|

PKK’ya Akdeniz sözü verildi

PYD/PKK’nın paravan kuruluşu SDG’nin sözcülüğünü yaparken Türkiye’ye sığınan Talal Silo, ABD-PKK ilişkilerini deşifre ediyor. Silo kendisinin de yer aldığı toplantıda Amerikalıların, PKK’ya Akdeniz’e ulaşacağı bir koridor sözü verdiğini söyledi. Silo’nun verdiği bilgiye göre PKK’nın parasal işlerinden Ali Şeyr sorumlu. Şeyr, 2012’den beri petrolü dışarıya satıyor. Satılan petrolün parası da Lübnan bankalarında örgüte yakın isimlerin hesabına yatıyor. Sonra Avrupa’ya aktarılıyor. Her gün yüzlerce tanker petrol taşınıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/12/2017 Pazartesi
Güncelleme: 09:23 - 4/12/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Suriye PKK’sının önemli isimlerinden Talal Silo, ABD-PYD-DEAŞ-Esed-Rusya denklemine ilişkin ifşaatlarına devam ediyor
Suriye PKK’sının önemli isimlerinden Talal Silo, ABD-PYD-DEAŞ-Esed-Rusya denklemine ilişkin ifşaatlarına devam ediyor

Suriye’de bir süre terör örgütü PYD/PKK’nın paravan kuruluşu SDG’nin sözcülüğünü yaptıktan sonra bölgeden kaçan ve Türkiye’ye sığınan Talal Silo, ABD’nin terör örgütleriyle ilişkisini tüm çıplaklığıyla ortaya koyan ifşaatlarına devam ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgeye yönelik muhtemel operasyon bilgilerini ABD’nin kendilerine ulaştırdığını anlatan Silo, 25 Nisan’da Türk savaş uçaklarının Suriye kuzeydoğusundaki Karaçok’a düzenlediği hava harekâtını hatırlattı; PYD/YPG genel sorumlusu Şahin Cilo’nun, ABD’den ‘güvendesiniz’ mesajı gelmediği için dışarıda kaldığını ve operasyondan sağ kurtulduğunu söyledi. Silo ayrıca, Pentagon’un PKK’ya yolladığı silahların büyük kısmının ‘Türkiye vurmasın diye’ Amerikan askerlerinin bulunduğu noktalarda istiflendiğini söyledi. İşte Silo’nun açıklamalarından satır başları:

LİDER KADRO
KARAÇOK'TAYDI

Karaçok, YPG’nin silah ve mühimmat depoları ile para kasasının bulunduğu başlıca üstü. Bahoz Erdal ile Şahin Cilo oralarda ikamet ediyordu. PKK liderlerine ideolojik eğitim verilen yerdi aynı zamanda. YPG’liler de askeri eğitim alıyordu. Ben oraya iki kez gittim. YPG’nin arşiv ve basın merkezi de Karaçok’taydı. Burada bulunanların hepsi lider kadroydu. Türkiyeli Nalin, kadınlardan sorumluydu. Şevin de Türkiyeli Kürttü. (YPG gruplarından sorumlu) Rüstem ve Haseke sorumlusu Gerzan da vardı. Şahin Cilo’ya ölü sayısının bu kadar fazla olmasına şaşırdığımı söyledim. O da “Karaçok’ta Türkiye güvenlik ihlali yaptı. Liderler arasında yeni görevlere seçilecek olanlar vardı. Biz zaten ABD’den ‘hedef alınmayacaksınız’ mesajı henüz gelmediği için dışarda kalıyorduk” dedi. İkinci gün ABD’li sıradan bir komutan oraya geldi. Şahin Cilo da ilk defa basında çıkmış oldu. Komutan kınamadı bile. 5 gün kadar sonra Cilo bize, ABD’nin Türkiye ile konuştuğunu ve hiçbir saldırı olmayacağını anlattı. Ağır silah ve mühimmatlar Hemin’e teslim ediliyordu. Hemin de bunları depolara bırakıyordu. Türkiye, Amerikalıların koruduğu bu depoları hedef almadı. Birçok silah ve mühimmat Türkiye hedef almasın diye ABD’lilerin olduğu (üslere) yerlere bırakılıyordu.

