|

Sömürgeciliğe karşı kardeşlik

Hindistan edebiyatının önde gelen isimlerinden Amitav Ghosh, sömürgeci düzenin açtığı yaraları iyileştiren bir kardeşliğin hikâyesini anlatıyor Haşhaş Denizi’nde. Üçleme olarak tasarlanan, tarihi gerçeklere dayanan bu etkileyici roman, 1838 yılında, İngiltere ile Çin arasında patlak veren Afyon Savaşlarının hemen öncesinde başlıyor.

Zeynep Ceran
04:00 - 12/09/2018 Çarşamba
Güncelleme: 18:53 - 11/09/2018 Salı
Yeni Şafak
Haşhaş Denizi’nde, üçleme olarak tasarlanan, tarihi gerçeklere dayanan etkileyici bir roman.
Haşhaş Denizi’nde, üçleme olarak tasarlanan, tarihi gerçeklere dayanan etkileyici bir roman.

Hint asıllı Amerikalı yazar Amitav Ghosh, kitaplarıyla Amerika ve Avrupa kıtalarında son zamanlarda adından sıkça söz ettiren yazarlar arasında yer alıyor. “İbis Üçlemesi”nin ilk kitabı olan Haşhaş Denizi, 2008 yılında Man Booker ödüllerinde güçlü rakiplerini geçerek kısa listeye kalmış ve Crossword Book ve Golden Quill ödüllerinin sahibi olmuştu. Yayınlandığında büyük övgüler alan, The Independent’in “soluk kesici”, London Times’ın “kesinlikle etkileyici”, The New York Times’ın “Olaylar dizisi Dickensvari bir giriftlikte”, The Guardian’ın “güçlü ve mükemmel tasarlanmış karakterler” diye nitelediği roman, bir dönemin ve dünyanın uzak bir bölgesinin tarihine bir pencere açıyor.

TARİHİ GERÇEKLERE DAYANIYOR

Üçleme olarak tasarlanan, tarihi gerçeklere dayanan bu etkileyici roman, 1838 yılında, İngiltere ile Çin arasında patlak veren Afyon Savaşlarının hemen öncesinde başlıyor. Afyon ticaretini durdurmak isteyen Çin hükümetine karşı, güç dengesinin değişmek üzere olduğunu fark eden İngiltere, bu ticareti sürdürmek için her yola başvurur. Romanda, 19. yüzyılın en önemli ekonomik konularından ikisi işlenmekte: Çin pazarı için, Bengal ve Bihar’da, yüksek gelir getiren bir bitki olarak haşhaş yetiştirilmesi ve İngilizler için Mauritius, Fiji ve Trinidad gibi adalarda şeker kamışı kesmeleri için vasıfsız Hintli amelelerin götürülmesi.

DOLU DİZGİN SAVAŞA YOLCULUK

Ibis dünyanın ücra köşelerine hem uyuşturucu hem de sömürgelere köle–işçi taşıyan, eskiden esir taşımakta kullanılmış bir gemidir. Gemidekilerin hiçbiri bilmese de Ibis Afyon Savaşlarına doğru dolu dizgin yol almaktadır. Romanın en önemli kahramanlarından sayılan Ibis gemisiyle birlikte gemiye binenler de Kalkütta’nın kozmopolit ve sosyoekonomik sarmalını yansıtıyor. Melez dillerin, Hindistan İngilizcesinin, Çingilizcenin ve gemici argosunun çınladığı çok dilli bir dünyadır onlarınki. Ibis’in sınırları içinde hep birlikte yepyeni bir düzeni ilmek ilmek işlerken yaşamlarının gemiden önceki döneminde açılan yaraları sarmak için de birbirlerine sığınırlar.

HAYATLARI AFYON TİCARETİYLE ŞEKİLLENENLER

Üç ana bölümden oluşan bu serüvenin ilk bölümünde, hayatları afyon ticaretiyle şekillenen bu karakterlerin yaşantılarına tanık oluyoruz. Gazipur’un yakınlarında bir bölgede, afyon bağımlısı kocası ve bir kızıyla yaşayan, orta yaşlı Dîti, Kalküta’da ünlü bir botanikçinin kızı olan Fransız Paulette ve bebekliğinden itibaren birlikte büyüdüğü, yoksul bir balıkçı ailesinin oğlu Jodu, Amerikalı melez bir denizci Zachary, Bengal’in önemli toprak sahiplerinden Nîl Rattan Halder ve afyon ticareti yapan tüccarlar, gemi sahipleri, gemiciler, köleler... Birbirinden haberdar olmayan bu insanların ortak yazgılarını çizecek tesadüfleri okurken Hindistan’ın afyon kokulu topraklarında, sömürgeciliğin ve sınıf farkının körelttiği ruhlardan oluşan bir toplumun gerçekleriyle de tanışıyoruz. Kitabın ikinci ve üçüncü bölümlerinde, farklı yönlerden gelip İbis’te buluşan kahramanlarımız, “Kara Su” diye adlandırdıkları Hint Okyanusunda tehlikeli bir yolculuğa çıkarken, arkalarında küçülüp gözden kaybolan Hindistan’ın tanıdık kıyılarında bırakmadıkları tek bir şeyle, umutlarıyla, yeni ve bilinmez bir geleceğe yelken açmaktadırlar.

FARKLI BİR KÜLTÜRÜN KAPILARI AÇMAK

Tarihsel kurgu türünün başarılı bir örneği olarak görülen Haşhaş Denizi’nin zengin içeriği bunlarla da sınırlı kalmıyor. Kurgusundaki ve tarihi altyapısındaki tatmin ediciliğe ek olarak, Amitav Ghosh kitap boyunca Hintçe kelimelere, yerel dillere ve Hint kültürünün başlıca özelliklerine de yer vererek, okura pek aşina olmadığı bir kültürün kapılarını aralıyor. İlk bakışta kitapta yer alan Hintçe kelimeler ve kalıplar okurla kitap arasında bir engel gibi gürünse de, çok geçmeden, kitabı bir bütün olarak anlayabilmek ve tadına varabilmek için yadsınamaz derecede önemli birer köprü görevi gördüğü fark ediliyor.

Hindistan topraklarının yemyeşil haşhaş tarlalarından, Hint Okyanusunun uçsuz bucaksız maviliğine uzanan, acılardan ve talihsizliklerden doğan kardeşliğin ve umudun yolculuğunda, dönemin tarihsel dokusunu özümseyip farklı bir kültürün bilinmeyen yönlerini keşfederken, doğallığa ve gerçekliğe dayanan güçlü bir kurguya sahip bir anlatımda farklı dünyaları tanımak isteyen okurlar için İbis Üçlemesi ve serinin ilk kitabı Haşhaş Denizi doğru bir tercih!


#Haşhaş Denizi
#Amitav Ghosh
#Kitap Eki
6 yıl önce