15 Temmuz Derneği ve Marmara Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği ‘Hafızanda Ne Var?/ Harbi Konuşmalar’ programında konuşan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve TBMM Eski Başkanı Cemil Çiçek 27 Nisan 2007’de yayınlanan e-muhtıraya dair önemli açıklamalar yaptı. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Ali Köse’nin yaptığı ve 27 Nisan e-muhtırasının öncesi ve bildirinin yayınladığı gecenin sonrasında yaşananlar masaya yatırıldığı programda Çiçek 55 yıllık siyasi hayatında sayısız darbe ve darbe teşebbüsüne şahitlik ettiğini kaydetti. Cemil Çiçek “Bu coğrafyanın tarihi başkaldırmaların, isyanların ve darbelerin tarihi olmuştur. Hiçbir darbe veya başkaldırma sorunları çizmemiştir” dedi. Darbe girişimlerinden önce her zaman belli bir hazırlık döneminin olduğuna dikkat çeken Çiçek, kimsenin o gece oturup ani bir kararla bildiri yayınlayalım demediğini ifade etti.
Özal’a kadar cumhurbaşkanları hep askerdi
Yakın tarihten örnekler veren Cemil Çiçek 1960’dan bu yana Türkiye’nin huzur içinde bir cumhurbaşkanı seçemediğini söyledi ve ekledi “1961’de Cumhurbaşkanının seçimi sancılı oldu. Ali Fuat Başgil adaylığını açıklamak için İstanbul’dan trene binerek Ankara Garı’na geliyor. Gara girer girmez derdest edilerek Başbakanlığa götürülüyor ve darbeci eşkiyalar tarafından tehdit ediliyor. Adaylıktan istifa etmesi isteniyor. Hayatı tehdit edildiği için İstanbul’a dönüyor ve Türkiye’yi terkediyor. Sonuçta darbenin başındaki Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı seçiliyor. Sonraki dönemlere baktığımızda sanki Türkiye’de cumhurbaşkanlığı Genelkurmay Başkanlığından sonra gelinecek önemli bir görev olarak kabul ediliyor.”
Kırılma noktası oldu
Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin önemli bir kırılma noktası olduğunu belirten Cemil Çiçek, ANAP’ın Özal’ı Cumhurbaşkanı seçmesinin bu makamın sivilleşmesinde bir kilometre taşı olduğunu ifade etti. Özal’a yapılan suikastin bu açıdan ele alınmadığını söyleyen Çiçek, “Kartal Demirağa ile Özal arasında nasıl bir husumet olabilir? Bir tetikçi gelecek ve parti kongresinde ülkenin Başbakanına suikast girişimi düzenleyecek. Bu suikastin arkasındakilere ve Özal’a verilen mesaja iyi bakmak lazım” şeklinde konuştu.
27 Nisan’ın hazırlığı bir buçuk yıl önceden başladı
27 Nisan e-muhtırasına gelen süreçte AK Parti’nin Meclis’te önemli bir çoğunluğu olduğunu ve kimsenin desteğine ihtiyacı olmadan cumhurbaşkanını seçebileceğini ifade eden Cemil Çiçek, e-muhtıraya gelmeden bir buçuk yıl önce hazırlıkların başladığını belirtti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın 12 Nisan’da yaptığı açıklamaya dikkat çeken Cemil Çiçek “Benim vatanseverliğimin özde mi sözde mi olduğunu sanki onlar karar verecek. Ne duruyorsunuz sokaklara çıkın deniyor ve nihayetinde çıkılıyor. Ülkenin farklı köşelerinde Cumhuriyet Mitingleri yapılıyor. 27 Nisan tüm bu hareketlerin sonucunda hayata geçiriliyor” dedi.
14 saat ulaşılamayan Büyükanıt o gece torununu sevmeye gitmiş
Din eğitimini yerli yerine oturtmalıyız
AK Parti’nin 2003’den 2009’un başına kadar denetimli serbestlik altında iktidar olduğunun altını çizen Cemil Çiçek, Türkiye’de darbelerden sonra iktidarların bir seçim döneminin böyle geçtiğini belirtti. Anavatan Partisi’nde de aynı şeyi yaşadığını ifade eden Çiçek “Bundan sonra darbelerle başa çıkmak istiyorsak ekonomiyi, siyaseti ve dini kayıt altına almamız gerekiyor. 28 Şubat’tan sonra servetlerine servet katan sermayedarları unutmayalım. 15 Temmuz’da kayıt dışı dini unsurların yaptığı ihaneti unutmayalım” dedi. 15 Temmuz gecesi Meclis bombalandığı sırada orada olduğunu söyleyen Cemil Çiçek “15 Temmuz’dan çıkarmamız gereken ders din eğitimi meselesini yerli yerine oturmamız olmalı. Dinde olmayan şeylere din deniyor. Aksi halde nasıl oluyor da bu ülkede yaşayan ismi Ahmet, Mehmet olanlar hiçbir düşman ordusunun yapmadığını yapıp Meclis’i bombalıyor” şeklinde konuştu.