ESED, AFRİN’İN PENCERESİ

(Afrin diğer bölgelerle bağlantıyı nasıl sağlıyor?) Suriye rejimi Halep’i alınca doğrudan bir yol oluştu. Fırat Kalkanı alanı güneyinden paralel bir koridor bu. Yol, Afrin’den çıkıp (rejim bölgesinden geçip) Halep’in dışından Münbiç’e uzanıyor. Münbiç’ten de Cezire’ye yöneliyor. Güzergahı kullanmak için rejimden ya da Rus tarafından onay gerekiyor. Hatta bazen İranlıların.

MCGURK: “RUSYA BİZİM İÇİN SORUN DEĞİL”

(ABD’nin Afrin’e bakışı) ABD, Afrin için hiçbir güvence vermedi. Hatta Brett McGurk ile ilk görüşmemizde sordum. O zaman daha Afrin ile (doğudaki alanların) hiçbir iletişim yolu yoktu. Ona Afrin’e desteği sordum. ABD yönetimi olarak Afrin’e destek vermeyeceklerini söyledi. Bu bizim ilk görüşmemizde oldu. “Afrin’dekiler başka bir destekçi istiyorsa arasın bulsun” dedi. “Ben de belki Rus tarafı olur” dedim. O da “Bizim için bir mani” yok dedi. Sonra beni Esed’in amca oğlu Hüseyin Esed aradı. Hımeymin Üssü’nde bulunan Rus tarafıyla SDG arasında bir hat kurmamı istedi. Durumu Şahin Cilo’ya açtım. Bu hattın ABD’yi rahatsız edeceğini söyledi. Ama (sözde YPG genel komutanı) Sipan Hamo, Ruslarla iletişime geçmeyi istedi. Ben de durumu Hüseyin Esed’e aktardım. Ardından Rus tarafıyla iletişim kanalı açıldı. Birçok konuda Rusya’dan yardım istiyorlardı.

Afrin korkuyor

(PKK’ya ABD’nin verdiği ‘Akdeniz’ sözü) Proje değil, bir sözdü. Araştırma merkezinden geldiği söylenen bir Amerikalı ile görüştük. Görüşmeyi onlar istemişti. Çok sayıda koruması vardı. Daha sonra ABD istihbarat yöneticisi olduğu ortaya çıktı. Bize dedi ki, “Eğer siz Deyrizor’a yönelirseniz, ABD de PKK’ya denize doğru bir nokta sağlama konusunda gereken desteği verir.” Bunun için söz verildi. Ancak şu anda Deyrizor’u alma operasyonu başarısız oldu. Asıl mesele köylerin ya da petrol sahalarının alınması değil. Şahin Cilo ve SDG’ye (Akdeniz’e çıkış için) söz verildi. Ben de oradaydım. Deniz olmazsa petrol nereden ihraç edilecek? Bir liman lazım. ABD tarafı bu konuda söz verdi. Ama bundan sonra, şu an sanırım planlandığı gibi gitmedi.

(Türkiye’nin Afrin’e müdahale hazırlığı) Türk kuvvetleri (Afrin’e) müdahale ederse çok hızlı şekilde kenti ele geçirebilirlerdi. Aslında Afrin’deki durum örgütün dışarıya gösterdiği gibi değil. Bundan dolayı çok korkuyorlardı.

