|

Türk mutfağının olmazsa olmazı: Yoğurt için UNESCO hamlesi

Yoğurt, Türk mutfağında binlerce yıldır çeşitli şekillerde ve yemeklerde kullanılıyor. Milli yiyeceğimiz olan yoğurdun ilk defa nasıl yapıldığına dair yeterli ve kesin bir bilgi olmasa da göçebe olarak yaşamlarını sürdüren atalarımızdan dünyaya yayılmış.

Çağlar Çağatay
01:00 - 8/05/2022 Pazar
Güncelleme: 17:50 - 6/05/2022 Cuma
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Bazı yiyecekler var ki uluslararası arenada kim buldu- kimindir tartışmasına dönüşmüştür. Türk mutfağının vazgeçilmezi yoğurt da bunların başında geliyor. Gastronomi alanında çalışmalar yapan Yemek kitapları yazarı/Gastronom Süleyman Dilsiz, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sunduğu dilekçeyle “Yoğurdun UNESCO Somut Olmayan Kültürel Varlık” olarak tescil edilmesi için girişimlerde bulundu.

TÜRKLERİN DÜNYAYA HEDİYESİ

  • Kılçıksız Balık, Kahvaltıya Dair Her Şey, Salataya Dair Her Şey ve Gurmepedia kitaplarını da yazan Dilsiz, Türk kültürünün keşfettiği en önemli yiyeceklerden biri olan yoğurt hakkında bir kitap kaleme alma ve yoğurdu “UNESCO’dan Somut Olmayan Kültürel Varlık Tescili” yaptırmak istemesindeki amacı ise şöyle anlattı: ‘’The Yogurt başlıklı çalışmamda yoğurdun kökensel aidiyetinin peşine düşmekten çok, iki bin yıldan fazla bu somut değerimizin zenginliğini ritüelleriyle birlikte nasıl bir Somut Olmayan Kültürel Varlık haline geldiğini göstermek istiyorum. Tarih boyunca uğradığımız, konakladığımız, yaşadığımız, sıkı ilişki içinde olduğumuz coğrafyalar ve Anadolu’da Türkmen göçleriyle şekillenen illerdeki kültürel pratikler içinde yoğurdun nasıl bir merkezi yeri olduğunu anlamaya çalıştım. Novosibirsk’ten Moğolistan’a kadar irili ufaklı Türk boylarının oba ve yurtlarında 16 bin kilometre yaparak 7 şehir dolaştım. Zaten ritüel ve tarif benzeşmelerini gördükçe yoğurt uygarlığının binlerce yıldır varlığını görüyoruz. Her öğün vazgeçemediğimiz kültürümüzün somut değerlerinden olan yoğurda uluslararası arenada UNESCO ile hak ettiği değere kavuşturmak ve dünya gastronomi kültürüne ezber bozan bir eser bırakmakta en büyük gururumuz olacak” dedi.

272 DİLE TÜRKÇE’DEN GEÇMİŞ

Türklerin Orta Asya’dan yola çıktığından beri uğradığı coğrafyalarda günümüze izler bırakarak geldiğini, bu izlerin en değerlilerinden birisinin de yoğurt ve kültürü olduğunu belirten Dilsiz, “Bizim dışımızda birçok ülkenin sahiplenip ülkelerinin itibarına ve ekonomilerine değer yaratan ancak bizim ise aynı ölçüde değerlendiremediğimiz bir miras. Önüne hiçbir ulusun adını alamayacak kadar 272 dile Türkçe’den geçmiş, bizlerle özdeşleşmiş “yoğurt”u sahiplenme vakti çoktan geldi. Bu amaçla yoğurt üzerinden uygarlık maceramızı araştırdım. Köklü uygarlık geleneğimizin sembolü olan yoğurdun yolculuğuyla sürdürülebilir ülke itibarına katkı sağlamak için uluslararası düzeyde sahiplenmek temel vizyonum. Bu çalışmamın adını da “The Yogurt” demek öz değerimize küresel ölçekte sahip çıkarak, yoğurt uygarlığının zenginliğini 365 tarifle dünyaya tanıtmak anlamına da geliyor. Çalışmamda ulus olarak dolaştığımız coğrafyalarda: Kahvaltıda Yoğurt: 23 Tarif, Çorbada Yoğurt: 63 Tarif, Hamur işlerinde Yoğurt: 43 Tarif, Ana yemeklerde Yoğurt: 42- 59 Tarif, Salatada Mezede Yoğurt: 30 Tarif, Tatlılarda Yoğurt: 16 Tarif, İçeceklerde Yoğurt: 14 Tarif, Vesaire & Kilerde Yoğurt: 6 tarif bulunuyor. Bu değerimizin adımıza marka değerini tescil etmek ve uluslararası bilinirliğini artırmak adına küreselde tanıtımını ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Varlık olarak teyit edilmesi için kitaplaştırmak ve UNESCO’dan tescil edilmesi hedefliyorum” diye konuştu.

#Yoğurt
#UNESCO
#Gastronomi
#Süleyman Dilsiz
#Kültür ve Turizm Bakanlığı
2 yıl önce