|

En kıymetlimiz dünyayı kurtaran adam

Türk sinemasının hafızası sayılan film afişlerini toplayan Vadullah Taş 8 binin üzerinde afişin sahibi. Geçmişteki afişlerin sanatsal değerinin daha yüksek olduğunun altını çizen Taş binlerce parça içinde en çok ilgi görenlerin Cüneyt Arkın ve Aytekin Akkaya’yı buluşturan Dünyayı Kurtaran Adam ile Levent Çakır’ın oynadığı Zagor afişi olduğuna dikkat çekiyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 12/01/2020 Pazar
Güncelleme: 22:36 - 11/01/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Yeşilçam sevdalısı Vadullah Taş, yıllardır film afişi topluyor. Orhan Gencebay Filmlerini Anlatıyor, Kemal Sunal Filmlerini Anlatıyor, Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor, Müslüm Gürses Efsanesi adlı kitapları bulunan Taş, Türker İnanoğlu imzalı iki ciltlik “Afişlerle Türk Sineması” kitabının da danışmanlığını yaptı. Yirmi bin film kartpostalını Türk Sinema Araştırma Vakfı’na bağışladı, Adana Sinema Müzesi’ni kurdu. Onun hikayesini anlatan Yeşilçam’ı Yaşayan Adam adlı belgesel çekildi. Film yarışmalarında jüri üyeliği yapan, festivallerde afiş sergileri düzenleyen, sinema tarihi üzerine atölyeler düzenleyen, hakkında belgesel çekilen koleksiyoner, “Afişler ve diğer parçalar sayesinde Türk sinema tarihinin, Yeşilçam’ın kimlik kayıtlarını tuttum. Sahibi çıkana kadar bunları elde tutuyorum. Kitapta 1914-2018 yılları arasında çıkan 8 bin 177 film afişi var. Kitap çıktıktan sonra 20-25 afiş daha bulduk ve onları da kitaba ekleyeceğiz. Türker İnanoğlu’na bu imkanı verdiği için teşekkür ederim” diyor.


VAKİT BURADA GEÇİYOR

Teknolojiye mağlup olan aletlerin yerinin farklı olduğunu söylüyor Vadullah Taş. İş dışındaki vaktinin büyük bölümünü film makineleri, afişler, kartpostallar, kitaplar, dergiler, broşürler, festival afişleri, fotoğraflarla dolu bu dükkanda geçiriyor. Set fotoğraflarının dia hallerinden binlerce, 40 bine yakın lobi, imzalı parçalar, sinema girişinde filmi tanıtmak için asılan lobilerden yüzlerce parça heyecanla inceleniyor. Görsel materyalin yanı sıra koleksiyonda Almanya’da çıkan film kasetleri ve plak örnekleri de var. Yüzlerce plak arasında Öztürk Serengil, Sadri Alışık, Vahi Öz başta olmak üzere Yeşilçam’ın usta isimleri ve film müzikleri bulunuyor. Eşref Kolçak’ın radyosu, Cem Karaca’nın şapkası, Ertem Göreç’in fuları, Yılmaz Güney’in gömleği kıravatı da koleksiyonun diğer parçaları.

YILMAZ GÜNEY TÜRKİYE GERÇEĞİYDİ

“İlgilendiğim alanların bilgilerine nail olmaya çalıştım. Hem ilgi hem bilgi birleştiğinde başarılı olursunuz” diyen Vadullah Taş, sinemaya ilgisinin ilk tohumunu Yılmaz Güney’in attığını söylüyor. 8 yaşında Siirt’te izlediği İnce Cumali ile sinemayla tanışan koleksiyoner, film izlemek için sinema süpürdüğünü, gazoz sattığını, fener dolaştırdığını ve mikrofonla anons yaptığını anlatıyor. Yılmaz Güney’i kimsenin kendi cephesine çekmeye hakkı olmadığına dikkat çeken Taş, “Yılmaz Güney’in ilk filmi, Bu Vatanın Çocukları’dır. Bir Kuvayi Milliye filmi. Kuduz Recep de öyle. Öldürmek Hakkımdır ve On Korkusuz Adam ise birer Kıbrıs filmi. Yılmaz Güney bir Türkiye gerçeğiydi. Onu bir kesime mâl edip görmezden gelmek doğru değil” diyor.

OYUNCULUK HEVESİYLE ADIM ATTI

Otuz beş yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığında çalışan koleksiyoner, “1940’tan bu yana çıkan Yeşilçam afişlerini topladım. Muhsin Ertuğrul’dan Memduh Ün’e, Metin Erksan’dan Yılmaz Güney’e kadar birçok yönetmenin film afişleri bende bulunuyor. İşim de buna müsait olduğu için zevklerim ve mesleğim birleşti. Oyunculuk hevesiyle adım attığım bu yolda sinemayı sevdiğim için yürümeye devam ediyorum” diyor. Milli, İslâmi sinema akımını yaşatmak ve canlandırmak istediğini belirten Vadullah Taş, “Mustafa Akkad’ın yönettiği Çağrı klasında bir film için çalışıyorum. Amerikan sineması bize mutlaka haç, bayrak ve kilise gösteriyor. Biz de bu noktada kendimize ait olan bayrak ve camiyi göstermeliyiz” ifadelerini kullanıyor.

