|
Enerjinin geleceği

Enerji, dünya ekonomileri için tartışmaların ve politikaların göbeğindeki yerini şiddetle korumayı sürdürüyor. İşte Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi de, önceki akşam Ankara’da başlattığı DEK Konuşmaları serisinin ilkinde küresel enerji görünümünü mercek altına aldı. Toplantının temelini ise, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayımladığı World Energy Outlook (WEO) 2017 raporu oluşturdu.


Özellikle içinden geçtiğimiz son dönem, birtakım bölgesel ve tematik değişimler çerçevesinde, geleceğin enerji dünyasının şimdiden anlaşılmasını ve buna göre yol tayin edilmesini gerektiriyor. Nitekim söz konusu gelişmeler, önümüzdeki 20 küsur yıllık dönemin “oyun değiştiricileri” olarak nitelendirilebilir. Bu bağlamda WEO 2017’de hassaten dikkat çekilen hususlar, 4 ana başlık etrafında toplanıyor.

Bunlardan ilki, temiz enerji teknolojilerinin hızlı yayılması ve bu kapsamda maliyetlerinin düşmesi… Örneğin; 2010 yılından bu yana solar PV’nin maliyeti %70 aşağı gelirken, rüzgâr ve bataryada bu oran sırasıyla %25 ve %40. Keza solar PV kapasitesindeki gelişim, diğer enerji üretim formlarına kafa tutan bir görünüm sergiliyor.

Raporun vurguladığı ikinci mesele ise, elektrik kullanımının hızla büyümesi… Nitekim son dönemde toplam enerji talebi ile elektrik talebi arasındaki gelişimi kıyasladığımızda, ikincisi çok net ağır basıyor.

Bir diğer dikkat çeken gelişme de, Çin’in devreye soktuğu enerji devrimi olarak adlandırılırken, rapor son olarak ABD’nin kaya petrolü ve gazında güçleniyor olmasını da geleceğe dair projeksiyonlarda hesaba katılması gereken bir unsur olarak öne çıkarıyor.

HİNDİSTAN BAŞI ÇEKECEK

Müstakbel küresel enerji görünümünü, pazar ve enerji türü olarak detaylı değerlendirmekte fayda var. Bu bağlamda küresel enerji talebinin 2040 yılına kadar %30 civarında artış göstereceğini öngören WEO, bu büyümeyi yazan aktörlerin başında Hindistan’ın yer alacağını söylüyor. Öyle ki, Hindistan’ın vakit geldiğinde global enerji kullanımında %11’lik bir paya ulaşması mümkün olacak. Ve işin içine bir diğer güçlü enerji talepkarı Çin’i ve bölge ülkelerini de eklersek, Asya’nın söz konusu periyottaki toplam talep artışının önemli bölümünü üstleneceği anlaşılıyor. Afrika ve Ortadoğu da, talepteki gelişim anlamında Asya’yı takip eden bölgeler olarak karşımıza çıkıyor.

Enerji çeşitlerine baktığımızda ise, 2010 sonrası hızlı büyüyen doğalgazın, sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda bu serüvenine devam etmesi bekleniyor. Kömürde yavaşlayan bir sürat öngörülürken, yenilenebilir enerji ise güneşin ışıltısıyla alıp başını gidecek. Özellikle Çin’in doğalgaz ve yenilenebilir başta olmak üzere dönüşüm çerçevesindeki konulara verdiği büyük önem, küresel trendler için de belirleyici bir rol oynayacak. Bu kapsamdaki konulardan biri de, elektrikli araçlar (EV). Küresel EV pazarında ezici bir orana sahip olan Çin, gelecekte de bu hâkimiyetini sürdürecek.

YENİ OYUNCULAR ÇIKIYOR

Elektrikli araç demişken, elbette petrole dair sorulara da yanıtlar bulmak gerekiyor. 2040 yılına uzanan dönemde EV’de belirgin bir büyüme olacağı malum ancak yolcu araçlarının yanı sıra petrokimya sektörü ile hava, deniz ve kara taşımacılığı da hesaba katıldığında, petrol talebinde sarsıcı bir durum beklenmiyor.

Öte yandan petrol talebi bir yana, arza dair denklemi değiştiren en önemli gelişme ise, başta da not düştüğüm üzere ABD’nin kaya kaynaklarını kullanarak 2020’lerde net ihracatçı konumuna gelmesi olarak göze çarpıyor. Kaya gazıyla da öne çıkan oyunculardan olması beklenen ABD’ye, Avustralya ve Kanada gibi üreticiler de doğalgaz hikâyesinde eşlik edecek. Bu noktada sıvılaştırılmış doğalgazın (LNG), küresel piyasadaki ağırlığını önümüzdeki 20 yıllık süre zarfında gözle görülür şekilde artırması bekleniyor. Yeni doğalgaz ihracatçılarının ortaya çıkacağı ve global ticaret ağları ile rekabeti etkileyecek bu beklenti, planların şimdiden dikkatli bir şekilde yapılmasını salık veren bir diğer değişim olarak önümüze çıkıyor.

#Enerji
#Türkiye
#Dünya
6 years ago
Enerjinin geleceği
Metallica gitti mi arkadaşlar?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir