|

İran seçmeni 'işaret' bekliyor: Ruhani-Reisi rekabeti

İran'da 19 Mayıs'ta gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi reformistlerin desteğini alan Ruhani ve muhafazakarların önemli ismi Reisi'nin ismi öne çıkıyor. İran'daki yönetim sisteminin en güçlü aktörü olan dini liderin 'işaretiyle' şekillenecek seçim sonuçlarının politika değişikliğine etki edip etmeyeceği ise belirsizliğini koruyor.

Yeni Şafak ve
15:51 - 4/05/2017 Perşembe
Güncelleme: 15:53 - 4/05/2017 Perşembe
Yeni Şafak
19 Mayıs'ta gerçekleşecek seçimlerde İbrahim Reisi ve Hasan Ruhani öne çıkıyor.
19 Mayıs'ta gerçekleşecek seçimlerde İbrahim Reisi ve Hasan Ruhani öne çıkıyor.

İran, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 19 Mayıs’ta sandık başına gidecek. İran’ın iç ve dış dengelerinin yeniden belirlenmesi açısından önem arz eden seçimlerde 6 aday yarışacak. 27 Nisan'da başlayan ve 16 Mayıs'ta sona erecek olan kampanya sürecinde, mevcut Cumhurbaşkanı Ruhani'nin karşısındaki en güçlü rakip İran eski Başsavcısı İbrahim Reisi olarak görülüyor. Son açıklanan anketlerde reformu kanadın adayı olarak öne çıkan Ruhani önde görülse de İran Dini lideri Hameney’e yakınlığı ile bilinen Reisi’nin de sürpriz yapabileceği değerlendiriliyor.

Seçimlerde reformist – muhafazakar yarışması

İran’da yeni başlayan kampanya sürecinin hemen başında yapılan son anketlere göre Ruhani oyların yüzde 43,5’ini alabiliyor. Reisinin oy oranın da artmaya başladığı belirtiliyor. Nitekim muhafazakar adaylardan biri olan Tahran Belediye Başkanı Galibaf'ın oyların bölünmemesi için Reisi'nin lehine çekilebileceği ve bu durumda anketlere yansıyan duruma göre Reisi'nin de Ruhani'yi yakalayabileceği belirtiliyor.

  • Bin 600 aday başvurdu, 6 kişi adaylığa layık görüldü
  • İran’da dört yılda bir yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bin 600 isim adaylık başvurusunda bulundu. Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin incelediği bu isimler arasında sadece 6 aday onaylandı.

Ruhani’ye eleştiriler sürüyor

İran'daki seçimlerde gündeme gelen en önemli konular ise ekonomik ağırlıklı. Özellikle Batılı ülkelerin İran'a yönelik yaptırımları nedeniyle ekonomisi zayıflayan ve son dönemde petrol fiyatlarının 50 dolar seviyelerine inmesi İran ekonomisini oldukça olumsuz etkiledi. Bu noktada 2013'ten beri Cumhurbaşkanlığı yapan reformist Hasan Ruhani anketlerde güçlü görünse de özellikle ekonomik sorunlar ve işsizlik konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle eleştirilerle karşı karşıya kalmış durumda. Reisi ve başta olmak üzere birçok isim Ruhani'nin ekonomi politikalarını eleştiriyor. 6 adayın da kampanyasını ekonominin güçlendirilmesi oluşturuyor.

Ruhani'nin seçim programında yer alan diğer bir konu P5+1 ülkeleri ile imzaladığı nükleer anlaşma. Batılı ülkeler ile nükleer anlaşma imzalayarak, İran’a yönelik sert ekonomik yaptırımların yumuşamasını sağlamış olan Ruhani, bu durumu atılmış olan başarılı bir adım olarak değerlendiriyor. Nitekim anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra, Batılı ülkeler İran’a yönelik yaptırımlarını hafifletti ve bu durum Ruhani’nin hanesine başarı olarak yazılmış durumda.

