Almanya, İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı uyguladığı soykırımı o kadar çok sahipleniyor ki bu konuyla alakalı İsrail’e kaşı en ufak bir eleştiride bulunanları hemen kurumsal olarak dışlıyor. Bunun nice örneğinin bu köşede yazdım. Sonuncu örnek ise Laurie Anderson. Bu yıl prestijli Grammy ödüllerinde ömür boyu başarı ödülü almayı bekleyen sanatçı, film yapımcısı ve müzisyen 2021 yılında imzaladığı “Letter Against Apertheid” başlıklı kampanyaya imza verdiği için Essen’de bulunan Folkwang Üniversitesi’ndeki Pina Bausch Vakfı tarafından düzenlenen misafir profesörlük görevinden ayrıldığını sanatçı ve üniversite yaptıkları yazılı bir açıklamayla duyurdu. Laurie Anderson şu açıklamayı yapıyor:
‘Benim için sorun siyasi görüşlerimin değişip değişmediği değil. Asıl soru şu: Bu soru neden soruluyor? Bu duruma istinaden projeden çekiliyorum. Üniversitedeki meslektaşlarım ve Pina Bausch Vakfı bu konuyu benimle uzun uzadıya tartıştılar ve ortaklaşa bunun ilerlemenin en iyi yolu olduğuna karar verdik.’
İsrai’e karşıysanız Almanya’da barınma şansınızın olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor bu yaklaşım.
Bu haberi, bir çok uluslararası haberde takip ettiğim The Art Newspaper’dan[TAN] okudum. TAN’ın geçtiğimiz aylarda yayına başlayan bir de Türkçe versiyonu mevcut. Kötü bir yayıncılık örneği olarak Türkçe versiyonunda Filistinle alakalı haberlere yer verilmiyor. Türkiye’deki sanat çevrelerinin Filistin konusundaki hassasiyetsizliği yayın politikalarına da yansımış görünüyor ama sanılanın aksine kurumsal anlamda bir tepki olmasa da bireysel anlamda birçok tepkinin mevcut olduğunu düşünüyorum.
Geçtiğimiz perşembe, 25 Ocak itibarıyla, Filistinli aktivist ve yardımcı profesör Amin Husain, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşıyla ilgili açıklamalar yaptığı iddiasıyla New York Üniversitesi’nin (NYU) fakültesinden uzaklaştırıldı. Burayı Dekolonize Et (DTP) kurucularından biri olan Husain, uzun süredir bireysel olarak ve sanat odaklı aktivizm kolektifinin bir parçası olarak Filistin’in kurtuluşunu savundu.
New York merkezli First Amendment savunma derneği Paraşüt Projesi’nden Huseyin adına yapılan bir açıklamada, üniversitenin İnsan Kaynakları departmanının profesörle 19 Ocak ve 22 Ocak tarihlerinde iki toplantı düzenlediği ve bu toplantı sırasında kendisinin “konuşmayla ilgili faaliyetleri” hakkında sorgulandığı belirtiliyor. ve DTP ile olan ilişkisi.” İnsan Kaynaklarının, kolektifin Gazze ile ilgili sosyal medya paylaşımlarını gündeme getirdiği ve Hüseyin’e karşı şikayette bulunulduğunu ima ettiği ancak daha fazla bağlam sağlamadığı iddia edildi. Parachute Project, Hüseyin’in 23 Ocak’ta NYU’nun Steinhardt Kültür, Eğitim ve İnsani Gelişim Okulu ile Sanat ve Bilim Koleji’nden şikayet soruşturması uyarınca uzaklaştırma cezası aldığını bildiren mektuplar aldığını kaydetti.
NYU sözcüsü John Beckman, 25 Ocak’ta online bir açıklama yayınlayarak, üniversite şikayetleri araştırırken profesörün fiilen ders vermekten uzaklaştırıldığını belirtti. Beckman, “Topluluğumuzun tüm üyeleri Üniversitenin ayrımcılık ve taciz karşıtı politikalarına uymak zorundadır” diye yazdı.
Paraşüt Projesi’nin kurucu ortaklardan Shay Negron, “Antisemitizm suçlamalarının komünizm yanlısı suçlamaların yerini aldığı yeni bir McCarthycilik biçimi uzun yıllardan beri öne çıkıyor, ancak 7 Ekim’den sonra büyük ölçüde hızlandı” dedi. “Çeşitli üniversitelerde temsil ettiğimiz öğretim üyeleri ve öğrenciler arasında ‘yerleşimci sömürgeciliği’, ‘soykırım’ ve ‘Siyonist’ ifade ve terimlerinin kullanımına dayalı olarak antisemitizm suçlamaları gördüklerini ifade etti.
Bu yaşananlar Amerika ve Almanya’nın İsrail’i ve İsrail’in işlediği suçları savunmakta yarıştığının iki önemli örneği olduğunu düşünüyorum.
