Avrupa'ya giderken boğularak ölen 3 yaşındaki Suriyeli küçük Aylan'ın Bodrum'da kıyıya vuran cansız bedeni dünya kamuoylarının gündemine otururken Avrupa ve özellikle Arap ülkelerinin sığınmacılara kapılarını açmamakta ısrarlı olması tepkileri üzerine çekti. Suriye'deki krizi çözmekten çok trajediyi yönetmekle meşgul olan Avrupa, eleştirilerin hedefi olurken, Batı medyasında birden bire Suriyeli göçmenlere tek bir yerleşim yeri sunmayan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Katar, Umman ve Bahreyn gibi zengin Arap Körfezi ülkelerinin manşetlerden eleştirilmesi, "batı dünyası yeni suç ortağı arayışında" yorumlarına yol açtı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 2015'in başından bu yana Avrupa'ya kaçak yollardan girmek isterken Akdeniz'de can veren kişilerin sayısının 2 bin 800'ü bulduğunu ve şu ana kadar ancak 366 bin 402 sığınmacının Avrupa ülkelerine ulaşmayı başardığını bildirdi. BM'ye göre, bu yıl Akdeniz'i geçmeyi başarıp Avrupa ülkelerine varan sığınmacıların yüzde 51'ini Suriye'den kaçanlar oluşturdu. Bu yıl sadece Yunanistan'a 142 bin Suriyeli mülteci ulaştı. Avrupa ülkelerine bu yıl ulaşabilen sığınmacılar arasında Suriyelileri, Afganistan ve Eritre'den gelenler takip etti.
Uluslararası Kriz Grubu verilerine göre ise Arap ülkeleri Suriyeli göçmenler için tek bir barınak sağlamış değil.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Kenneth Roth da Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Suudi Arabistan ve diğer Arap Körfezi ülkeleri kaç Suriyeli göçmeni kabul etti dersiniz? Sıfır” ifadelerini kullandı. Roth, bir başka paylaşımında da bir karikatürle birlikte paylaştığı “Arap ülkeleri, Suriyelilere böyle yardım ediyor” mesajıyla, Arap Körfezi'nde göçmenlere karşı kayıtsız kalındığına dikkat çekti. Sosyal paylaşım siteleri kullanıcıları da küçük Aylan ve ailesi için üzüntülerini dile getirirken, Aylan'ın cansız bedeni başında bekleyen geleneksel Arap giysili kişilerin bulunduğu fotoğrafın altına şu ifadeleri kazıdı:
“Aşağıdaki ülkelerin kabul ettiği Suriyeli göçmen sayıları şöyledir: Suudi Arabistan-0, Kuveyt-0, Katar-0, Birleşik Arap Emirlikleri-0, Bahreyn-0”
Washinton Post gazetesindeki bir makalede 'Esad rejimine karşı savaşanlara silah desteği sağlayarak Suriye krizine müdahil olan ve dünyanın en yüksek yaşam standartlarına sahip Arap ülkelerinde "Suriyeli sığınmacı bulunmamasının şaşırtıcı olduğu belirtildi. New York Times gazetesindeki bir haberde ise zengin Arap ülkeleri sığınmacı kabul eden ülkeler ile kıyaslandı. Kişi başı milli gelirin 11 bin dolar olduğu Ürdün'ün 630 bin, 20 bin dolar olduğu Türkiye'nin 2 milyon sığınmacıyı barındırdığı buna karşılık kişi başı milli gelirin 143 bin dolar olduğu Katar, 71 bin dolar olduğu Kuveyt ve 52 bin dolar olduğu Suudi Arabistan'ın tek bir sığınmacı kabul etmediği belirtildi.
Kuveyt'te siyasetçi ve hukukçulardan oluşan bir grup, Suriyeli sığınmacıların ülkede misafir edilmesi için kampanya başlattı. Yaklaşık 400 aktivistten oluşan grup yayınladığı açıklamada, "Kuveyt'in insani tavır alma konusunda öncü olması ve Suriyeli mültecileri ölümün elinden kurtarması gerekir. Mülteciler için Türkiye'dekine benzer kamplar kurulabilir. Suriyeliler kimseye muhtaç olmadan kendi hizmetlerini görürler bize de sadece onları ağırlamak kalır" ifadesine yer verildi.
Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, Suriye'deki Filistinli mültecilerin Batı Şeria'ya dönmelerine izin vermesi için İsrail'e BM tarafından baskı yapılması çağrısında bulundu. Abbas önceki gün yaptığı açıklamada, Filistin'in BM'deki temsilcisinden var gücüyle Suriye'de kalan Filistinli mültecileri kurtarmasını istedi. BM ve AB ile yoğun temasta bulunan Abbas, Suriye'deki Filistinli mültecilerin Batı Şeria bölgesine dönmelerini sağlamak için İsrail'e baskı yapılmasını talep ederken özellikle Suriye'deki iç savaştan dolayı evsiz kalan mültecilere yardım için uluslararası toplumdan destek istedi.
