Kurban bayramı ne zaman, bayram tatili kaç gün? sorularının yanıtı haberimizde. İtaatin simgesi olan Kurban bayramı, Müslümanlar için büyük öneme sahip. Allah'ın Kur'anda Kevser suresinde de buyurduğu üzere "Kurban kes" ayeti Kurban bayramında dünyada milyonlarca Müslüman tarafından uygulanıyor.
2019 yılı resmi tatil günleri listesine göre, Kurban Bayramı’nın arefe günü bu yıl 10 Ağustos Cumartesi gününe denk gelecek. Kurban Bayramı'nın birinci günü bu yıl 11 Ağustos'ta dördüncü yani son günü ise 14 Ağustos'ta idrak edilecek.
Bu yıl; kurban bayramında açıkta kalan gün sayısı iki. Bayram, 11 Ağustos Pazar günü başlayıp, 14 Ağustos Çarşamba günü (4’ncü gün) biteceğinden, o haftanın yalnız perşembe ve cuma günü açıkta kalacak. Dolayısıyla milyonlarca çalışan “Kurban bayramında da kesintisiz dokuz gün tatil olacak mı?” sorusunu soracaktır... Bu konu ancak ağustos ayında netleşecektir.
7 Mart 2019 Perşembe günü Regaib Gecesi.
2 Nisan 2019 Salı günü Miraç Gecesi.
19 Nisan 2018 Cuma günü Berat Gecesi.
8 Kasım 2018 Pazartesi Mevlid Gecesi.
8 Mart 2018 Pazartesi günü Üç Aylar başlangıcıdır.
1 Ocak Yılbaşı
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı
3 Haziran Ramazan Bayramı Arifesi
4 Haziran Ramazan Bayramı 1.gün
5 Haziran Ramazan Bayramı 2.gün
6 Haziran Ramazan Bayramı 3.gün
15 Temmuz Demokrasi Bayramı
10 Ağustos Kurban Bayramı Arifesi
11 Ağustos Kurban Bayramı 1.gün
12 Ağustos Kurban Bayramı 2.gün
13 Ağustos Kurban Bayramı 3.gün
14 Ağustos Kurban Bayramı 4.gün
30 Ağustos Zafer Bayramı
28 Ekim Cumhuriyet Bayramı Arifesi
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
31 Aralık Yılbaşı gecesi
Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452). Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir.Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk’a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 197). Bu ibadetin ruhunda Hakk’a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir (İbn Rüşd, Bidâye, I, 429). Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146). Kurban, -fıkhî hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.
Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107).Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: “Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac, 22/28), “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hac, 22/34),
“Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac, 22/36-37)
Bu âyetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah’a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).
Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3).
Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 360).
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 148). Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 252-256; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452-453). Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.