Ancak, anlaşmaya rağmen batılı ülkelerin -özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın- son dönemde dile getirdiği söylemler, İran’a yönelik sertliğin devam etmesi ve ekonomide istenilen değişimin gerçekleşmemesi Ruhani’nin eleştirilmesine neden oluyor. Ruhani’nin karşıtları gibi, dini lider Hameney ve İran Devrim Muhafızları da zaman zaman Ruhani’nin politikalarını eleştiriyor. Hameney’in ‘Batıya güven olmaz!’ söylemi üzerine inşa ettiği yaklaşımı dini lidere doğrudan bağlı olan Devrim Muhafızları tarafından da sık sık dile getiriliyor. İran’da gerçekleşen son ‘Devrim Kutlamalarına bu durum damga vurmuş ve Cumhurbaşkanı Ruhani, Devrim Muhafızlarını ‘siyasete müdahale etmek yerine işlerine bakmaları’ yönünde uyarmıştı. Bu durum Ruhani’nin elini zayıflatsa da dini liderin Ruhani’yi istemediği anlamına da gelmiyor. Ruhani’nin politikalarına zaman zaman eleştiri getirse de Hamaney'in Ruhani'nin izlediği politikalara desteği de devam ediyor.

  • Daha önce Batı ile yürütülen nükleer görüşmelerde İranlı heyetin içinde yer almış olan Ruhani, reformcu bir söylemi öne çıkarıyor. İran Yüksek Milli Güvenlik Konseyi’nde görev almış olan Ruhani, reformcu kanadın önemli isimlerinden biri olan Rafsancani ile de yakın bir ilişkiye sahipti. 2013 seçimlerinde olduğu gibi 19 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçimlerde de reformcuların büyük bir desteğini arkasına alan Ruhani’ye aynı cepheden rakip olan isim ise şu an yardımcılığını yapan Cihangiri. Ancak Cihangiri’nin reformcu kanadın oylarını bölmemek için Ruhani lehine adaylıktan çekilmesi bekleniyor.
Ruhani'nin en büyük rakibi: İbrahim Reisi

Ruhani’nin en büyük rakibi ve muhafazakarların adayı konumunda bulunan İbrahim Reisi ise, İran’da güçlü bir isim olarak biliniyor. Siyasi deneyimi az olsa da Ruhani gibi hukuk eğitimi almış olan Reisi, dini lider Hamaney’in desteği ile üst düzey görevlere getirilmiş bir isim. İran eski Başsavcısı olan Reisi, Mart 2016’da ülkenin en büyük vakıflarından olan İmam Rıza Türbesi vakfının başkanlığına getirildi. İran’daki en büyük ekonomik güce sahip olan vakfın başkanı doğrudan dini lidere bağlı çalışıyor.

Reisi de İran dini lideri Hamaney’e yakın olan isimlerden biri. Daha önce Hamaney’den sonra İran dini lideri olacağı iddia edilen Reisi’nin adaylığının açıklanması ile bu konu gündemden düşmüş durumda.

Galibaf adaylıktan çekilebilir

Reisi’nin muhafazakar adaylar içerisindeki en önemli rakibi ise Tahran Belediye Başkanı Galibaf. 2013 seçimlerinde de aday olan Galibaf’ın adaylıktan çekilip çekilmeyeceği henüz bilinmese de muhafazakar bloğun oylarını bölebileceği belirtiliyor. Buna karşın muhafazakar bloğun temsilcisi konumunda olan birçok birleşen, 19 Mayıs seçimlerinde Reisi’ye destek vereceğini açıklamış durumda.

