Riyad'da Körfez İşbirliği Konseyi zirvesinde ABD ile Körfez Arap ülkeleri arasındaki güven sorunu çözülemeden sona erdi. Obama'nın ziyarette Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin İran'ın bölgedeki etkisine dair kaygılarını yatıştırmaya çalıştığı belirtildi. Zirvede, Suriye ve Yemen'deki iç karışıklıklar, petrol fiyatları, İran'ın bölgedeki istikrarı hedef alan tutumları ve terör örgütü IŞİD ile mücadele konuları ele alındı. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi'nin kapanışında konuşan Obama, kendilerinin ya da Körfez Arap ülkelerinin Tahran ile çatışma hâlinde olmaktan çıkarı olmadığını ifade etti. İran'ın bölgede 'istikrarı bozmaya yönelik eylemleri'nden bahseden Obama, “Hepimizin kabul ettiği nükleer anlaşmaya rağmen, İran'ın tutumuyla ilgili ciddi endişelerimiz hâlâ var" demekle birlikte Tahran'la diyalogu sürdürmenin önemli olduğunu savundu.
Washington'un KİK ülkeleriyle İran konusunda teknik anlamda fikir ayrışmasını yaşadığını belirten Obama, “Bize Büyük Şeytan lâkabını takmalarına rağmen biz İran ile diyaloğumuzu sürdürdük" ifadelerini kullandı. Ziyaret ABD medyasında geniş yer buldu. Beyaz Saray yetkilileri Obama'nın Erga Saray'ında Kral Selman ile yaptığı 2 saatlik uzun görüşmede “havayı yumuşattığını" öne sürerken önceki gün CNN televizyonuna konuşan Suudi Arabistan eski İstihbarat Şefi Turki Faysal, ABD ile Suudi Arabistan ilişkilerini değerlendirirken 'Eski günlerin geri gelmesini bekleyemeyiz' ifadesini kullandı. Faysal, 'Kanımca Amerika en az bizim kadar değişti' şeklinde konuştu. İki ülkenin, ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunan Faysal, “ABD'ye ne kadar daha bel bağlayabiliriz. Washington'un tutumunun sabit kalmasına ne kadar güvenebiliriz. Ortak çıkarlarımızın bir noktada buluşması nasıl sağlanır? Bütün bu soruları yeniden değerlendirmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan'ın önde gelen medya kuruluşlarından El-Arabiyye Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Cemal Kaşıkçı, Obama'nın “müdahale etmeme politikasına" doğru kaydığına dikkati çekti. Kaşıkçı, Suudi Arabistan'ın da buna karşılık Körfez ülkelerini de içine alan bölgesel bir koalisyon sistemi geliştirdiğini ve “Teröre Karşı İslam Koalisyonu" ile “Arap Koalisyonu" gibi birlikler kurarak çeşitli stratejik hamleler geliştirdiğini ifade etti. Körfez Araştırma Konseyi Başkanı Abdulaziz bin Sakr da Riyad'ın, dış güvenliği ABD'ye emanet etmekten vazgeçtiğini savunarak “Suudi Arabistan, Ortadoğu'ya sırtını dönen ABD'nin bıraktığı boşluğu kapatmak için kurduğu koalisyonlarla stratejik bir siyaset izliyor." şeklinde konuştu.