GİTTİĞİM HER YERE SIRTIMDA TAŞIDIM
  • Küçücük dükkanda birçok öğrenci ağırlayan Vadullah Taş, elinde ne varsa üniversiteye veya Kültür Bakanlığı’nın kuracağı bir müzeye kazandırmayı hedefliyor. Dükkana girdiğinizde Tarkan, Karaoğlan, Turist Ömer, Dünyayı Kurtaran Adam gibi birçok filmin afişleri ve Fatma Girik, Türkan Şoray, Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Sadri Alışık ile zaman tünelinde geziye çıkıyorsunuz. Sinemayı toplumun aynası olarak gören Taş, “Sinemayı toplumu aydınlatmak için de kullanabilirsin kötüye yönlendirme için de. Gerçek sinemamızı yaptığımızda daha iyi yerlerde olacağız. Bu küçücük dükkan da onun için var. Buraya birçok öğreci geliyor, söyleşiler yapıyoruz. Belgesel çekeceğini söyleyen kişilere belge veriyorum. Gittiğim her yere sırtımda taşıdım bunları. Hepsinin bir hikayesi var. Sergiler yaptım, atölye ve konferanslara katıldım.

Afiş hazırlamak sanatçılıktı

Binlerce parça içinde en çok ilgi görenlerin Levent Çakır’ın oynadığı Zagor ile Cüneyt Arkın ve Aytekin Akkaya’yı buluşturan Dünyayı Kurtaran Adam afişleri olduğunu öğreniyoruz. Yeşilçam afişleriyle şimdiki afişlerin kıyaslanamaz olduğuna değinen Vadullah Taş, bugünkü afişlerden şikayetçi. Afişlerin seri üretim gibi aynı tipte olduğunu belirten Taş, “Film afişleri elle çizilirdi, ayrı bir sanattı. Cüneyt Arkın’ın çizimleri özellikle ilgi görürdü. Yeşilçam’da baba gerçekten babaydı. Bir karakter izlediğinizde gerçek hayatta o kişiye rastlayabiliyordunuz.

İnsanlar sevdiği oyuncu için sinemalara koşardı. Şimdilerde ise afiş güzelse filme gidilir deniyor ancak özen gösterilmiyor” diyor.

Ülkeden çıkmasınlar


Herkesin merakı, ilgi alanı farklı oluyor. Kimisi spor filmleri kimisi belli bir aktörün filmlerini topluyor. Dünyanın çeşitli yerlerinden arayıp afiş soranlar olduğuna değinen Vadullah Taş, ülke dışına afiş çıkartmaya karşı olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “İtalya’dan biri geldi, Türkiye’de çekilen kovboy filmleri afişlerini arıyormuş. Yaklaşık 35 tane afiş çıktı bende. Daha bir şey demeden dolar çıkardı, satın almak için. Oğlum da okuyordu o dönem, ihtiyacım vardı. Ancak doları her zaman buluruz, ancak bu afişler ülke dışına çıkarsa bir daha bulamayabiliriz. Ülkem dışına afiş satmıyorum, bilakis, Lübnan, Yunanistan, Hollanda, Kıbrıs, Almanya’dan Türk filmi afişlerini kendi paramla satın alıp buraya getiriyorum.”


Hatırlayıp mutlu oluyorlar

  • İzmir’den çıkan kayıp olan afişlerden, İran’da bulunan Cüneyt Arkın afişini anlatan Vadullah Taş, sosyal medya kullanmadan, eski usül koleksiyonerliğe devam ediyor. Hangi depoda ne var, sahaflara yeni ne geldi mutlaka haberim olur diyen koleksiyoner, şöyle konuşuyor: “Birçok sinemacının, yapımcının evine gidiyorum, oyuncularla görüşmeye devam ediyorum. Aytekin Akkaya ağabeyim başta olmak üzere hepsi bu afişleri, resimleri görünce şaşırıyor. Kendilerinde olmayan, hatırlayıp mutlu oldukları, şaşırdıkları parçalar çıkıyor bazen. Ben de elimde fazla olanlardan hediye ediyorum. Yeter ki yerine ve sahibine gitsin istiyorum. Amacım, burasını radyo ve sinema okuyan öğrencilerin hizmetine sunabilmektir. Hiçbir karşılık beklemeden herkes buraya gelebilir, çalışma yapabilir.”
#Yeşilçam
#Vadullah Taş
#Aytekin Akkaya
#Yılmaz Güney
4 yıl önce