|
Türkiye Avrupa’nın neresinde ya da AB Türkiye’nin ne kadar farkında
Paris

Bir kaç gündür Fransa’nın başkenti Paris’teyim. Paris’te bulunma nedenim Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı’nın geliştirdiği bir proje.

Proje kapsamında Türkiyeli gazeteciler ve akademisyenler Avrupa’nın çeşitli başkentlerinde Avrupalı meslektaşlarıyla bir araya geliyor. Daha önce Madrid, Londra, Berlin ve Brüksel’de de benzerleri yapılmış.


Biz de bir grup gazeteci arkadaşımızla birlikte Paris’te Fransız gazetecilerle buluştuk.

Toplantıya, AB Bakanlığı Müsteşarı Selim Yenel de katıldı. Açılış konuşmasında Türkiye ile AB arasındaki üç başlığı hatırlattı.

Üyelik müzakeresi, gümrük birliği ve vize muafiyeti.

Ve bu üç başlık altında yoğunlaşan sorunları anlattı.

Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli
moderatörümüzdü. Tepeli toplantıyı açarken, “
Bir empati oluşturmak için buradayız”
diye başladı. Müsteşar Selim Yenel, empati kurma fikrine bir ekleme yaparak, “Empati yapmak değil, genel tutumumuz karşılıklı anlayış beklemek olmalı” dedi.
“Temsilde Türkiye’nin olmayacağı bir Avrupa bütünleşmiş bir Avrupa olamaz diye düşünmekteyiz”
cümlesi de Tepeli’ye ait ve sanırım toplantının can alıcı cümlelerinden biriydi.

Karşılıklı söz alıp vermeyle devam eden toplantıdan kısa kısa notlarımı sizinle de paylaşmak isterim.

Bir
Fransız gazeteci
henüz toplantının başında söz aldı ve konuyu isim vermeden doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a getirdi. “Dost acı söyler derler.
Seçim kampanyaları sırasında bazı siyasiler basma kalıp cümleler kuruyor. Mesela bir siyasi Almanya için Nazi benzetmesinde bulundu”
dedi.
Ona cevabı,
A Haber’den Orhan Sali
verdi.
“Nazi kalıntısı cümlesini Cumhurbaşkanımız kurduktan sonra Almanya’da seçimler oldu ve bir Nazi partisi parlamentoya girdi.
Sali’ye katkı verense
Sabah’tan Okan Müderrisoğlu oldu.
Müderrisoğlu, “Nazi söylemine neden bu kadar takıldığınızı anlamlandıramadım. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın kullandığı cümle Sayın Merkel için Nazi yakıştırması değildi. Almanya’daki Türk vatandaşlarına yapılan uygulamalar için yapılmış bir benzetmeydi”
dedi.
Fransız gazeteci Antonie Colonia “Ortak bir tarihimiz var. Birbirimizi anlamamız gerekli. Çünkü farklı medeniyetlerden geliyoruz. Farklı kültürel kodlarımız var”
diyerek ortayı bulmaya çalıştı.
Sabah’tan Prof. Kerem Alkin de şu değerlendirmede bulundu,
“Milano’da, bana bir taksicisi ‘Bu Almanya bizi mahvediyor. Merkel Merkel, Nazi..’ dedi. Almanya’nın uygulamalarıyla ilgili olarak, bir İtalyan şoförün bile sıkıntısı olmuş. Böyle bir atmosferde Türkiye’nin biraz empatiye ihtiyacı var. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’ye yeterince empati yapılmadığı için üzgünüz. Kırgınız.”
CNN Paris Temsilcisi Arzu Çakır
ise AB’nin kendi içindeki sorunlara ilişkin değerlendirmede bulundu ve,
“Bugünkü sorun sadece Türkiye değil. AB son derece ciddi bir dönemden geçiyor. Avrupa’da gezindiğiniz zaman Türkiye’yi aşan derinlikte sorunları var. Makron Avrupa’nın liderliğine oynuyor. İngiltere ve Türkiye’yi ikinci ya da 3’ncü Avrupa dairesinde görmek istiyor”
dedi. Almanya ile Fransa’nın rekabetine vurgu yaptı.
Toplantının en hararetli bölümü ise
Daily Sabah’tan Meryem İlayda Atlas
’ın konuştuğu bölümdü.
Atlas, aşırılıklara vurgu yaptı, İslamafobya yüzünden her gün milyonlarca Müslüman’ın sorumlu olmadıkları bir çok olaydan sonra “Pardon” demek zorunda bırakıldığına işaret etti.
Atlas şunları söyledi, “Sen Müslüman olduğun için pardon de..’ Sürekli pardon demek zorunda bırakılan Müslümanlar var.
Böyle bir atmosferde biz nasıl ortak bir gelecek kurabiliriz.
Müslüman kadınların sürekli göçmen ve kötü olarak gösterildiği ortamda nasıl diyalog kurabiliriz.”
TRT Haber Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç, AB’nin de Türkiye’nin de hem geçmişinde hem de bugününde olumlu ve olumsuzluklar olduğuna işaret etti “Ancak biz Türklerin hedefi hep batı olmuştur” dedi.

