Çok su içme ve halsizlikle başlıyor, yıllar içinde organ yetmezliğine yol açabiliyor... Giderek yaygınlaşan ama çoğu zaman hafife alınan Tip 2 diyabet, yalnızca kan şekeri yüksekliğiyle sınırlı değil. Uzmanlar, bu sinsi hastalığın kalpten böbreğe, gözlerden cilde kadar birçok organı etkileyerek sistemik bir yıkıma yol açabileceği konusunda uyarıyor. Belirtiler sinsice ilerliyor. Peki kimler risk altında?
Modern yaşam tarzının en sinsi hastalıklarından biri olan Tip 2 diyabet, yalnızca kan şekerini değil, yaşam kalitesini de tehdit ediyor hem de hiç fark edilmeden.
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Saydam, Tip 2 diyabetin yalnızca bir metabolizma bozukluğu olmadığını, küçük damarları hedef alarak tüm vücudu etkileyebileceğini belirtti.
“Tip 2 şeker hastalığı genellikle 30 yaş üzerinde başlıyor. Ancak zamanında fark edilmezse böbrek yetmezliğinden kalp hastalıklarına, görme kaybından geçmeyen yaralara kadar pek çok ciddi tabloya neden olabiliyor.”
Kimler risk altında?
Hareketsiz bir yaşam tarzı, obezite, karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve ailede diyabet öyküsü olan bireyler ciddi risk grubunda.
“Birinci ve ikinci derece akrabalarında diyabet öyküsü olanlar dikkatli olmalı” diyen Doç. Dr. Saydam, özellikle 30 yaş üzeri bireylerin düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguluyor.
Sinsice ilerliyor: İşte en yaygın belirtileri
Tip 2 diyabetin belirtileri çoğu zaman başka hastalıklarla karıştırılabiliyor.
Aşırı susuzluk hissi
Halsizlik, çabuk yorulma
Bulanık görme
Açıklanamayan kilo kaybı
Tekrarlayan enfeksiyonlar
Bu belirtilerin bir ya da birkaçına sahipseniz, bir sağlık kuruluşuna başvurmanız öneriliyor.
Tetikleyiciler: Kalorisi yüksek ve işlenmiş gıdalar
Modern yaşam tarzının dayattığı hızlı, yağlı ve işlenmiş gıdaların diyabet riskini ciddi şekilde artırığına dikkat çeken uzman hekim “Fast food, gazlı içecekler, kızartmalar ve paketli ürünler gibi kalorisi yüksek gıdalardan uzak durulmalı.” uyarısında bulundu.
İlk adım: Yaşam tarzı değişikliği
Diyabetle mücadelede ilk adım, yaşam tarzının köklü şekilde değiştirilmesi. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi, hastalığın ilerlemesini büyük ölçüde yavaşlatabiliyor. Ancak bazı vakalarda medikal ve cerrahi tedaviye geçilmesi kaçınılmaz oluyor. Saydam, cerrahi müdahalelerin başarı oranlarının oldukça yüksek olduğunu söyleyerek. “Medikal tedaviye rağmen kontrol altına alınamayan vakalarda cerrahi seçenekler gündeme gelir” ifadelerini kullandı.
Cerrahi kimler için uygun?
Medikal tedaviye rağmen HbA1c değeri 6,5’in üzerinde kalanlar
Vücudu halen insülin üretmeye devam edenler
Diyabete bağlı organ hasarları başlamış olanlar
Kalp veya akciğer problemleri bulunmayanlar
Bu kriterleri taşıyan bireylerin diyabet cerrahisinden fayda görebileceğini belirten uzmanlar, tedaviyle birlikte yaşam kalitesinin ciddi oranda artabileceğini ifade ediyor.
Göz ardı etmeyin, geç kalmayın
Tip 2 diyabet fark edilmeden ilerleyen, ancak etkisi tüm hayatı sarsabilecek bir hastalık. Basit belirtilerle sessizce başlayabilir, ama erken teşhis ve doğru müdahale ile kontrol altına alınabilir. Sağlıklı bir yaşam için vücudunuzun sinyallerini görmezden gelmeyin.