  • Ekonomik vaatler ön planda
  • 19 Mayıs’a kadar devam edecek olan kampanya sürecinde hem muhafazakarlar hem de reforcular ekonomik vaatleri öne çıkarıyor. Ülkenin son dönemde yaşadığı ekonomik sıkıntılar da göz önüne alındığında ekonomik tabloyu değiştirme vaadinin sonuçlarda belirleyici olacağı düşünülüyor. Ruhani’nin dört yıllık Cumhurbaşkanlığı sürecinde ekonomik sorunları düzeltmede başarılı olamaması büyük bir dezavantaj olarak görülüyor. Reisi ise kampanya sürecini ekonomi ağırlıklı bir söylem üzerine kurmuş durumda. Hem reformist hem de muhafazakar kesimin bu denli iç politika ağırlıklı söylemler kullanmasının dış politikadaki etkisi ise henüz bilinmiyor.

Ancak bundan sonraki süreçte de dini liderin pozisyonu esas belirleyici unsur olmaya devam edecek. Hamaney’in karmaşık İran sisteminde sahip olduğu rol ve güçlü otoritesi, seçilecek olan yeni Cumhurbaşkanı’nı ve kabinesini onaylama sürecinde öne çıkması ve ülke politikasında öne çıkan Devrim Muhafızları üzerindeki tartışılmaz rolü İran’ın yeni siyasetini anlamada önem arz ediyor.

İran'daki seçim sistemi nasıl?

İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en çok tartışılan konular arasında sistemsel sorunlar bulunuyor. Devrim sonrası rehbere verilen yetkiler, cumhurbaşkanlığını sembolik yürütme haline getiriyor. İran Anayasası’nın 57. maddesinde “Cumhuriyetteki egemen güçler yasama gücü, yürütme gücü ve yargı gücüdür; bunlar müminlerin İslam cemaatinin uygulayıcı naibi ve ilahi Rehberinin kontrolü altındadır” belirtildiği üzere bütün siyasi sistem dini lider Hamaney’in kontrolü altına bulunuyor.

Sistemin adı ne?

İran Anayasası''nın 110. maddesinde Rehber''e ait yetkiler şöyle sıralanıyor: Rehber, rejimin genel politikalarını tarif eder ve bunların uygulamasını gözetler; Referanduma karar verir; Silahlı kuvvetlerin en üst komutanını seçer; savaş ilan eder, barış yapar; Yargıtay başkanını, radyo ve televizyon genel müdürünü atar; Cumhurbaşkanlığı seçimine katılacak adaylara onay verir; bazı durumlarda cumhurbaşkanını görevden alabilir.

Söz konusu yetkiler monarşik bir düzeni aratmaması, mevcut sistemi sorgulanır hale getiriyor.

Seçimler demokratik değerlerden uzak

İran'daki seçimlerin, demokratik kriterlerden uzak olduğu için eleştirilerin hedefinde bulunuyor. Sistemde aday olabilmek için dini yeterliliğe sahip olunması gerekiyor. Aynı şekilde cumhurbaşkanı adaylığı için en az sekiz yıl bakanlıkta, mecliste veya orduda çalışma şartı var. Bütün şartlar yerine getirilmiş olsa dahi Anayasa Koruyucular Şurası'nın onayı olmaksızın aday olunamıyor. Ayrıca İran'daki seçimlerin ne kadar özgür bir ortamda yapıldığı da tartışma konusu. 2009 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yolsuzluk iddiaları ve ardından yapılan kitlesel protestolar, yapılacak yeni seçimlere ihtiyatlı yaklaşılmasına neden oluyor.

İran'daki siyasi mekanizma, ülkedeki yegâne hâkimiyetin Rehber Ali Hameney'de olduğunu gösteriyor. Seçimle belirlenen cumhurbaşkanlığı ve yürütme makamının, anayasal çerçevede yetkileri kısıtlanıyor. Örneğin; Reformist Hatemi döneminde yaşanılan en büyük sorunlardan birisi de buydu. Yürütmenin çıkardığı birçok yasa, rehberin engeline takıldı. Ve yürütmenin fonksiyonu sadece belli başlı konularda işleyecek kadar sınırlıydı.


#İran
#Cumhurbaşkanlığı seçimleri
#İbrahim Reisi
#Hasan Ruhani
#Hamaney
7 yıl önce