Ben de söz aldım ve şunları söyledim,

Biz Türklerin Kızılelması batıdır. Biz ta Asya’nın bozkırından yola çıktığımız günden bu yana yönümüzü batıya çevirmişiz ve batıya yürümüşüz. Türkiye AB ilişkilerini değil Türkiye-Avrupa ilişkilerini konuşmakta yarar var. Zira AB bugün var yarın olmayabilir. Ancak Avrupa dün de vardı bugün de var yarın da olacak. Türkiye de dün de vardı bugün de yarın da olacak. O yüzden ilişkileri AB ile sınırlandırmamak gerekir. Bir de hiç unutmayın Osmanlı dönemi haritalarına bile baksanız görürsünüz. Osmanlı’nın Avrupa’daki sınırlarını gösteren haritalarda Avrupa Türkiyesi yazar. Bu gerçekleri hatırlayarak şunu kabul edelim. Türkiye Avrupa’nın yerlisidir.”

Toplantıda AB’den çok Türkiye ile Avrupa’nın ortak geleceğine ilişkin konuşmalar yapıldı.

Zira Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler bu dönemde çok daha kötü. İlişkiler, inişli, çıkışlı bir yol izliyor. Hele hele Avrupa’da yükselen ırkçılık, islamafobya ve yabancı düşmanlığını da görünce Türkiye AB ilişkilerinin yakın gelecekte iyileşmesi zor görünüyor.

En son AB ile yaşadığımız krizin tarihi 15 Temmuz 2016. Zira o gece Türkiye’de girişilen darbeden sonra bizde “AB yeteri kadar dayanışma göstermedi” algısı haklı olarak oluştu. AB’de ise FÖTÖ’cülerin de etkisiyle “Türkiye 15 Temmuz’dan sonra aşırı tepki verdi” algısı oluştu ve bu iki algı ilişkileri tıkadı.

Karşılıklı olarak anlayışsızlık oluştu. Diyalog eksikliğiyse had safhada.

Toplantıda Fransız gazeteciler çoğunlukla dinlemede kaldılar. Ancak toplantı sonunda moderatörümüze şunları söylemişler, “Çok faydalandık. Bir takım önyargılarımız vardı. Bilgilendik. O önyargılardan kurtulmak için iyi bir zemin oluştu.”

Umarım samimilerdir. Umarım konuşmalarımız Fransız gazetecilerde olumlu bir dönüşüme neden olur.

Ne diyelim, Türkiye ile AB ilişkileri yakın gelecekte düzelmeyecek ancak Türkiye’nin demokratikleşme, özgürleşme ve zenginleşme mücadelesi her şeye rağmen devam edecek.

Sizce de öyle değil mi?

#Türkiye
#AB
#Fransa
#Paris
6 yıl önce
Türkiye Avrupa’nın neresinde ya da AB Türkiye’nin ne kadar farkında
Kara dinlilerle milletin savaşı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak