|

Sözler tutulsa Kobani'ye farklı bakardık

Dolmabahçe'de merakla beklenen Akiller Toplantısı gerçekleşti. Çözüm sürecine yeni bir ivme kazandıracak buluşmada, sayıları 63'ten 54'e inen sanatçı ve aydınlar, barış projesi için yeni önerilerini hükümete iletti. Açılış konuşmasında Başbakan Davutoğlu, verilen sözlere rağmen örgüt üyelerinin sınır dışına çıkmadığını hatırlattı, 'Süreç sağlıklı şekilde işlemiş olsa Türkiye'nin Kobani ve PYD'ye yaklaşımı da farklı olurdu' dedi.

Oktay Yıldırım
00:00 - 20/10/2014 Pazartesi
Güncelleme: 00:41 - 20/10/2014 Pazartesi
Yeni Şafak
Sözler tutulsa Kobani'ye farklı bakardık
Sözler tutulsa Kobani'ye farklı bakardık

Barış ve kardeşlik projesine yeni bir ivme kazandırmak adına Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde Akil İnsanlar Heyeti ile buluşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, buradaki konuşmasında çözüm süreci, Kobani provokasyonu ve bölgesel konulara ilişkin çarpıcı mesajlar verdi. PKK üyelerinin geçtiğimiz yıl başlayan sınır dışına çıkış sürecinin kesintiye uğradığını hatırlatan Davutoğlu, bu konuda hükümete verilen sözlerin tutulmadığını kaydetti. Güven bunalımının yaşandığına işaret eden Başbakan, verilen sözlerin tutulmuş olması halinde bugün Türkiye'nin Kobani'ye ve PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'ye yaklaşımının da farklı olacağına dikkat çekti.

TEHDİT PYD ÜZERİNDEN

'Eğer çözüm süreci sağlıklı bir şekilde bugüne gelmiş olsaydı ve birileri verdikleri sözleri tutmuş olsaydı, -sizler bunu çok iyi biliyorsunuz- bütün silahlı unsurlar sınır dışına çıkacaktı. Ne oldu? Çok az unsur sembolik olarak çekildi... Bu gerçekleşmiş olsaydı ve bütün silahlı unsurlar sınır dışına çıkmış olsaydı, bizim Kobani'ye, PYD'ye bakışımız farklı olurdu' diyen Davutoğlu, PKK'lıların hâlâ Türkiye topraklarında olduğunu anlattı. HDP'nin hem Şam rejimiyle işbirliği yapmış PYD üzerinden 'Suriye'deki krizi Türkiye'ye yayarım' tehdidi savurduğunu hem de 'Kobani'de niye bu grubu desteklemiyorsun?' dediğini ifade eden Davutoğlu, ilk kez kendi Dışişleri Bakanlığı döneminde muhatap alınan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim'in de Türkiye'ye verdiği sözleri tutmadığını vurguladı. İşte Davutoğlu'nun konuşmasından önemli satır başları:

IŞİD'LE YANYANA DURDULAR

'Salih Müslim ile görüşme emrini Dışişleri Bakanlığım döneminde bizzat ben verdim. Çünkü Suriye'deki unsurlarla da demokratik görüşme süreci başlasın istedik. Çağırdık ilk defa muhatap alındı. Çok temel şeyler istedik. 'Suriye muhalefeti ile demokratik muhalefetle işbirliği yapın, Suriye rejiminin suçlarına iştirak etmeyin ve Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olun.' O dönemde bize verilen sözler tutuldu mu ki bize şimdi 'Türkiye sözlerini tutmadı' deniyor. Aksini yaptılar. Gittiler Suriye rejiminin bütün suçlarına ortaklık ettiler. IŞİD ile bir yıl yan yana yaşadılar. Bütün uyarılarımıza rağmen ses çıkarmadılar. Bayırbucak'ta Türkmenler IŞİD tarafından katledilirken sessiz kalındı. Biz sessiz kalmadık. Kobani'ye de sessiz kalmadık. Tarih Kobani'ye Türkiye'nin neler yaptığını yazacak. Bugün de sessiz değiliz. Ama Kobani'de bugün çıkan olaylar nedeniyle çözüm sürecini baltalamaya kalkarsanız, iyi niyet sorgulanmaya başlar.'

Süreç millidir, yerlidir, özgündür

Davutoğlu, çözüm sürecinin tamamıyla milli, yerli ve özgün olduğunu vurguladı. Çözüm için 12 yılda her yöntemi denediklerini anlatan Davutoğlu, önemli dönüm noktalarını hatırlattı: 'Oslo sürecini denedik, bir komployla dumura uğratıldı. 2009 yılında Habur'dan girişleri sağlayacak noktaya geldik. O da akim kaldı. Şu sonuca ulaştık: Ne olacaksa bu topraklarda, bu toprakların insanları arasında olacak.'

