Basın ve sosyal medyadaHamidiye Suyukonusunda bir kavga başlatıldı. Hamidiye sularını tüketen bazı şirketlerin anlaşmalarını sonlandırdığı ve bunun İBB’ye karşı bir tavır olduğu yazıldı. İBB’nin kendi programlarında katılımcılarına başka bir markayı ikram etmesiyle de dedikodu pazarına yeni bir malzeme üretti.Bütün bunlar olurken, yıllarca önce Hamidiye Suyu tarihçesiniBâkî Kente Âb-ı Bekâ(İstanbul 2006) başlığıyla yazmış olduğumdan dolayı bana da söz hakkı düştü.Önce şunu belirtelim.Hamidiye Suyu
İşte size Hamidye Suyu hikayesi:
Buna rağmen, Hamidiye Suyu isale hatlarının şehrin büyüme ve gelişmesine paralel bakım ve onarımları yapılamamıştır. Kontrolsüz büyüyen şehirde motorlu araçların artmasıyla yollar yeniden düzenlenmiştir. Bu sırada isale hatlarının bir bölümü devre dışı bırakılmıştır. Nitekim 1950’li yıllara gelindiğinde Hamidiye Suyu’nun artık eskisi kadar tüketilmediği görülmektedir. Hamidiye çeşmeleri birer birer devre dışı kalmış; bu boşluğu da ticari firmalar doldurmaya başlamıştır.
Bu gelişme, İstanbul Belediyesi’ni de harekete geçirmiştir. Onlar da Hamidiye Suyu’nun modern ve hijyenik yöntemlerle şişelenip dağıtımını sağlayacak girişimler başlatmıştır. 1972 yılında Hamidiye kaynak sularının modernizasyonu işi bir İtalyan firmasına ihale edilmiştir. Anlaşmaya göre, Kemerburgaz’da Eğrikemer mevkiinde Hamidiye suyunun yedi ve sekizinci maslaklarının bulunduğu yerde 6.5 milyon harcanarak yeni tesisler kurulacaktı. Projeye göre, su hiç el değmeden şişelenip dağıtıma sunulacaktı. Ama beklenen olmadı.