REJİM ‘BAYRAK
ÇEKİN’ DEDİ

Mesele sadece Afrin’in düşmesi değildi. Türk güçlerinin kuzey kırsalını kesmesi, tüm (Akdeniz’e çıkış) projelerinin başarısızlığa uğraması demekti. Çünkü Afrin’i projenin kalbi sayıyorlardı. Türkiye’nin müdahalesi, pazarladıkları rüyaların sonu olurdu. Afrin’de, Türk kuvvetlerinin olası müdahalesine karşı orada Rus varlığını istiyorlardı. Suriye rejimi, Afrin’de Türklerle herhangi bir temas durumunda Suriye bayrağı çekilmesini istedi. Ama rejim, bayrak asılan noktaların kendine devrini şart koştu. İşte bu talebi de Kandil reddetti. Ama en nihayetinde sınır unsurları korkuyor. ABD’nin Türkiye’ye Afrin’i ele geçirmemesi için baskı yapacağına inanıyorlardı. ABD ise şu ana kadar cevap vermedi. ABD başlangıçta kurtarılan bölgelere destek sağlayacağını söyledi ama Afrin’e destek vermeyeceğini başından beri ifade etti.


Gazı alınca durdular

9 Eylül’de (DEAŞ’a karşı SDG adıyla) Deyrizor’a operasyon başlattık. Duyurusunu bizzat ben yaptım. Hedef, Suriye’nin el-Cezire bölgesinin kalanını ve Fırat Nehri’nin kuzeyini almaktı. Ne bizim ne YPG’nin DEAŞ’a karşı operasyon başlatma imkanımız vardı. Bu operasyon ABD’nin isteğiyle oldu. Konu kesinlikle petrol ile alakalı değildi. Hedef, Ebu Kemal ve Mayadin’e rejimden önce varmaktı. Böylelikle Irak ve Suriye arasında bir barikat kurulacaktı. ABD başında yardım etmeye çalıştı ama başarısız oldu. İlk başlarda Rusların tacizine uğradık. Hatta birçok kişi Rus ve rejim saldırılarında öldü. ABD ile SDG omuz omuza savaşıyordu. Rejim uzaktaydı. Ama ABD, rejimin hızla o bölgelere ulaştığını görünce SDG’yi harekete geçirdi. (YPG’li) Şahin Cilo’dan bu işi yapmasını istedi. Çoğu kimsenin bilmediği bir şey var. Alınan birçok nokta Ruslara bırakıldı. Hatta Konoko gaz tesisi ve çevresindeki petrol sahaları Ruslara terkedildi. Bunlar devredilince rejim ve Ruslar daha fazla ilerlemedi.

PKK Petrol A.Ş.

PKK, 2012’de Rumeylan’daki petrol kuyularını ele geçirdikten sonra işletmeye başladı. Önceleri bu petrolleri, DEAŞ bölgeleri üzerinden ihraç ediyorlardı. PKK kadrolarının Cezire’deki parasal işlerinin sorumlusu Ali Şeyr, Kamışlı’da yaşıyor. PKK elebaşlarıyla doğrudan bağlantılı. Petrol anlaşmaları yapmaya yetkili olan kişi. Elde edilen gelirleri sadece o bilir. Bu, PKK’nın sırrıdır. Ali Şeyr, 2012’den beri petrolü dışarıya satıyor. Eskiden satış sadece DEAŞ bölgeleri üzerinden sağlanırdı. Rejim ordusunun subayı el-Katırcı, PKK’dan petrol alan genel sorumludur. Hatta Şahin Cilo’nun bile buna müdahale edemeyeceğini söylediler. Petrol konusu örgütün sırrıydı. Sora sora bazı bilgilere ulaştım. Sattıkları petrolün parası, Lübnan bankalarında kendilerine yakın bazı isimlerin hesabına yatıyordu. Sonra para Avrupa’ya aktarılıyordu. İsimlerin hepsi PKK’lı. Konu çok büyük. Her gün yüzlerce tankerle petrol taşınıyordu.

#PKK
#Türkiye
#Talal Silo
#ABD
6 yıl önce