Hedef yalnız Türkiye değil

'Çözüm sürecinde ne zaman mesafe alsak, şu veya bu unsur devreye giriyor bir anda ortalık toz duman içinde kalıyor, tekrar çatışma ortamı doğuyor. Birileri puslu havayı seviyor' diyen Başbakan Davutoğlu, Kobani merkezli kışkırtmanın da süreç adına büyük beklenti içinde oldukları sırada yaşandığını söyledi. Davutoğlu, şöyle konuştu: 'Kurban Bayramı'nın üçüncü günü 6-7 Ekim'de, 6-7 Eylül Olayları gibi talanın, baskının, yağmanın, şiddetin, gasbın ve cinayetin her türlüsü yaşandı. O zaman herkes samimiyet testinden geçiyor. Kimse 'Efendim biz şiddet çağrısı yapmadık, sokağa çıkın dedik' demesin. Sizinle irtibatlı olanların o gece ne tür mesajlar attıklarını biliyoruz. 'Silahlanıyoruz', 'Herkes silahlansın, şurayı bassın' şeklinde tweet'ler atıldı. Yasin Börü'yü kimin öldürdüğünü sormak herkesin görevidir. Kütüphaneleri, müzeleri, 214 okulu yakmanın hangi barışçı yönü olabilir? Hepimizin hedefi görmesi lazım. Hedef sadece Türkiye değil, hedef çözüm sürecinin bizzat kendisidir.'

Minnettarız

Akil İnsanlar Heyeti'nin çözüm yolunda önemli çabalar sergilediğini anlatan Davutoğlu, 'Size minnettarız. 12 bin kilometrelik mesafe kat edildi. Sayısız uçak yolculukları, 60 bin vatandaşla görüşmeler yaptınız. Çözüm süreci, bizim için bu toprakların en önemli projesidir" dedi.

İmralı ve Kandil'e biz gidelim

Can Paker, Muhsin Kızılkaya, Oral Çalışlar, Etyen Mahçupyan, Nihal Bengisu Karaca, Hülya Koçyiğit ve Kadir İnanır toplantının Dolmabahçe'ye ilk gelen isimler oldu. Akil İnsanlar Karadeniz Bölgesi üyesi gazeteci Çalışlar, yaptığı açıklamada, Abdullah Öcalan'ın görüşlerini kamuoyuna doğrudan açıklamasına imkanı tanınması gerektiğini ifade etti. Bu konudaki talepleri ileteceklerini bildiren 'Öcalan dışında sürecin bütün aktörleri aracısız konuşuyorlar. Tek aracıyla konuşan Öcalan. Öcalan'ın görüşlerini aracısız bir şekilde açıklamasıyla ilgili bir imkan yaratılmasını isteyeceğiz' dedi. Davutoğlu'nun hitabından sonra saatler süren basına kapalı toplantıda Akil İnsanlar Heyeti üyelerinin, 'Gerekli kanalların etkinleştirilmesi suretiyle hem İmralı hem de Kandil'le akiller görüşebilmeli' talebini ilettikleri öğrenildi. Süreçte 'üçüncü göz' ve 'hakemlik' gibi nitelikler taşıyan akillerin, 'Üstlendiğimiz görevler daha işlevsel hale getirilmeli' dedikleri kaydedildi.

Kadroda 9 fire

Başbakan Davutoğlu başkanlığında toplanan Akil İnsanlar Heyeti görüşmesine hükümet tam kadro katılırken, 63 kişilik akil gruptan 9 isim toplantıya gelmedi. Akil İnsanlar Heyeti ilk toplantısını Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında yaparken son oturumu ise 26 Haziran 2013'te gerçekleştirerek hazırladıkları raporu Erdoğan'a sunmuştu. Dünkü toplantı ise 54 kişi ile gerçekleşti. İlk toplantıda bulunan Lale Mansur, Erol Ekici, Baskın Oran, Murat Belge, Yılmaz Erdoğan, Şemsi Bayraktar, Kürşat Bumin, Orhan Gencebay, Yücel Sayman oturumda yeralmadı.

10 SAAT 15 DAKİKA SÜRDÜ

Hükümet kanadından Yalçın Akdoğan, Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Mevlüt Çavuşoğlu, Efkan Ala ile çok sayıda ismin katıldığı toplantıda Başbakan Davutoğlu yaklaşık 1 saat kürsüde kaldı. Davutoğlu'nun konuşmasının ardından basına kapalı devam eden toplantı 10 saat 15 dakika sürdü.

Dilipak fenalaştı

Akil İnsanlar Heyeti'nde yeralan Yeni Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak, toplantı esnasında fenalaştı. Ambulansla Başbakanlık Ofisi'nden çıkarılan Dilipak, müdahalenin ardından daha sonra yine ambulansla ofise geri getirildi.


10 yıl önce