|

Ailenin temel taşı tarihi belgelerde

Nikâh akidleri, düğün davetiyeleri, fotoğraflar, çeyiz listeleri gibi evlilikle ilgili hemen her belgeyi toplayan koleksiyoner Enver Beşinci’nin elindeki bu belgeler nikâh ve aile tarihi çalışmalarına ışık tutuyor. Beşinci, semavi dinlerinin evlilik belgelerinden yola çıkarak her üç dinin temelde ortak temaları olduğunu söylüyor.

Ayşe Olgun
04:00 - 4/07/2021 Pazar
Güncelleme: 03:11 - 4/07/2021 Pazar
Yeni Şafak
Enver Beşinci
Enver Beşinci

Toplumun çekirdeği olan aile, geçmişten günümüze büyük önem taşır. Ailenin kültürümüzde ne anlama geldiğini koleksiyoner Enver Beşinci’nin çalışma ofisinin duvarlarını süsleyen belgeleri incelerken daha iyi anlıyoruz. Nikâh davetiyeleri, albümleri dolduran gelin damat fotoğrafları, evlilik anlaşmaları, çeyizlerin listeleri ve izinnameler Osmanlı’dan bu yana kayıt altına alınmış. Kadının ailedeki yeri bu belgelerle korunmaya çalışılmış.




YENİ BİR KOLEKSİYON MACERASI

Enver Beşinci’nin ismini pek çoğunuz İcâzet ve diplomalara dair koleksiyonuyla hatırlayacaktır. Osmanlıdan günümüze eğitim ve öğretimde diplomaları, herhangi bir sanat ve meslekte yeterlilik için gerekli izin ve onayı ifade eden icazetler, eğitim tarihimiz açısından paha biçilmez değerdedir. Beşinci, bu önemli koleksiyonu geçtiğimiz yıllarda “Osmanlı’dan Günümüze İcazetten Diplomaya” ismiyle kitaplaştırılmıştı.


  • Diplomalara olan ilgisi, bir süre sonra onu nikâh belgeleri, evlilik törenleri için hazırlanan belge, fotoğraf ve davetiyelere doğru yeni bir yolculuğa çıkarmış. “Biz koleksiyonerler bir yerlerden belge alırken çoğu kez lot alma zorunda oluruz, içinden ne çıkarsa. Ulaşabildiğim bazı diplomaları almak istediğimde o kişiye ait pek çok belgeyi de bu nedenle satın almak zorunda kalıyordum. Bu belgeler arasında evlilikle ilgili olanlar bir süre sonra beni bu yeni koleksiyona doğru yönlendirdi” diyen Enver Beşinci üç semâvi dinde mehirden çeyize, nikâh akitlerinden, boşanmaya pek çok değerli belgeyi biriktirmeye başlamış. Beşinci, çekirdek aileyi kurarken yapılan nikah töreninin ne anlama geldiğini elindeki belgelerden yola çıkarak şu yorumu yapıyor: “Nikâhın, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem ve eşi Hz. Havva’ya kadar uzandığını söylemek mümkündür. Bir başka ifadeyle nikâh akdi, insanlık kadar eski ve köklü bir kural ve gelenektir. Uygulamalarında bir takım farklılıklar görülse de, üç büyük semâvî dinin nikâh akdi konusundaki hüküm ve anlayışları elimizdeki belgeler incelendiğinde temelde benzerlik arz ettiği görülmektedir. Buna göre iki insan arasında akitle başlayan evlilik müessesesi, Hz. Âdem ve Hz. Havva ile temeli cennette atılan, insanın yaratılışıyla birlikte var olan bir kurumdur.”


OFİS DEĞİL MÜZE

Beşinci’nin Taksim’deki ofisi dışarıdan baktığınızda sıradan bir ofis gibi görünse de içeri girdiğinizde bambaşka bir dünyayla karşılaşıyorsunuz. Adeta bir müze. Birçok nadide eser yanında duvarları süsleyen İcâzetname ve diplomaların yanında en çok dikkatimizi farklı din ve ülkelere ait nikâh belge ve fotoğrafları çekiyor. “Koleksiyonerlik kenz-i mahfi yani gizli bir hazinedir. Bu hazine sizi geçmiş kültürlerin medeniyetlerinden istifade ile geleceğe projeksiyon sunmanıza imkan hazırlar.Tabi alıcısını bulduğunda” diyen Enver Beşinci bu işi güncel bir zevkten öte, geçmişe sahip çıkma, geleceğe ışık tutma sorumluluğuyla yaptığını hissettiriyor.

BARDAK VE SAATLE BAŞLAYAN SERÜVEN

  • Beşinci’nin çocukluğu Trabzon’da geçmiş. Ofisinde hâlâ büyük bir heyecanla sakladığı yaldızlı bir bardak ve kol saati de Trabzon günlerinden hatıra. “İlkokul dördüncü sınıftayken İstanbul’da çalışan babamın bana gönderdiği kol saati o zaman aldığım en değerli hediye, farkında olmadan koleksiyonerliğin de ilk adımıydı. Bir yıl sonra ailece İstanbul’a taşındık ve buraya gelirken yanımda getirdiğim yaldızlı bir cam bardağını hâlâ saklıyorum. Bu iki eşya benim içimde hatıra biriktirme, değer atfetme duygusunu uyandırdı. Gittiğim her yerde kendimce kıymetli bulduğum şeyleri alıp saklardım. Ancak son 25 yıldır bu ilgim kıymetli dostum Dr.Sertaç Kayserilioğlu’nun beni belli bir konuya yoğunlaştırması sonucu ‘belge koleksiyonerliği’ne dönüştürdü” sözleriyle bu işe nasıl başladığını anlatıyor.

