|
Oturdum Kral Tv"nin yanında ağladım

Ağlarken bir de kabilemin bireylerini düşündüm. Koskoca VJ meddahının önünde huşu içinde durmuş aşağıdan yukarı bakan edilgen bir bakışla olanları anlamaya çalışıyor. Kral TV konuştukça gözleri pörtlemiş, çenesi unutkanlıktan düşmüş kabile arkadaşlarımın bu görüntüsü asabımın vidalarını gevşetiyor.

İzlemeyin, dinlemeyin diyorum; bu yoktur aslında. Böyle bir şey yoktur! Psikopatça bir yalandır bu. Bu insanlar aslında yokturlar. MTV diye Avrupalı bir zıvanasız insaniyet yoksunu bir müzik kanalı vardır, bu bizim Kral TV kendince onun karbon kağıdıyla alınmış kopyası olmaya çalışır.

VJ''lerin öyle beceriksiz birer kukla gibi ellerini kollarını düz ve yatay yönlerde sallayaraktan içi balonlu şeker dolu kelimeler kurmalarının sebebi de budur. Bir Kral TV VJ''i sağ elini yukarıdan aşağıya doğru, "kesinlikle" anlamında salladığında, siz anlayın ki bu hareket aslında başka bir "oyuncuda" görülmüş, hayretle ve gıptayla izlenmiş ve nihayet alınıp "çalışılmış" bir harekettir. Onun için de o hareketin doğallıkla ve kolayca yapılması o VJ arkadaşımızca imkansız hale gelmiştir. Neyse konuyu dağıtmayalım. Kral TV''nin çocuğu bir hareket, bir mimik, bir jest yapmışsa bunların çeşit çeşit sebebi var derseniz yanıldığınıza and için. Çünkü yapılan şeyin tek sebebi vardır: MTV''nin VJ''leri öyle yapıyorlar!

Sözün bittiği yerdir orası. Onun için insana bir saydam duvarın arkasından konuşuyorlarmış havası verir çenelerinin oynaması. İyi bir VJ, ancak evrimini tamamlayamamış bir orangutan kadar mantık taşıyabilir. Salak bir mevzuya, sırf programın gülme istihkakı dolsun ve görev yerine getirilsin diye gülerler. Çene kasları, insanı, insanoğlu hakkında ümitsizliğe düşürecek kadar yalan bir tarzda kasılır. Bir VJ gülerken, duracakken durmayan bir asansörün içimde meydana getirdiği o tuhaf incelmeyi duyarım daima. "Sevgili izleyicilerimiz" dediklerinde sesleri bir doğal afet gibi, bir çevre felaketi gibi duygulandırır beni ve insanlığın geleceği üzerine düşündürür. Filozof-şair-profesyonel gönül adamı kesildiklerinde de; Allah biliyor; en duygulu cümleleri, bende kendilerinin ne zaman susacakları sorusundan başka hiçbir anlam çağrıştırmaz...

"Ya ne seyredelim, çalışırken nasıl vakit geçirelim?"

Benim bu soruya vereceğim cevap ancak şu olabilir. Çalışırken, her şeyin neden başka türlü değil de; "böyle" olduğunu düşünün. Bu bitmez tükenmez bir oyalanma alanı açar önünüzde. Ömür boyu zihinsel geviş, yaşamın kültür-fiziğidir.

Not: Konya''dan Durgül ve Erzurum''dan Emine kızkardeşlerime teşekkürler...

24 yıl önce
default-profile-img
Oturdum Kral Tv"nin yanında ağladım
Çalıştay bildirisindeki kamu mühendislerine ilişkin göze çarpanlar
Kara dinlilerle milletin savaşı
Estetik ve dünya görüşü
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru