|

Enerji alanında çığır açacak: Petrol aramada yeni dönem

Türk bilim insanları petrol aramacılığında çığır açacak yeni bir yöntem geliştirdi. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atilla Karataş, “Yer altı sularındaki toplam petrol hidrokarbonlarına bakarak, petrol olup olmadığını anlıyoruz” dedi. Bu yöntem, bölgesinde Türkiye’nin elini güçlendirirken arama maliyetini düşürecek.

Haber Merkezi
02:00 - 4/05/2020 понедельник
Güncelleme: 22:05 - 3/05/2020 воскресенье
Yeni Şafak
Yavuz gemisi
Yavuz gemisi

Türkiye'nin coğrafyasında petrol ve doğalgaz aramalarında süreyi kısaltacak yepyeni bir yöntem geliştirildi. Petrol satrancında ülkemizin elini güçlendirecek ve yeni bir dönemi başlatabilecek bu yöntem hakkında bilgi veren Marmara Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atilla Karataş, petrol ve doğal gaz aramacılığında dünyada ilk kez yeni bir yöntem uyguladıklarını belirtti.

Karataş, "Belirli kriterlere göre seçtiğimiz alanlarda yer altı sularındaki toplam petrol hidrokarbonlarına (TPH) bakarak orada petrol veya gaz olup olmadığını anlayabiliyoruz. Yer altına inip oradan jeokimya için analiz materyali almaktansa zaten kendiliğinden yüzeye çıkan kaynak sularını değerlendirmek için çalıştık ve analizlerimizi kaynak suları üzerinde yoğunlaştırmaya gayret ettik" dedi.


YÜKSEK MALİYETİ DÜŞÜRECEK

Karataş, yaptığı açıklamada, Türkiye'de petrol ve gaz aramacılığında sismik yöntemlere ağırlık verildiğini ancak bu yöntemin rezervuar hedefli olması nedeniyle sondaj yapılmadan söz konusu bölgede hidrokarbon olup olmadığının tespit edilemediğini söyledi. Karataş, bu nedenle aramacılıkta maliyetin çok yükseldiğini dile getirerek, "Bu yöntemle çok başarılı sonuçlar alamadığımız belli oluyor. Üzülerek söyleyeyim ki sismik yöntemlere tespit edilen rezervuarlar, şimdiye kadar Türkiye'de doğal gaz veya petrole ulaşmanın önünü açmamış. Biz yer altından haber almak zorundayız ki orada ne olduğunu bilelim ve bu kaynağa ulaşalım" diye konuştu.

YER ALTI SULARI
İNCELENİYOR

Türkiye'deki hidrokarbon sahalarının birçok açıdan dünyanın başka bölgelerindeki sahalara benzemediğine dikkati çeken Karataş, şunları kaydetti: "Bu nedenle bizim yeni bir yönteme ihtiyacımız olduğu ortaya çıkıyor. Belirli kriterlere göre seçtiğimiz alanlarda yer altı sularındaki TPH'ye bakarak orada petrol veya gaz olup olmadığını anlayabiliyoruz. Yer altına inip oradan jeokimya için analiz materyali almaktansa zaten kendiliğinden yüzeye çıkan kaynak sularını değerlendirmek için çalıştık ve analizlerimizi kaynak suları üzerinde yoğunlaştırmaya gayret ettik. Bu yöntem, Türkiye'de su kaynakları üzerinde yapılan bir uygulamadır. TPH analizi, çevre mühendisliği alanında zaten uygulanan bir analizdir. Biz bunu ters yönden denedik yani petrolden arındırdıktan sonra doğaya geri gönderilecek rezervuar suyundan ziyade, yüzeye kendiliğinden çıkan doğal kaynak suları içinde ne kadar petrol veya petrol türevleri olduğuna baktık." Karataş, numunelerin uluslararası akreditasyona sahip laboratuvarlara gönderildiğini de ekledi.

Yeni saha keşfi stratejik önemde

İTÜ Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Yıldıray Palabıyık da Türkiye’de yeni petrol doğal gaz sahalarının keşifinin hayati derecede önem taşıdığına işaret ederek, artık ülkede petrol olmadığı algısının kırılması gerektiğini belirtti. Türkiye’de hidrokarbon aramacılığının ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu ve Trakya bölgesinde yapıldığını ifade eden Palabıyık, “Genellikle diğer bölgelerde büyük petrol ve doğal gaz keşifleri yapılmamış. Güneydoğuda yaklaşık 2 milyar varile yakın petrol rezervi söz konusu fakat petrol çok ağır yani viskozitesi çok yüksek ve üretimi birincil yöntemlerle çok zor yapılıyor. Dolayısıyla ikincil ve üçüncül üretim yöntemiyle oradaki petrol belli bir orana kadar kurtarılabiliyor ve bu oran yüzde 10’u geçmiyor” ifadesini kullandı.

Türkiye’de ciddi potansiyel var
  • Yıldıray Palabıyık Türkiye’de hangi sahalarda petrol ve doğal gaz rezervi olabileceğine ilişkin geniş bir çalışma yaptıklarını dile getirerek, “Buna bağlı olarak o sahalardaki uygun yerlerden su örnekleri için lokasyonlar seçildi. Bu yapılan çalışmalar tesadüfi değil, çok sağlam ve kuv- vetli bir jeolojik temele dayanmaktadır. Yaptığımız bütün çalışmalarda elde ettiğimiz sonuçlar doğal suların çok yüksek oranda olgun hidrokar- bon içerdiğini gösteriyor. Dolayısıyla çalıştığımız her bölge, Türkiye’de ciddi petrol ve doğal gaz potansiyeli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.


#Enerji
#Petrol
#Buluş
4 лет назад