Esenler Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "Göç" temalı filmlerin sunulacağı "Esenler Film Günleri'nde film günlerinde Türk sinemasının usta isimlerinden yönetmen Ömer Lütfi Akad anıldı.
Ömer Lütfi Akad'ın, "Göç" üçlemesinin ilk filmi "Gelin"in özel gösterimi Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi'nde yapıldı.
Lütfi Akad'ın Türk sinemasının kurucularından biri olduğunu dile getiren Koçyiğit, "Çok özel bir sinema anlayışıyla hayatımıza girdi. Çünkü o insanı anlatmayı seçti. İnsanı varlık nedenlerini sorguladı ve ülkesini tanıdı, sevdi. Türk kültürüne çok ilgi gösterdi. Benim için büyük bir şans, böylesine bir ustanın seçtiği bir oyuncu olmak." dedi.
Akad'ın "Gelin", "Diyet" ve "Düğün" serisinin Türk sinemasının unutulmaz ilk üçlemesi olduğunun altını çizen usta oyuncu, şöyle devam etti:
"Akad, Türk sinemasının temel direklerinden birisidir"
Sinema tarihçisi ve yazarı Evren ise Türk sinemasında 1950 ile 1960 arasında "Sinemacılar Dönemi"ni başlatan kişinin Akad olduğunu aktararak, Akad'ın kendi sinema dilini oluşturduğunu, buna örnek en önemli filmin de "Kanun Namına" adlı yapım olduğunu kaydetti.
Akad'ın kendisinden sonra gelen yönetmenlere ağabeylik yaptığını belirten Evren, "Türk sinemasında Akad'tan sonra gelecek yönetmenleri saydığımızda Atıf Yılmaz, Metin Erksan, daha sonra Yılmaz Güney, Halit Refiğ, hepsi gerçekten Lütfi Akad'ın kürsüsünden feyz almış ya da onun yanında çalışmış, çalışmasa bile onun sinemaya getirdiklerini yenileyerek, tekrarlayarak kendi sinema dillerini bulana karar yararlanmışlardır." diye konuştu.
Evren, Akad'ın aynı zamanda Türk sinemasında birçok ilkin sahibi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Mesela 'Görünmeyen Adam İstanbul'da' diye ilk bilim kurguyu yapan kişidir. Örneğin 'Vesikalı Yarim'de bizim melodramlarımıza ayrı bir bakış açısı getiren bir filmdir. Tabii ki 'Gelin', 'Diyet' ve 'Düğün'le de Türk sinemasında hem üçleme anlamında hem de göç olgusunu bir sinemacıdan daha çok bir edebiyatçı, romancı, tarihçi, araştırmacı titizliğiyle ortaya koyan kişidir. Bu üçleme yalnızca kırsal kesimde yaşayan insanların daha iyi yaşama koşullarını elde etmek için bir kente gidişleri değil, onun ötesinde kent kültürüyle karşılaştıkları vakit bir mücadeleyi, sınıfsal bir atlamayı da ortaya koyabilir. Yani bizim aslında 'Yeşilçam' dediğimiz, sinema dili dediğimiz şey Lütfi Akad'la başlar. Onun için Akad, sadece bir yönetmen değil, bir Türk sineması kuramcısı, birçok oyuncu yetiştiren ve Türk sinemasının temel direklerinden birisidir."
Panelin sonunda Koçyiğit ve Evren konuşmacıların sorularını yanıtladı.
Esenler Fim Günleri kapsamında Akad'ın film afişlerinin yer aldığı bir sergi de katılımcıların beğenisine sunuldu.