Tekmil dünyânın gözü önünde İsrâil’in, ABD, Birleşik Krallık ve AB devletlerinin himâyesinde Gazze’de yürütmekte olduğu katliam devâm ediyor. Bu kirli savaşı durduracak hiçbir kuvvet mevcut değil. Dünyâ kamuoyları, başta BM olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar buna seyirci kalıyorlar. Her şey sâhadaki gidişâta kalmış görünüyor. O hâlde geriye iki muhtemel senaryodan biri neticeyi tâyin edecek. İlk ihtimâle göre İsrâil ordusu, mâliyeti binlerce çocuk ve kadının ölmesi de olsa, tıpkı Roma’nın
Şimdi gidişâta bir bakalım. Aşağı yukarı iki aydır, olanca ve orantısız kuvvetiyle saldırıyorlar. Evet, Gazze’nin kuzeyini insandan arındırdı; yıktı ve zırhlılarını, tanklarını, birliklerini soktular. Ama burada tam bir hâkimiyet sağlamış olduğu hâlâ tartışmalı. Han Yunus tarafında ise çatışmalar tekmil şiddeti ile devâm ediyor. Ne tünelleri bulabildi; ne de Hamas’a ağır bir zayiat verdirebildiler. Bu arada kendi kayıpları, her ne kadar saklamak için büyük bir gayret göstermekteyseler de bu kayıpların resmen bildirilen rakamların çok üstünde olduğu anlaşılıyor.
İsrâil, iç siyâsetinde esaslı bir değişim olmaz ve bu kafayla giderse ki en azından şimdilik öyle görünüyor, bu çılgınlığının altında kalmaya namzet görünüyor. Bu sâdece kendilerine değil, tekmil Batı’ya da tesir edecektir. Yolun yarısındayken seğirtmeye, kaçmaya yeltenmek ne Biden ne de İsrâil’e sonuna kadar destek verdiklerini beyân etmiş olan siyâsetçileri de kurtarmaya yetecektir. İsrâil kaybediyor. Bu âşikâr olmaya başladı. Arkası nasıl mı gelir? Aman kimse işlerin otomatik olarak düzeleceğini zannedip rehavete kapılması. Arkası çok daha kötü gelebilir.