Uluslararası ekonomi kuruluşları, ekonomik göstergeler ile ilgili tahminlerini sürekli güncelliyorlar. Özellikle de salgın döneminde, salgının gidişatına ve ortaya çıkan yeni varyantların ekonomi üzerindeki olası etkilerine bağlı olarak ekonomik göstergeleri güncelleyerek yeni tahminler yapıyorlar.
Bu kuruluşlardan Uluslararası Para Fonu(IMF), açıkladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, omikron varyantının tüm dünyada yaygınlaşması ve vakaların çok hızlı artması nedeniyle 2022 yılı ekonomik büyüme beklentisini yüzde 4,9’dan 4,4’e çekti.
Bu da dünya ekonomisinin 2022 yılına girerken, daha zorlu koşullar ile karşılaştığını gösteriyor.
Özellikle de omikron varyantının tüm dünyada etkili olmasıyla bir çok ülkede uygulanan kısıtlamalar ve alınan tedbirler nedeniyle diğer varyantlarda olduğu gibi başta tedarikte, üretimde yani ekonomik aktivitede yavaşlamaya sebep olacağı öngörülmektedir.
Ayrıca, salgının yeni varyantlar ile devam etmesi halinde salgının uzamasına ve dolayısıyla ekonomide yeni sorunları da beraberinde getirme olasılığı ekonomi için önemli bir risk olarak görülmektedir.
2021 yılında enerji fiyatlarındaki artışların ve arz kesintilerin hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte olan ülkelerde üretin ve fiyat artışlarını olumsuz etkileyen ve 2022 yılı için de önemli bir sorun olduğu ifade edilmektedir.
Bu nedenlerden dolayı, daha resmi olarak küresel ekonomik büyüme rakamlar açıklanmamasına rağmen, IMF’ye göre küresel ekonominin 2021 yılında yüzde 5,9 büyüdüğü, 2022’de yüzde 4,4 ve 2023’te de yüzde 3,8 büyüyeceği öngörülmektedir.
Açıkçası salgın nedeniyle gelecek ile ilgili bir çok alanda belirsizliklerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu dönemde dünya ekonomisi için öne çıkan önemli riskler de bu belirsizlikten kaynaklanmaktadır.
Salgının yeni varyantlar ile dünyayı tekrar tehdit etmesi ve bunun getireceği kısıtlamalar, enerji arz güvenliğinde yaşanan sıkıntılar dolayısıyla artan enerji fiyatları ve bunun tetiklediği fiyat artışları öne çıkan önemli risklerdir.
Fiyat artışlarının sürekli bir hale gelmesi yani enflasyonun tüm dünyanın sorunu olması halinde bunun getireceği yeni sorunlar ve ihtiyaç duyulacak daraltıcı para politikaları da hem gelişmiş ülkeler hem de bir çok gelişmekte olan ülkeler açısından önemli riskleri beraberinde getireceği açıktır.
Gelişmiş ülkelerde enflasyonun düşürülmesi için uygulanacak faiz artışları da gelişmekte olan ülkeler açısından risk barındırmaktadır. AB ülkelerinde ve ABD’de bir yandan enflasyonu düşürmek diğer yandan ekonomik büyümeyi olumsuz etkilememek için ince ayar politikaların uygulanacağını da söylemekte fayda var.
IMF tarafından açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, Türkiye ekonomisinin 2021 yılında açıklanan önceki tahminlerden daha iyi bir performans göstereceği öngörülmektedir.
Bu nedenle, IMF Türkiye ekonomisinin ekonomik büyüme rakamını güncelleyerek, 2021 yılı ekonomik büyüme rakamını yüzde 9’dan yüzde 11 yükseltti. Diğer yandan, 2022 ve 2023 ekonomik büyüme beklentisini de yüzde 3,3 olarak tahmin ediyor.