Beşinci, ayrıca bu işin bir ekip çalışması olduğuna da dikkat çekiyor ve editör olarak yazar Yüksel Kanar’ın Osmanlıca metinler konusunda ise uzmanlaşmış Mehmet Yahya Okutan’ın isimlerini anmadan geçmiyor.

FOTOĞRAFLARLA NİKÂH VE DÜĞÜNLER

Son yıllarda bir araya getirmek için emek verdiği nikâh belgeleri ve davetiyelerini inceliyoruz. Nikâhın sağlıklı bir nesil için üç din tarafından da son derece önemli görüldüğünü, bu belgelerle ve kişilerin şahitliğinde gerçekleştiğini ifade eden Beşinci’nin koleksiyonunda 19. yüzyıla ait Yahudi bir ailenin nikâh töreninde çekilen bir fotoğraf karesine kayıyor gözüm. Tıpkı bizim törenlerimiz gibi, nikâhı kıyan din adamı, şahitler ve gelinle damat fotoğrafta yer alıyor. Tarihsel sürece göz attığımızda evlilik, bütün ilahi dinlerde kadın ve erkek arasında tek meşru ilişki şekli kabul edilmiş. İslamda evlenme ve aileyle ilgili belli başlı hükümler, Kur’an tarafından belirlenmiş ve Hz. Muhammed (sav) tarafından ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu da İslamın evlilik ve aile kurumuna verdiği önemin bir delilidir. Osmanlılarda ise nikâh, devletin kontrolü altında gerçekleşmiş. Nikâh işleminin kadılar tarafından yapılıp yazılı belgeye bağlanması zamanla yaygınlaşmış ve 1917’de “Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesi”yle de nikâhların tamamen tesciline karar verilmiş.

YÜZYILLARI AŞIP GELEN EVRAKLAR

  • Beşinci’nin koleksiyonunda yer alan evlilik belgeleri bizi 17. yüzyıla kadar götürüyor. Mesela 1644 tarihli Karahisâr-ı Sâhib (Afyonkarahisar) kadısı el-Müvella tarafından İbrahim Efendi’nin evlilik belgesi (izinnâme) dikkat çekiyor. Bir diğer belge ise Fransa’dan. 1778 tarihini gösteren belge Katolik bir çiftin kilise nikâhına ait. Üç semavi dine ait çeşitli nikâh belgelerinin elinde bulunduğunu söyleyen Beşinci, “Ben çeyizin üç dinde de bu kadar kıymetli bir gelenek olduğunu doğrusu bu belgeler sayesinde öğrendim” diyor. Kıza verilen çeyizler hem Osmanlı’da hem de diğer ülkelerde kayıt altına alınmış. Aynı şekilde hem Müslümanlar hem Museviler evlilik anlaşmalarını farklı zamanlarda farklı uygulamalarla mutlaka belgeye dayandırmışlar. “Müslümanlarda izinnâmeler Peygamber Efendimizden itibaren hep kayıt altına alınarak var olmuş. Bu belgeler Musevilerde ‘ketuba’ olarak yer alıyor” diyen Enver Beşinci, Hristiyanlıkta boşanma kabul görmediği için onlarda evlilik anlaşmalarıyla ilgili kayıtların daha zayıf olduğunu bir çok belgede şahit imzasının bile bulunmadığına da dikkat çekiyor.

Bugün düğünlerin olmazsa olmazı düğün davetiyeleri ise daha yakın dönemlere ait. . Ayrıca nikâh ve düğün davetiyelerinin yanında düğün yemeği için de ayrı davetiyeler hazırlandığını görüyoruz.

KÂZIM TAŞKENT’İN DÜĞÜNÜ

Düğün davetiyeleri arasında özellikle biri oldukça ilgimizi çekiyor. Enver Beşinci’nin elindeki bu belge genç Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında hem devlet adamı hem de iş adamı olarak büyük emeği geçmiş Yapı Kredi Bankası nın kurucusu Ârif Kazım (Taşkent)’e ait. 1927 yılındaki düğün davetiyesinde Ârif Kazım ile Ayşe Fahrünnisa Hanım’ın isimleri var. Bu genç çifti evlendirenlerden kız tarafında Ayşe Fahrünnisa Hanım’ın babası Süvari riyasetinden kaptan Faik Efendi’nin ismi yer alırken Kazım Bey’e hamilik yapan isim Rüştizade Mehmet Hayri (İpar)dır. Yani Cumhuriyet sonrası Kazım Taşkent’in iş ortaklığı yaptığı Mehmet Hayri İpar aynı zamanda nikâhta aile büyüğü olarak yer alıyor. Enver Beşinci, “O yıllarda Kazım Bey’in babasının hayatta olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak iş ortağı olan ve yaşça Kazım beyden büyük olan Mehmet Hayri İbar’ın manevi baba rolünde düğün sahibi olduğunu bu belgeyle anlıyoruz” yorumunu yapıyor.

AİLE TARİHİ İÇİN ÖNEMLİ

  • Beşinci’nin koleksiyonundaki bu belgeler nikâh ve aile tarihi çalışmaları açısından büyük önem taşıyor. Bu tür kaynaklardan yola çıkarak ailenin oluşum süreci, aile yapısı, aile üyelerinin sayısı, akrabalık bağları, toplumsal roller, sülale tarihleri, yaşa tarzındaki değişim gibi konulara detaylı veriler sağlayabilir. Temmenimiz, bu değerli koleksiyon en kısa zamanda bir sergi ve eserle geniş kitlelerin ilgisine sunulması…
#Aile
#Nikâh
#düğün
3 yıl önce