıyoruz. Yüz binlerce insan yerinden edilecek. Avrupa’ya yeni göç riski doğacaktır.”


  • Rusya ve rejim uçakları iki gündür kent güneyindeki Temaniye beldesine beyaz fosfor bombalarıyla saldırıyor. Düşüşü net olarak gözlemlenen beyaz fosforun silah olarak kullanımı uluslararası savaş hukukunca yasak. Soluma yolu ile vücuda alındığında zehirleyen fosfor, daha çok yüksek yanma reaksiyonuyla nefes darlığına yol açarak beyin ile akciğerlerde ağır hasara ve ölüme sebep oluyor. Saldırıda en az 10 kişi can verdi.
#Suriye
#DEAŞ
5 yıl önce